43-171

560 41 16
                                        

Bir Ay Sonra

Miran oğlunun altını değiştiren karısının arkasından yaklaştı sessizce. Ellerini beline sarıp, boynuna bir öpücük kondurdu.

M:Hadi yavrum. Sen kenara geç, ben değiştiririm altını.

Reyyan kaşlarını şaşkınca kaldırdı.

R:Allah Allah..Nereden çıktı bu yardım severlik?

Miran dudaklarını büzdü, kaşlarını çatarak baktı karısına.

M:Aşk olsun güzelim. Sen beni dışarıdaki o yabani babalara mı benzetiyorsun? Ben sana her zaman yardımcı olmuyor muyum?

R:Yok canım hakkını yiyemem. Oluyorsun elbette. Çok teşekkür ederim...de..Bu sefer sanki bir şey isteyecekmişsin gibi hissettim ben. Bilirsin benim hislerim kuvvetlidir.

Miran bir yandan Mirhan'ın altını değiştirmeye çalışırken, bir yandan da hafifçe karısına baktı.

M:Yok yani aslında istek değil de, fikir diyelim.

R:Ben malımı bilmez miyim? Neymiş o fikrin söyle bakalım?

M:Ben diyorum ki..

R:Hıı ne diyorsun?

M:Lafı mı neden bölüyorsun kadın? Bir bekle, zaten çekiniyorum.

R:Ha birde çekineceğin bir şey. Hayır olsun inşallah.

M:Hayır hayır..Ben diyorum ki, hayat kısa. Kime ne zaman, ne olacağı belli olmaz. Bizim küçük adamı sünnet ettirsek mi?

Reyyan şaşkınlıktan kocaman açılan gözleri ve ayarlayamadığı sesiyle karşılık verdi karşısında ki kocasına.

R:Ne?..Adam sen çıldırdın mı?

M:Yoo çıldırmadım. Valla çokta ciddiyim. Fani dünya, ölüm var ölüm. İçimizde kalmasın hiçbir şey.

R:Oldu canım. İçimizde kalmasın diye davullu zurnalı birde beşik kertiği yapalım istersen. Düğününü de görmüş oluruz.

M:Yok canım o kadar da abartma. Sünneti olsa yeter.

R:Olmaz Miran. Daha çok erken. Hem yanlış bir şey falan yaparlar.

M:Ne olmuş yani? Küçükken olsun işte. Önü sonu olacak. Hem bende bebekken olmuşum. Gördüğün üzere herhangi bir deformesi yok, gayet pürüzsüz, taş gibi maşallah..

Reyyan kocasının koluna vurdu hafifçe.

R:Miran nasıl konuşuyorsun çocukların yanında.

M:Tamam ya. Demedim bir şey. Tamam de işte.

R:Ya babası nasıl tamam diyeyim?

Eğilip oğlunun henüz kapanmamış bezine baktı. Sünnet olacağı bölgesi hala açıktı.

R:Baksana kendisi de minicik, pipisi de minicik.

Miran hızla karısının sözünü kesti.

M:Ne diyorsun kadın? Tövbe de.

Oğlunun kulağına doğru eğildi.

M:Oğlum sen bakma annene. Sıkma canını da minik değil.

Bakışlarını oğlunun önüne eğip baktı.

M:Tamam şimdilik biraz ufak ama ileri de büyüy..

R:Miran..Bana diyorsun ne anlatıyorsun el kadar çocuğa. Anlıyor artık seni. Unutma dili de dönüyor artık. Valla rezil eder bizi, suçu tamamen senin üzerine atarım haberin olsun.

M:Sağol ya..En sevdiğim huyun, beni ne olursa olsun satmaman zaten.

R:Rica ederim.

M:Ee ne diyorsun?

Reyyan kaşlarını düşürüp bir oğluna bir de kocasına baktı.

R:Canı acıyacak mı?

M:Acıyacak tabi Reyyan. Etinden et kesecekler.

R:O zaman hayır, olmasın sünnet falan.

M:Güzelim yapma. Olsun bitsin işte, hem ne güzel travması da olmaz. Hem acıyacak ama çok az. Sinek ısırığı gibi. İğne yapacaklar. Sadece onu hissedecek, sonrası günlük gülistanlık.

R:Acımıyor yani.

M:Acımıyor.

R:Tamam o zaman. Acımayacak madem, olsun.

M:Tamam o zaman ben hemen düğün hazırlıklarına başlıyorum.

R:Düğüne gerek yok. Büyüdüğünde yapalım, sünnetini hatırlamayacak madem, düğününü hatırlasın.

M:Tamam o zaman düğün gibi değil de küçük bir kutlama yapalım.

R:Kutlama yapmayınca olmuyor değil mi? Tamam kocam yapalım kutlama.

M:Tamam canım. Bu arada al bakalım şu poşeti.

R:Ne ki o?

M:Mirhan Baran Şadoğlu'nun sünnet kıyafeti. Hadi giydir.

R:Neyi giydireyim?

M:Kaftanını.

R:Şimdi neden giydiriyorum?

M:Ben şey yaptım da...

R:Ney yaptın?

M:Şey işte canım.

R:Hiç ağzında geveleme, bir anda söyle. Hoş zaten benim aklıma gelen bir şey var ama.

M:Ne geldi aklına?

R:Önce sen söyle.

M:Hayır sen söyle.

R:Miran söyle hadi.

M:Hayır sen söy..

R:Miran...

M:Akşama Mirhan'ın sünneti var.

Reyyan gözlerini devirip baktı kocasına.

R:Utanmadın da beni kandırırken değil mi? Gelmiş bir de burada bana sünnet ettirelim mi diye izin istiyorsun.

M:Kandırmak ne demek Reyyan? Ben senin zaten tamam diyeceğini bildiğim için işimi garantiye aldım ve zaman kaybı olmasın diye hazırlık yaptım.

R:Zaten tamam dedim, ha bugün ha yarın fark etmez...de..Bu hazırlıklar tam olarak neyi kapsıyor peki? İnşallah düğün kurmamışsındır. Çünkü kurduysan bile bozmak zorunda kalacaksın. Sünneti tamam ama düğün olmaz Miran.

M:Tamam güzelim. Sen nasıl istersen öyle yaparız. Biliyorsun ki ben sen nefes alma desen ondan bile vazgeçerim.

Reyyan gülümseyerek elini ileriye doğru kaldırdı, başını uzattı.

R:Şoför bey. Sağa çeker misiniz? Yağcılarda inecek var.

M:Aşk olsun sana.

R:Olsun tabi. Aşk olsun. Hadi hadi sen kaftanını ver de, giydirelim küçük beye.

Her şeyden habersiz yerde sürünen oğlunun yanına gitti ikisi de. Miran kucağına almış, yatağa doğru yürürken konuşmaya başladı.

M:Oğlum. Canım oğlum. Sünnet mi olacaksın sen? Gidecek mi seninkinin yarısı?

R:Miran bak acımaz değil mi? Kötü olmaz.

M:Ne kötüsü, eskisinden bile güzel olacak. Bak benimki ne kadar güzel? İstersen hatırlatabilirim.

R:Adam sen yine kudurdun. Hadi giydir çocuğu. Tövbe tövbe.

umarım beğenirsiniz teknik bir arızadan dolayı bölüm geç geldi. aslında ucu ucuna denk geldi . gelemeyecekti  görüşmek üzere

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin