43-102

908 50 17
                                    

R:O ne demek Miran? Aklını mı kaçırdın sen? Ne çocuğu? Yengeme emanet ettiğimiz, bir aylık çocuk kimin? Bir kırkı çıksın ya. Dediğin iş mi senin?

M:Ne olmuş yani? Hepsi birden büyür işte.

R:Hepsi derken.

M:Dört tane.

R:Sen bu dört lafını yine ağzına almaya başladın.

M:Dört çocuk istiyorum ben.

R:Bende dört çok olmaz dedim. Ayrıca çocuk falan yapamayız. Daha yeni bebeğimiz doğdu, kırkı bile çıkmadı. Vallahi de, billahi de dile düşeriz. Daha da çıkamayız. Yıllarca bizi konuşurlar.

M:Ne güzel işte. Adımız dillere destan olur.

R:Ben sevdamla dillere destan olmak taraftarıyım. Kudurmuşluğumuzla değil. Çocuk işini unut. Hadi git artık.

M:Ne-nereye gideyim?

R:Otele Miran. Yeni ve bir aylık evine.

M:Reyyan yapma güzelim. Ben daha sana doyamadım. O kadar geldim. Bari geldiğime değsin. Birkaç sefer daha...

R:Oldu canım. Sabaha kadar...Hadi canım. Kalk giy üzerini. Mirhan acıkmıştır. Bende gideyim alayım sabimi. Senin yüzünden kapıya koydum yavrumu.

M:Sanki evden attın. Alt tarafı odadan gitti.

R:Sen daha bir çocukla baş edemiyorsun. Kıskanıyorsun, huysuzluk ediyorsun. Bir de dört çocuk istiyorsun.

M:Hepsinin kıskançlığını bir anda atarım işte. Kıskançlığım bitince, aaa bir bakmışsın. Dört çocuk avluda top oynuyor.

R:Şimdi sen dışarıya çık. Avluya bak, çocuklara top oynayacak yer var mı?

M:Beni başından atıyorsun.

R:Seni başımdan atmıyorum. Sadece olacak ve olmayacak şeyi söylüyorum. Hadi sevgilim, hadi birtanem. Kimseye basılmadan sen çık. Valla bir basılmayı daha kaldıramam artık. Resmen öpüşüp koklaştığımızı görmeyen kimse kalmadı. O yüzden haydi kocacığım. Haydi aslan kocam.

M:Ver gazı ver. Neyse hiç yoktan boşa gelmedim. Tadına baktım.

Reyyan arkasında ki yastığı alıp Miran'a attı.

R:Miran dedim hadi git.

Miran'ın pantolonuna uzanmasıyla birlikte, kapının çalması bir oldu. Reyyan panikle yataktan kalkıp Miran'ı banyoya itti. Üzerine sabahlığını geçirdi. Kapıyı hafif araladı.

Z:Reyyan kızım.

Yengesine söylediği yalanın ortaya çıkmaması için hafifçe esnedi.

R:Efendim anne.

Z:Kızım Mirhan durmuyormuş acıkmış, verdiğin sütte bitmiş. Baban getiriyor şimdi Mirhan'ı.

R:Tamam anne. Uyudum dinlendim ben zaten. Hem özledim oğlumu gelsin.

Reyyan arkadan beline dolanan kolla birlikte hafifçe kıpırdandı yerinde.

R:Sağ ol anne. Zahmet verdim size de gece gece.

Z:Lafı mı olur kızım? Torunum o benim. Aç bırakma kızım daha ilk aydan. Hem kokundan uzak kalmasın. Ne o öyle yorgunum diye çocuğu kapı dışarı etmek.

R:Yok anne ben çok yoruldum da ondan.

Sesini Miran'ı iğneleyecek şekilde hafif yükseltti.

R:Hem zaten bu uyku uzun süre idare eder beni.

H:Kızım. Acıkmış bu minik adam. Annem de annem diyor.

R:Alayım ben o fareyi baba. Çok sağ olun, gece gece zahmet verdim size de.

H:Miran nerede kızım? Neden ilgilenmiyor oğluyla? Sen uyurken o ne yapıyordu?

R:O şeyde anne. Yengem konağa girişini yasakladı. Düğün olana kadar otelde yaşa dedi.

Z:Allah'ım bu Handan'ın işleri beni öldürecek bir gün. Neyse kızım. Hadi biz gidelim de, sen çocuğu doyur.

R:İyi geceler annem. Teşekkür ederim tekrar.

H – Z:İyi geceler kızım.

Reyyan, Mirhan'la birlikte içeriye girdi. Yatağın üzerine oturdu, Mİrhan'ı göğsüne doğru yaklaştırırken aklına gelenle banyonun kapısının önüne geldi. Miran'a seslendi.

R:Miran hadi çabuk çık. Çocuk aç.

M:Açsa emzir Reyyan. Benden ne istiyorsun?

R:Bu halde mi emzireyim çocuğu? Banyo yapmam lazım. Çık hadi çatladı çocuk. Sen Mirhan'a bak ben iki dakika banyo yapayım.

M:Tamam güzelim çıkıyorum hemen. Sen oyala biraz.

Miran birkaç dakika sonra banyodan çıktı belinde havlusuyla. Reyyan koşarak yanına geldi, dudaklarına uzandı. Ufak bir öpücük kondurdu ki Miran geri kaçtı.

M:Daha yeni banyo yaptım Reyyan. Cünüp etme tekrar beni.

R:Sen bir öpücükle cünüp oluyorsan işimiz iş. Değil mi oğlum? Değil mi paşam? İyi ki yapmışım seni. Ohh yerim ben seni.

M:Bir şey değil.

R:Hıı.

M:Mirhan'ı tek başına yapmadın ya Reyyan. Benim emeklerimi göz ardı etme.

R:Aman tamam etmem göz ardı. Bir taraflarına sağlık. Hadi ben kaçtım.

Reyyan'ın ardından bir öpücük atıp, Mirhan'ı yatağa yatırdı. Altına bir eşofman geçirip kucağına aldı Mirhan'ı. Hafif sallayarak oyalamaya çalıştı. Bir müddet sonra göğüs uçunda hissettiği ıslaklıkla başını aşağıya çevirdi. Mirhan'ı kendi göğsünü emmeye çalışırken görünce hafif bir tebessüm etti.

M:Reyyan güzelim. Hadi artık çık.

Reyyan başında havlusuyla çıkarken cevap verdi Miran'a.

R:Geldim Miran geldim. Kaç dakika oldu gideli de hemen çağırdın beni.

M:Gel de oğluna bak. Beni emmeye çalışıyor. Çokta fena çekiyor haa. Nereden geliyor bu kuvvet anlamadım.

R:Ah oğlum nasıl acıktıysa artık. Senden medet ummuş.

M:Utanmadın da çocuğu aç bırakırken.

R:Babasını doyurmaya çalışıyordum. Ne yapayım?

Miran, Mirhan'ı göğsünden ayırınca, yalancı da olsa ağzında ki memeyi kaybeden Mİrhan ağlamaya başladı.

M:Oğlum yapma ama ben seni emziririm de, yanlış kuyudan sondaj yapıyorsun. Benden sana iş çıkmaz. Ama anneninkiler öyle mi? Bal mübarek bal.

R:Mirann.

M:Tamam canım bir şey demedim. Hadi sen karnını doyur. Bende banyoda üzerimi değiştireyim. Sonra çıkarım.

R:Kıyafetlerin burada Miran.

M:Yok ben banyoda değiştireyim. Şimdi yeni banyo yaptın. Yine beni istersin falan, tekrar banyo yapman gerekir. Uğraşma sen.

R:Sağol maazallah bir tarafım şişer, çocuğu kapı dışarı etmem gerekir. Allah korusun.

M:Aynen valla.

Miran göz kırparak banyoya üzerini değiştirmeye gidince, gözlerini Mirhan'a çevirdi.

R:Oğlum senin bu babanı ne yapacağız? Bazen senden daha fazla çocuk oluyor. Bir de daha çocuk istiyor. Benim zaten şimdiden iki çocuğum var.

umarım beğenirsiniz. yeni bölümde görüşmek üzere.


hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin