43-186

475 38 8
                                    

Miran, Fırat'ı hem rahatlatmış olmanın hem de gaza getirmiş olmanın rahatlığıyla odaya gitmeye başladı. Tam kapının önüne geldiğinde çalan telefonuyla birlikte yüzünde derin bir gülümseme belirdi. Zil sesini iyi ki böyle ayarlamıştı. Karısına baktığı gibi kimseye bakamazken, telefonunda herkeste çaldığı gibi çalmasına izin vermemişti. Yüzüne kondurduğu gülümsemeyle birlikte kapıdan içeriye girdi. Karısının kendi kendine söylenmesi ilişti kulağına.

R:Gördünüz değil mi? O babanız olacak adam telefonlara da cevap vermiyor artık. Hem de benim telefonuma cevap vermiyor. Biricik karısının, tamı tamına üç çocuğunun annesinin. Bu babanız çok değişti. Kaldıramadı bence üç çocuk babası olmayı.

M:Yok artık ya..Daha neler? Bu nasıl iftiradır? Atıyorsun bari yavrucuklarıma atma. Ben senin telefon sesini bile sana özel yapayım sen, kapının önündeyim diye açmadığım telefon için çocukları dolduruşa getir. Utanmadın da kocanın gıybetini ederken. Canın mı sıkıldı senin?

R:Dolduruşa getirmedim. Gıybette etmedim. Olanı söyledim.

M:Olmayanı söylersen gıybet etmiş olmazsın zaten. Direkt iftira atmış olursun.

R:Herşeye de bir cevabın var Miran. Neredesin sen? Tam otuz beş dakikadır yoktun. Hani yarım saat sonra gelecektin.

M:Güzelim sen gezmek aşermişsin. Canın sıkılmış senin. Ben Fırat'a gazı verdim. Koşa koşa Yaren'in yanına gitti. Onlar çocuğa karar verene kadar, bana bir İstanbul turu attır sen. Şu şoförlüğünü bir de İstanbul trafiğinde görelim bakalım. Ehliyeti süs diye aldın sanki.

R:Miran o nasıl laf? Ehliyeti aldım, doğum yaptım. Daha o iki günlük olmadan çocuk diye tutturdun. Ne ara sürseydim arabayı? Senin hızına yetişilmiyor ki.

M:Sağol canım o senin hızın.

R:Miran sırası mı şimdi?

M:Sırası mı olur Reyyan? Alt tarafı arabayla iki tur atacağız, üç insan çatlatacağız, beş dakika vakit geçireceğiz. Otuz dakika sonra geri döneceğiz.

R:Matematiği böyle laf arasında bilinçsizce kullanmana ayrıca haranım kocam.

M:Sağol aşkım.

R:Bir de sağ ol diyor adam ya. Mirhan ne olacak?

M:O da gelsin. Annesinin şoförlüğünü çekiştireceğiz biz oğlumla.

R:Allah Allah. Sen ne güzel destek oluyorsun karına.

M:Her zaman. Hadi gidelim. Ben arabayı kiraladım, kapının önünde bizi bekliyor.

R:Otomatik kiralasaydın, nazik bileklerimle vites atamam.

M:Allah Allah laflara bak hele. Şoför oldu da araba beğenmiyor kadın.

R:Kocam sağ olsun. Her şeyin en güzeline alıştırdı, kolay kolay beğenemiyorum artık.

M:Senin o kocam diyen dilini yer kocan.

Miran'ın cümlesini bitirmesiyle birlikte Mirhan'ın yaptığı hareketle ikisi de şaşkınca bakakaldı. Dilini dışarıya çıkartıp eliyle dokunmuş, ardında da ağlamaya başlamıştı. İkisi de şaşkınca oğullarına bakarken, gözleri karşılaştı.

M:Oğlum sen bu kadar büyüdün mü? Reyyan bu baya baya anlıyor.

R:Evet anlıyor. Ama yanlış anlıyor. Kendi dilini yiyeceksin sandı. Miran bir şey yap, çocuk boşu boşuna ağlıyor.

M:Ne yapayım Reyyan? İki kişinin konuşmasını dinlerse, araya kaynar tabi. Kusura bakmasın artık.

R:Miran ne diyorsun?

M:Ne bileyim ben ne dediğimi biliyor muyum? Şaşkına çevirdi bu çocuk beni.

R:Mirhan'ın yanında bir daha böyle konuşma. Dilini yerim ne ya?

M:Haklısın güzelim. Kötü örnek oldum. Hemen düzeltiyorum.

Mirhan'ı kucağına almış, gözyaşlarını silmişti.

M:Ağlama oğlum ben senin dilini yemeyeceğim. Ben onu annene söyledim. Sen kendi üzerine alındın.

Reyyan hafif sesini yükselterek seslendi kocasına.

R:Mirannn.

M:Tamam canım demedim bir şey. Oyy ben senin o minicik dudaklarını öperim.

Gözlerini karısının gözlerine dikti.

M:Oldu mu yavrum? Sanırım hatamı telafi ettim.

R:He Miran. Çok güzel telafi ettin. Hep böyle ol. Hadi gidelim Allah aşkına. Bizden de şöyle herkesin ki gibi bir anne babalık çıkmadı.

M:Kısmet artık. Bir dahakilere inşallah.

R:La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.

M:Amin.

R:Cennetlik olacağım sayende Miran.

M:Ne güzel işte güzel karım. Hem bu dünyana, hem de öbür dünyana yararlı bir kocayım. Daha Allah'tan ne istiyorsun? Valla çarpılırsın. Kadrimi kıymetimi bil.

R:Ah Miran ah. Hadi gidelim.

M:Bence de hadi gidelim. Zaman çabuk geçsin de bir an önce Mirhancığım, canım oğlum, teyzesiyle eniştesiyle vakit geçirsin.

Mirhan'ın kendisine bakışlarını görünce yanaklarına derin bir öpücük kondurdu.

M:Sırf senin için söylüyorum oğlum. Yanlış anlama beni.

R:Yalan söylemesene çocuğa Miran.

M:Yalan söylediğimi nereden bilecek Reyyan?

R:Olsun bilmezse bilmesin yalan söyleme sen yine de.

M:Tamam.

Bakışlarını oğlunun gözlerine dikti. Konuşmaya başlamasıyla birlikte Reyyan elini alnına vurup, derin bir nefes çekti. Bu adam hiç akıllanmayacaktı.

M:Oğlum aslında teyzenle vakit geçir diye göndermiyoruz seni. Annen beni aşermiş, sevişeceğiz biz. 

umarım beğenirsiniz. yeni bölümde görüşmek üzere

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin