M:Ben ne kadar şansız bir adamım ya.
R:Şansız mı? Biraz önce çok şanslıydın, dünyanın en güzel kadını senin karındı, şimdi ne oldu da şansız oldun? Karının aslında düşündüğün kadar güzel olmadığını mı fark ettin?
M:Ne alakası var Reyyan? Her şeyden önce senin için güzel, huyun güzel. Ben senin yüzünden önce gönlüne, gülüşüne aşık oldum. Kalbin kötü olduktan sonra yüzün güzel olsa kaç yazar değil mi?
İç Ses Miran: Konuya güzel giriş yaptın Miran aynen devam.
R:Doğru söylüyorsun.
M:Doğru tabi, bak mesela Yaren.
R:Yaren mi, o nereden çıktı şimdi?
Miran arabayı sağa çekti. Zaten şehirden de baya uzaklaşmışlardı. Kimse görmez diye düşündü. Reyyan'a dönüp alnından öptü.
M:Ben bugün Yarenle konuştum.
R:Neden böyle bir şey yaptın? Ya niye konuşuyorsun sen Yarenle? Başımıza bela olacak yine.
M:Ne yapsaydım seni üzmesine, ağlatmasına daha fazla sessiz kalamadım. Ama söylediği şeylerde aslında haklılık payı var.
R:Neymiş Yaren'in haklı olduğu şu konu çok merak ettim.
M:Dede ki "Reyyan sevdasının arkasında duramıyor. Kim ne derse tamam diyor. Hatta bu yüzden seni bile boşadı" dedi.
R:Sen de mi böyle düşünüyorsun? Sevdamın arkasında durmuyor muyum? Miran ben seni çok seviyorum.
M:Reyyan sakin ol. Her şeye öyle gözyaşı dökmeyeceksin, ben senin beni ne kadar sevdiğini de, bu sevda için neler yaptığını da çok iyi biliyorum bu bir. İkincisi de benim kastettiğim o değildi. Benim Yaren'in bu cümlesinde dikkatimi, senin kimseye hayır diyemeyişin, kendini ezdirişin çekti. Kocana gelince her şeye verecek cevabın var, her şeye olmaz diyorsun. Ama benden başka herkese tamam diyorsun hep. Olmaz böyle. Yanlış anlama beni Reyyanım, senin bu her şeyi olduğu gibi kabul etmeyişin, kendine söz hakkı doğurman çok hoşuma gidiyor. Kocanda olsa kendini ezdirme kimseye. Babana da, dedene de. Hoşuna gitmese de tamam deme. Sen çocuk değilsin ki her dediklerini koşulsuz yapasın. Ben demiyorum onlara karşı çık diye. Ama güzel karım, sende evli barklı kadınsın, benim karımsın, Reyyan Aslanbeysin, yakında anne olacaksın. Her şeyde söz hakkın olmalı. Anlaştık mı?
Dudaklarına öpücük kondurup tekrar yola çıktı.
R:Anlaştık düşünceli kocam.
M:Sil şimdi gözyaşlarını. Sen üzülürsen bebekte hisseder, üzme benim çocuğumu.
R:Sana da eğlence çıktı Miran. Unutma ben o yalanı boşanmayalım diye söyledim. Bende yalan söylemek istemiyorum ama ne yapsaydım. Boşanmamıza izin mi verseydim.
M:Yok canım iyi yaptın. Ama işte bende tam olarak onu söylüyorum, yalan olmasın.
R:Anlamadım.
M:Neyi anlamadın Reyyan, çocuk istiyorum ben.
R:Allah'ım herif çıldırdı yine.
M:Ne çıldırması Reyyan ben ciddiyim. Öyle bir iki falanda değil, ben çok çocuk severim, hele senden olacaksa daha da çok severim. En az dört tane istiyorum
R:Birde en az dört öyle mi? Başka bir arzun, kim taşıyacak o kadar çocuğu? Olmaz iki tane yeter.
M:Ne ikisi yahu o kadarcık olmaz. Bak bir, iki sayarken bile çabuk bitiyor. En az dört.
R:Hayır efendim iki.
M:Dört.
R:Mirannn.
M:Ne Miran. Neyse bu konuyu sonra uzun uzun konuşuruz. Hadi in bakalım geldik. Ama konuşacağız, en az dört.
Diye söylenerek Reyyan'ın elinden tutar ve eve doğru gider. Bir yandan da eliyle dört diye gösterir.
R:Off hadi Miran gir içeri hadi.
M:Tamam tamam.
İçeriye girdiklerinde Şükran hanım çiçekleriyle konuşuyordu.
Ş:Tek ben değil sizde gördünüz değil mi? O muydu acaba? Geldi mi? Allah'ım sen aklıma mukayyet ol.
M:Kim geldi anneanne?
Şükran hanım yerinde sıçradı.
Ş:Oğlumm, Reyyan hoş geldiniz.
M:Kim geldi anneanne?
Ş:Kim olacak oğlum komşu. Başka kim gelsin.
M:İyi bakalım.
R:Miran niye korkutuyorsun sen benim anneannemi?
M:Ne yapayım Reyyan oda çiçeklerle ilgilenirken böyle dalmasın korkuturum tabi. Kıskanıyorum artık ama beni böyle sevmedi.
Söylenerek eve doğru yürümeye başladı.
M:Yok ben anladım. Çiçek seveceğim diye beni unutan kadınlar benim kaderim valla.
Reyyan ile Şükran hanımda Miran'ın söylenmesine gülerek içeriye girdiler.
Elinde çay bardağı ile esneyerek sonlandırdı cümlelerini Miran.
M:İşte böyle anneannem şimdi Hazar bey, Reyyan'ı hamile, geriye kalan herkeste bizi boşandı sanıyor. Bizde yolumuza devam ediyoruz işte.
Ş:Ah evlatlarım ahh. Bir mutluluğu çok gördüler size. Ama siz böyle el ele olun hep, sizi kimsenin ayırmaya gücü yetmez.
Miran Reyyan'ın elini tutar. Bir yandan da esneyerek,
M:İnşallah anneannem, bizde onun için uğraşıyoruz.
Ş:Miran nedir bu sabahtan beri esneyip duruyorsun, gece uyumadın mı oğlum sen?
M:Yok anneanne gece Reyyan'ın annesini almaya Artvin'e gidip geldim. Uykusuzum.
Ş:Desene oğlum yorgunum diye. Hadi geç odaya, yat sen. Bende yiyecek bir şeyler hazırlayayım. Hadi oğlum.
M:Hiç itiraz edemeyeceğim valla anneannem gözlerim açılmıyor.
Miran odaya geçerken bir yandan da Reyyan'a kaş göz işareti yapıyordu ama Reyyan omzunu silkti ve Şükran hanımın arkasından gitti. Antreye çıktıklarında Şükran hanım arkasından gelen Reyyan'a döndü.
Ş:Kızım sen nereye?
R:Mutfağa anneanne. Yemek yapacağız ya.
Ş:Sen kocanın yanına git, ben hazırlarım.
R:Olur mu öyle şey anneanne? Hazırlarız işte birlikte.
Ş:Kızım sen kocanın yanına git. Onun şimdi bakıma ihtiyacı var şimdi. Ahh yavrum ah, evliliğinizi bile yaşatmadılar size. Hadi git, hadi. Ben yaparım ne lazımsa.
R:Peki anneanne.
yorumlarınızı bekliyorum

ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.