yazabildiğim kadarıyla yazdım. umarım beğenirsiniz.
R:Miran ben bir olalım istiyorum. Reyyan denildiğinde akla Miran, Miran denildiğinde akla Reyyan gelsin istiyorum. Birbirlerine olan sevdası gelsin istiyorum. Sen ben değil biz olalım istiyorum. Herkes bizim sevdamızı bilsin, konuşsun. Buralarda bir zamanlar, Reyyan ve Miran diye iki sevdalı vardı desinler. Onlar gibi sevin birbirinizi desinler, herkes bizim sevdamızı örnek alsın... Miran ben dün gece çok düşündüm. Sana bir şey olsaydı ben ne yapardım. Ne olurdum ben. Senden bir hatıra bile yok bana kalan. Aşkımızı, sevdamızı herkese haykıran bir şey istiyorum ben. Bizi her zaman bir arada tutacak bir şey, benim babama söylediğim yalanı gerçek edecek bir şey, sana bir şey olursa seni bana, bana bir şey olursa beni sana hatırlatacak bir şey, akşam eve gelişini dört gözle bekleyecek bir şey, bu hayatta bizi, bizden sonra en çok sevecek, sana baba bana anne diyecek bir şey. Bizim bir çocuğumuz olsun. Ben günün birinde elim boş kalsın istemiyorum. Aşkımıza şahit olan bu Midyat, bu taş duvarlar, çocuğumuza da şahit olsun. İkimizden bir parça. Sadece bize ait. İkimizden izler taşıyan. Gözleri senin ki gibi, saçları benim ki gibi. Sadece ikimize ait bir can istiyorum ben.
Miran'ın gözlerine baktı tekrar. Ağlıyordu sevdiği adam. Gözyaşlarının değdiği yerlere dudaklarını değdirdi. Bütün izleri dudakları ile sildi. Bu sefer Miran Reyyan'ın yüzünü avuçlarının arasına alıyor.
M:Reyyan. Karım. Ben seni çok seviyorum. Öyle çok seviyorum ki, şu göğsüme sığmıyor sevdam. Ben seninle var oluyorum. Seninle kıymetleniyor şu hayatım.
Reyyan kızardı, yüzünü hafif eğdi.
R:Hazırım ben Miran. Bu evliliği gerçek yapmaya, vuslata ermeye hazırım. Sana vuslat olmaya hazırım.
M:Reyyan ben seni bir şeye zorlamak istemiyorum. Emin misin sen?
R:Eminim.
M:Bak mecbur değilsin.
İç Ses Reyyan:Ne oldu ya şimdiye atlaması lazımdı.
R:Biliyorum beklersin ama ben beklemek istemiyorum.
M:Pişman olmanı istemiyorum.
İç Ses Reyyan:Ya Allahh. Bu beni sinirlendirmeye mi uğraşıyor. Eğer öyleyse başarıyor.
R:Niye pişman olayım Miran kocam değil misin?
M:Emin misin?
R:Değilim Miran değilim. Ne dememi bekliyorsun acaba. Bir saattir ne anlatıyorum ben? Emin misin, pişman mısın? Bu ne ya. İstemiyorsan söyle.
Sinirle doğruldu yerinden gitmeye hazırlanıyordu. Miran kolundan tuttu.
M:Reyyan güzelim kızma. Ben kendini buna mecbur hissetmeni istemiyorum. Ben seni sonsuza kadar beklerim. O gün hiç gelmese bile beklerim. Sen benim yanımda ol yeter bana.
Reyyan Miran'ın tatlı tatlı konuşmasıyla sakinleşti.
R:Ben seni çok seviyorum. Mecbur hissettiğim için değil seni sevdiğim için hazırım diyorum. Çünkü gerçekten hazırım. Seni seviyorum.
Dudaklarına öpücük bıraktı. Kocasının kollarına götürdü ellerini. Kollarını aldı beline doladı. Hafifçe yanına uzandı. Öpücükleri alevleniyordu. Kalplerinin sesleri duyulmaya başlamıştı. Kocasının yarasının üzerine koydu heyecandan titreyen ellerini. Kendi açtığı yarayı kapattı avucuyla. Miran şaşkınlığını üzerinden atamıyordu. Olanlara inanamıyordu. Kollarını karısının ensesine götürdü. Kendisine bastırdı. Dudaklarını öyle bastırıyordu ki nefes almak zorlaşıyordu.
Dudaklarını kocasının dudaklarından ayırdı Reyyan. Doğrulmaya çalışan kocasını göğsünden itip, kucağına oturdu. Boynuna öpücük kondurmaya başladı. Ardı ardına kondurduğu öpücükler ile kocası yutkunamaz oldu. Boynundan göğsüne doğru yol çizdi dudakları. Ardı ardına öpücük konduruyordu. Kendi açtığı yaranın üzerine getirdi dudaklarını. Uzunca bir öpücük kondururken gözlerinden bir yaş firar etti. Yüzünü kaldırdı. Gözlerine baktı sevdiği adamın. Ellerini kurşun izinin üzerine getirdi.
R:Canın çok yanmış mıydı?
M:Hiç yanmamıştı. Ben senden gelen her şeye razıyım. Ölüm olsa bile.
R:Anma ölümü. Bizim yaşayacağımız çok güzel zamanlarımız olacak.
Dudakları tekrar buluştu. Dönüşü yoktu. İkisi de farkındaydı.
Kış yaklaşıyordu. Mevsimlerden sonbahardı artık. Ama neden bu kadar sıcaktı burası. Üzerinde ki kıyafetler yakmaya başlamıştı. Miranda öyle düşünüyor olmalıydı. Elleri elbisesinin eteklerine gitti yukarıya sıyırdı. Yavaşça başından çıkartıp rastgele fırlattı. Alttaki çamaşırı olmasa tamamen çıplaktı Reyyan. Belini sırtından başlayarak okşamaya başladı. Dudaklarını kopardı birbirinden. Karısının çıplak omuzlarına indirdi dudaklarını. Dudakları yanıyordu sanki. Yangını söndürecek tek şey şu anda kucağında oturuyordu. Elleri sırtını ve belini baştan aşağı okşayarak talan ederken, dudakları omuzlarından aşağıya doğru kaydı. Dudaklarına ve ellerine takılan şeyle alev alan gözlerini karısının yüzüne çevirdi izin alır gibi. Karısının gözlerinden okuduğu onayla, ellerini karısının vücuduna sürterek sütyen kopçasına götürdü. Her anın tadını çıkarırcasına, yavaşça çözdü kopçayı. Gözlerini karısının yüzüne dikti kendisine bakmasını, utanmamasını istiyordu. Ama Reyyan göğüslerinde hissettiği boşluk ile utançtan yerin dibine girmiş gibi hissetti.
M:Bak bana hadi. Karımsın sen benim. Sen bana helalsin. Bende sana helal. Kötü hissetme. Yanlış bir şey yapmıyoruz.
R:Biliyorum. Ben kötü hissetmiyorum. Utanıyorum. Çok farklı bakıyorsun şu an.
M:Ah Reyyan ah. Bir öpücük verirsem rahatlarsın belki. Gel bakalım şöyle.
Diyerek yerlerini değiştirdi. Şimdi kendisi Reyyan'ın üzerindeydi. Reyyan'ın şaşkınlıkla açıldı gözleri. Şaşkınlığı Miran'ın üzerinde olması değil, Miran'ın öpücüğüydü. O dudağından öpeceğini düşünmüştü. Ama şimdi göğsünün birisi kocasının dudaklarında, diğeri avcundaydı. Yaptığı tatlı işkence dozunu artırarak devam ediyordu. Ellerini beline doladı. Bacakları gücünü yitiriyordu sanki. Yatıyordu ama sanki düşecek gibi hissediyordu. Kollarını ve bacaklarını kocasına doladı. Dudaklarından firar etmek üzere olan inlemeyi, dudaklarını kocasının omzuna bastırarak durdurdu. Ellerini yavaşça aralarından uzattı. Miran'ın pantolonunun kemerine gitti elleri. Pantolon düğmesini titreyen elleriyle açtı. Miran doğruldu. Pantolonu çıkartıp Reyyan'ın elbisesini attığı yere doğru fırlattı. Tekrar Reyyan'ın dudaklarına gömüldü. İkisi de kendisini kaybediyordu. Sona yaklaşıyorlardı. Reyyan dudaklarında ki inlemeleri tutamıyordu artık. Reyyan inledikçe Miran kendisini saran ateşin Reyyan'ı da sardığını anlayınca ellerini aşağıya indirdi. Reyyan'ın iç çamaşırına götürdüğü elleriyle aynı anda gözlerini karısının gözlerine sabitledi. Dudaklarında dua gibi "seni seviyorum" sözü dökülüyordu. Elleri hareket etti. Reyyan'ın çamaşırını çıkarttıktan sonra kendi çamaşırını da çıkartıp, kenara attı. Gözlerini karısının gözlerine sabitledi.
M:Reyyan ben..
R:Gel Miran. Karınım ben senin. Korkmuyorum ben. İstiyorum.
Tek beden olmadan tekrar birbirlerinin gözlerinde kayboldular. Aynı anda söyledikleri sözle, ikisi de şimdiye kadar bekledikleri için çoktan pişman olmuştu. Çok vakit kaybetmişlerdi.
M:Seni çok seviyorum kadınım.
R:Seni çok seviyorum kocam.
yorumlarınızı bekliyorum. inşallah istediğiniz gibi olmuştur
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.