43-115

751 45 25
                                        

Reyyan, Mirhan'ı kendi elleriyle giydirdikten sonra kendisi hazırlanmaya başladı. Aradan geçen bir iki saatten sonra Mirhan, Melike'nin kucağında odanın kapısına gittiler. Elini kapının kulpuna yerleştirdi, derin bir nefesle birlikte dışarıya çıktı. Merdivenlerin başına geldiğinde, önceki düğünü gözünün önüne geldi. Gözleri yanmaya başlayınca hızla başını iki yana salladı. Gözlerini yumup bekledi biraz. Aldığı nefes sıklaşmaya başladı. Arkadan hafif mırıltısı gelen oğlunun sesiyle kendisine geldi. Arkasını dönüp kucağına aldı oğlunu. Alnına bir öpücük kondurdu.

R:Gel oğlum birlikte inelim aşağıya.

Reyyan'ın merdivenin başında görünmesiyle birlikte, tüm Şadoğulları nefeslerini tuttu. Herkesin gözlerinin içine baktı Reyyan. Tek tek. O kadar emindi ki herkesin aklına aynı şeylerin geldiğinden. Yüzüne kocaman bir gülümseme kondurdu. Herkese verilen açık bir mesajdı aslında. "Bugün o gün değil. Öyle bakmayın birbirinize, öyle bakmayın bana. Gözlerinizi kaçırmayın. Aksine tam gözümün içine bakın ki, gözlerinizde göreyim benim için duyduğunuz mutluluğu". Herkes Reyyan'ın verdiği mesajı çok iyi anlamıştı. Herkes başını kaldırdı, yüzlerine kondurduğu gülümsemeyle birlikte, gururla baktılar Reyyan'a.

Kucağında oğluyla birlikte yavaşça indi merdivenlerden aşağıya. Kapının tıklanmasıyla başını çevirdi hızla. Dışarıdan duyduğu Miran'ın sesiyle gözlerini kapattı tekrar. Sanırım bu düğün planı kötü bir fikirdi. Tüm anlar gözünde canlanıyordu. Gözleri feryat etmemek için savaş veriyordu. Miran'ın onu çağıran sesiyle farkında olmadan kapıya yönlendi adımları. Kapının önüne gelip, Miran'ın gözlerine bakınca. Kokusunu içine çekti.

M:Çok güzel olmuşsun ömrümün baharı. Güzel olacağını biliyordum ama görmek çok başkaymış. Çok yakışmış.

R:Sana da damatlık çok yakışmış. Beyaz çok yakışmış.

M:Ee temiz bir sayfaya adım atıyoruz.

Miran ellerini kaldırdı. Gözlerinin önüne getirdi. Reyyan'ın gözlerinin önünde durdurdu, gözünü kapatmasını sağladı.

M:Şimdi senden gözünün önüne gelen bütün görüntüleri silmeni istiyorum. Bu bizim düğünümüz. Her şeyin başlangıcı, her şeyin bittiği yerden tekrar başlaması. Artık kötü hiçbir anıya yer yok. Ne hayatında, ne aklında, ne de gözlerinde. Bundan sonra bize sadece tekbir şey var sevdiğim. Oğlumuzla birlikte, çocuklarımızla birlikte, uzun ve mutlu bir hayat. Ne sen o Reyyan'sın, ne de ben o Miran. Biz sevda ateşine düştüğümüzden beri eski biz değiliz...Kurban olayım sil o gözlerinde ki buğuyu. Ve sakın pişman olma. Biz bu düğünü yaparak en doğru şeyi yapıyoruz...Şimdi oğlumu alayım ben kucağıma. Sende tut elimden bir hayalimiz daha hayal olmaktan çıkıp hayat olsun bize. Anı olsun.

Kapalı olan gözlerini Miran'ın sözlerini bitirmesiyle açtı. O kadar insanın varlığını umursamadan yanağına bir öpücük kondurdu kocasının.

R:Seni çok seviyorum adam. Seni çok seviyorum tek yârim.

M:Hele ben kadın. Hele ben can ilacım.

Mirhan'ı kucağına alıp, derin bir öpücük kondurdu yanağına.

M:Oğlum benim. Hazır mıyız bakalım? Nerelere gideceğiz biz?

R:Gerçekten Miran. Nereye gidiyoruz?

M:Biz tüm Midyat'ta gelinliğimizle, damatlığımızla ve oğlumuzla adım adım, sokak gezmeye gidiyoruz. O gün gelinliğinle, ağlayarak yürüdüğün sokaklarda bugün kocanla, gelinliğinle, oğlunla yürüyeceksin. İşte biz buna gidiyoruz. Geçmişi yenilemeye.

Reyyan bir kez daha gözyaşı dökerken, bugün ne kadar daha mutlu olabileceğini düşündü içinden. Kocasının ellerini sıkıca tuttu. Gözlerine aşkla baktı. Kucağında Mirhan, yanında karısı sokaklarda gezmeye başladılar. Her adımlarında tebrikleri kabul ettiler. Her adımda imrenerek bakan gözlerle karşılaştılar. Reyyan'ın tarifiyle o gün dolaştığı bütün sokakları gezdiler.

R:İşte burada bir amca çıktı karşıma. Tam bu köşede. "Böyle dolaşma arkandan konuşurlar" dedi. Beni evine misafir etti. Bana yardım etti.

M:Hangi ev olduğunu hatırlıyor musun?

R:Sanki her şeyi tekrar yaşadım. Anını bile o kadar net hatırlıyorum ki. Şu ilerideydi.

M:E o amca gelmeyecek mi bizim düğünümüze? Senin ağladığına şahit olmuş, güldüğüne şahit etmeyecek miyiz?

R:Gelir mi ki?

M:Gelir tabi. Neden gelmesin?

Eve adım adım yaklaştılar. Kapının ardından gelen tanıdık sesle, kocasının elini sıktı Reyyan.

A:Buyr..Kızım. Hoş geldin. Hoş geldiniz... Çekeyim mi kocanın kulağını?

R:Çekme amca çekme...Bak bu da Mirhan oğlumuz.

A:Çok beklettiniz kızım. Ben sizi daha önceden bekliyordum.

R:Nasıl yani?

A:Bir keresinde daha senin başına onlar gelmeden, sabaha karşı bu oğlanla karşılaşmıştık. Şadoğlu konağının orada deli danalar gibi dolanıp duruyordu. Konuştuk ettik, bir daha da görmedim. Sonradan öğrendim senin başına o halleri getirenin bu oğlan olduğunu. Öğrendiğim gün Hazar'da vardı yanımda. Baban. Ona da dedim. "Kapımı çalacaklar. Bak biz mutluyuz diyecekler" dedim. Babanda "nereden biliyorsun" dedi. "Gözlerinde gördüm oğlum" dedim "gözlerinde. O çocuk sevmiş" dedim. Ben sevdayı gözlerden anlarım."

R:Bak amca biz çok mutluyuz..Seni de mutluluğumuza şahit olmaya götürmek için geldik. Gelirsin değil mi?

A:Gelirim tabi. Siz unutmamışsınız, ben gelmez olur muyum? Siz mutlu olmayı başarmışsınız, ben gelmez olur muyum?

Amcayı düğüne davet edip geleceğine dair söz alıp tekrar konağa doğru yol aldılar. Kapıyı aynı o gün açtıkları gibi açtılar. Çeyizleri aynı o gün olduğu gibi aldılar. Aynı o gün olduğu gibi reyhani oynadılar. Her şey geçmişle aynı ama daha mutlu, daha huzurluydu. Kalplerinde aynı heyecanla aynı yere yol almaya başladılar. El ele girdiler içeriye tıpkı o gün olduğu gibi. Tek fark nikâhlarının kıyılmayacak olmasıydı. Onlar zaten evliydi.

R:Miran nasıl yaptın? O güne nasıl döndün? Her şey aynı. Doğru söyle sen bunu ne zaman planladın? Bu dün bugünle olacak bir şey değil.

M:Seni gördüğüm gün.

R:Onu demiyorum. Yeniden düğün yapmayı, bu yaptığın düğünün eskisiyle aynı ama daha mutluluk verici olmasını. Ne zaman "yapacağım" dedin?

M:Seni ardımda bıraktığımda. Ama bana geri gelmeyeceğini biliyordum. Bunu hak etmediğimi de. O yüzden imkansız geldi. Ama sonra sen ku-kulübeyi ateşe verip, ölmek isteyince, aklımı kaybedip konağa geldim. Dedem seni..Şey yani..Se-seni öyle çar-çaresiz görünce. Aklım başıma geldi. O anda yemin ettim. Her şeyi telafi edeceğim diye.

R:Ettin kocam. Öyle bir telafi ettin ki, sabah gözümde canlananlar aklımdan uçup gitti sanki.

Birbirlerine aşkla bakarken, kapıdan girenlerle Miran'ın yüz ifadesi silikleşti. Gözleri buğulandı. Esma ile Azize yanlarına doğru geliyordu.

M:Bunların burada ne işi var?

R:Ben çağırdım.

M:Ne?

 umarım beğenirsiniz kalbimi bıraktığım, çok duygulandığım bir bölüm. umarım beğenirsiniz. yeni bölümde görüşmek üzere

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin