43-167

523 41 43
                                    

Miran – Fırat Telefon Konuşması

M:Alo aga. Ne yapıyorsun?

F:Karımı aldım yanıma kahvaltı yapıyorum. Sen ne yapıyorsun?

M:Ne yapayım? Çatlak karıma laf anlatmaya çalışıyorum. Tutturdu yemek verelim diye. Tamam dedim, yemekleri ben yapacağım diyor.

F:Çok şaşırdım şu an inan.

M:Dalga geçme aga. Seni şey diye aradım ben. Ben restorana gideceğim. Sen şirkete haber versen birkaç kişiyi bizim eve göndersen, Reyyan baksa. Olur mu?

F:Olur aga. Hallederim ben. Senin aklın kalmasın hiç.

M:Tamam aga sağ olasın. Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum valla? Hadi görüşürüz.

İkisi telefonları karşılıklı olarak kapattıktan sonra Fırat neler olduğunu kısaca Yaren'e anlattı. Yaren sinsi gülümsemeyle birlikte kocasının yanına yaklaştı. Ellerini boynuna doladı.

Y:Kocacığım. Sana bir teklifim var.

F:Hımm nasıl bir teklifmiş bakalım?

Y:Aklına fesatça şeyler gelmesin bir kere. Şimdi Miran bu işi sana bıraktı ya..

F:Eee.

Y:Ben diyorum ki, tam Reyyan'ı çıldırtmanın zamanı. Ne dersin?

F:Bizi öldürürler diyorum. Belki Reyyan sana kıyamaz ama Miran beni öldürür. Sen bana doydun herhalde cenazeme katılmak istiyorsun.

Y:Siz kardeşsiniz. Kıyamaz o sana.

F:Söz konusu karısıysa ve ben karısıyla arasını açacaksam, kıyar.

Y:Kıyamaz kıyamaz. Biz bunu yapalım. Çok güzel geldi aklıma. Ben annemi de ayarlarım. Hem olanlardan dolayı moralleri bozuk. Kafaları dağılmış olur.

F:Kocanın da suratı dağılacak haberin olsun.

Y:Olmaz bir şey benim kocama. Sen bu yardımcı işini Miran'ın istediği gibi hallet. Bende kendime göre birkaç oyuncu bulayım.

Sözlerini bitirmesiyle birlikte Yaren'in telefonu çalmaya başladı. Arayan Reyyan'dı. Durumu kısaca Yaren'e anlatıp, yardımcı seçerken yanında olmasını istemişti.

Y:Tamam kuzen gelirim ben. Anneme de haber vereyim mi? Onu da görmedim ben, hasret gidermiş olurum.

R:Ayhh gören duyanda yıllardır görüşmüyorsunuz sanır.

Y:Aşk olsun kuzen.

R:Tamam tamam. Ben ararım yengemi. Hadi sen gel. Miran biraz sonra gönderir birilerini.

Y:Canım benim çarşıda alacağım birkaç şey var. Onları alayım oradan geleyim olur mu?

R:Tamam olur ama çok geç kalma. Tamam mı?

Y:Tamam canım. o iş bende. Hadi görüşürüz.

Yaren bakışlarını kocasına çevirdi. Söze başladı.

Y:Fırat bey, siz Miran'ın söylediği gibi birkaç kişiyi ayarlayın. Bende kendi bildiğim gibi birkaç kişi ayarlayayım.

F:Yaren yapma. Bu sefer öldürür Reyyan bizi. Ama bizden önce Miran'ı. Miran da ölmeden önce beni gömer artık.

Y:Kıyamaz o sana. Hadi beni oyalama ben gidiyorum.

İki Saat Sonra

Zehra, Handan, Melike, Yaren ve kucağında Mirhan'la birlikte Reyyan, avluya kurdukları masanın başında oturuyordu. Melike'nin ters bakışlarını üzerinde hissetmesiyle yandan baktı Melike'ye.

R:Söyle kardeşim söyle. Ne dedi sana Miran?

ML:Ayakta dikilmesin, yorulmasın, çok adım atmasın, Mirhan'ı kucağına almasın, valiz taşımaya kalkmasın, gelen adaylara çok kafayı takmasın, birde mutfağa masanın üzerine bir şişe süt bıraktım onu içsin dedi. Şimdi ben müsaadenle Mirhan'la yeterince hasret giderdiysen alayım onu. Sizin adaylar gelene kadar elinden tutayım, biraz şuralarda yürüyelim.

Handan ve Yaren test yaptırdığını biliyor ama sonucunu bilmiyorlardı. Handan bu konuşma sonucunda gözlerini kısarak baktı, sanırım şüpheleri doğruydu. Bu kıvırcık yine hamileydi. Reyyan oğlunun başının üzerine bir öpücük kondurup Melike'ye verirken, bakışlarını kapıya çevirdi.

R:Nerede kaldı bunlar? Bence hiçbirisini işe almayalım. Şimdiden geç kalıyorlar.

HAN:Ne geç kalması kız? Daha üç dakika var dedikleri saate.

R:Bakın baştan söylüyorum, öyle hemen oldu bittiye getirmek yok. Evime alacağım ben bu insanı. İciğini ciciğini araştıracağız.

Z:Tüh..Bak gördün mü unuttuk?

R:Neyi unuttuk anne?

Z:Keşke bir sabıka kaydı isteseydik. Uğursuz mu, hırsız mı nereden bileceğiz?

Reyyan gözlerini kısarak baktı, karşısında ki dörtlüye.

R:Ne güzel dalga geçiyorsunuz siz öyle? Siz dua edin şimdi benim sizinle uğraşmaya halim yok. Yoksa unutmuyorum aklımda hepsi.

Handan kaşlarını çatarak baktı Reyyan'a.

HAN:Anam bunlarda tencere kapak misali, tam birbirlerini bulmuşlar karıkoca.

Z:Niye öyle dedin Handan?

HAN:O Miran az mı uğraştı benimle? Hiçbir şeyi de unutmuyor kindar.

R:Ben duyuyorum yalnız yenge.

HAN:Aman duyarsan duy. Miran'ın yüzüne de söylerim ben. Bir düğüne gittim diye etmediği laf kalmadı bana. Neymiş efendim? Ben olmamam gereken her anda burnunuzun dibinde bitiyormuşum, olmam gereken zamanda yokmuşum. İftiraya bak iftiraya.

Karşısında ki herkes bakışlarını kaçırınca kaşlarını daha çok çattı.

HAN:Kız ne kaçırdınız bakışlarınızı? Yalan desenize.

Y:Yaani aslında şeyyyy...

HAN:Sus hain evlat seni. Ne sırnaşıklığımı gördünüz ki?

ML:Ne görmedik ki?

HAN:Bana bak camgöz sende uyma şunlara...Ne olmuş bir iki kere, olmamam gereken yerde bulunuverdiysem.

Z:Biz ona üç beş sefer diyelim.

R:Yok annem biz ona beş on sefer diyelim. Maaşallah yengemin hiç boşu yok.

HAN:Sus kız konuşturma beni şimdi. Sabahın güneşi doğmadan, daha kargalar kahvaltısını yapmadan, üstünüzde başınızda bir şey olmadan üst üste neler yapıyorsanız artık, orası herkesçe malum, yengeniz hiç boşu olmaz tabi. Allah her daim böyle olmanızı nasip etsin de, hiç dur durağınız yok kızım maaşallah.

Reyyan yengesinin bir anda söylediğiyle bakışları annesine çevirmiş, irileşmiş gözleri görünce başını önüne eğmişti.

Z:Handan eltim, Reyyan haklı. Bak sen kendin söylüyorsun. Güneş doğmadan, kargalar kahvaltısını etmeden, sen evli barklı insanların odasına neden dalıyorsun?

Reyyan heyecanla başını kaldırdı.

R:Hay ağzını öpeyim anne. Ben anlamadım ki, hırsızın hiç mi suçu yok? Öyle pat diye girilir mi?

HAN:Haa suçlu yine ben oldum.

Y:Kusura bakma ama sensin ann...

Yaren sözünü kapıdan girenler yüzünden tamamlayamadı. Herkes gözlerini açmış, karşısında ki üç kişiye bakarken, Reyyan'ın dudaklarından dökülen söz herşeyi özetliyordu aslında.

R:Oha. Bu ne be?

umarım beğenirsiniz. yeni bölümde görüşmek üzere


hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin