Reyyan heyecanla girdi Şadoğlu konağından içeriye.
R:Nabersiniz millet?
Z:Hoşgeldiniz kızım. Çocuklar nerede?
R:Asiye getiriyor. Biz Dilan’la, Çağan’ı getirdik.
HAN:Hayat size güzel valla. Ben burada torunlarla uğraşıyorum. Yarış adeti getirdiniz aileye. Azat üçüncüyü istiyor, Fırat ikinciyi. Ben ne yapacağım beş çocukla?
M:Aşk olsun yenge. Bizimkiler nerede? Onları neden saymadın?
HAN:Onları say say bitiremedim. O yüzden saymıyorum.
M:Aşk olsun daha altı çocuk oldu. Ben takım kuracağım takım. Bak gör. Hadi neyse çocukları dağıtıyorum, siz biraz onlara bakın. Mirhan’ı annemler, Karan’ı Gönüller, Karmen’i Fıratlar..Dur olmadı. Eşit olmadı. İkişer ikişer alın en iyisi.
HAN:Ben bu çocukları bize güvenip yaptı deyince bana laf ediyorsunuz. Bize güvenmiş işte. Doğur doğur at milletin kucağına.
M:Aşk olsun yenge. Ayda yılda önemli bir işimiz var.
HAN:Duydun mu Cihan? Ayda yılda bir diyor. Neymiş o ayda yılda olan işiniz?
R:Ayıptır söylemesi, tıbbı bitirmemin şerefine, bana hastane almış.
Handan hızla boynunu çevirdi. Gözlerini kocaman açıp baktı karşısındaki ikiliye.
HAN:N-n-ne aldı?
R:Hastane.
Handan yanında oturan Cihan’a baktı.
HAN:Sen bana daha tarla almadın, kadının kocası hastane almış, hastane. Cihanım bana birşeyler oluyor. Tut beni bayılıyorum ben.
Handan aniden gözlerini kapatınca, Cihan korkuyla baktı Reyyan’a.
C:Kızım koş gel. Bayıldı.
R:Olmaz bir şey amca.
C:Nasıl olmaz kızım? Sen doktorsun bak hele şuna bi.
R:Olmaz bir şey amca. Kıskançlıktan bayıldı. Sindirince ayılır. Hadi biz kaçtık.
Yıllar Yıllar Sonra
R:Mirhan..Mirhan diyorum..Yorma beni. Uğraşma şunlarla, ağlatma. Kardeşini doyuruyorum.
MR:Ya anne ben uğraşmıyorum. Onlar benimle uğraşıyor. Ne derdim varda uğraşayım, elin bücürleriyle.
R:Elin derken? Öz kardeşin ne zamandan beridir, elin çocuğu sayılıyor.
MR:Çocuğu olacak yaştaki adamın, sekizinci kardeşi doğunca insan ister istemez sondan gelenleri el saymaya başlıyor.
R:Laflara bak ya. Daha yirmi yaşında, çocuğu olacakmış. Sen önce askerliğini yap. Hem nasıl ben suçlu oldum anlamadım. Bana niye laf ediyorsun? Sen onu babana de. Her doğumdan bir ay sonra çocuk isteyen senin baban. Ben o çocukların arasına, birkaç yılı ne zorluklarla koydum senin haberin var mı?
MR:Var anne var. Ben bizzat yanındaydım babamı ikna etmeye çalışırken. Ben zaten bunun için seni suçlamıyorum.
R:Ha bir şey için suçluyorsun yani, öyle mi oğlum?
Mirhan ellerini havaya kaldırıp, ensesine hafifçe vurdu. Babasının aynısı olur muydu bir çocuk? Mirhan olmuştu. Huyu, suyu, konuşması, hareketleri, her şeyi Miran’ı çağrıştırıyordu.
MR:Haydaaa. Allah aşkına, bir gün babamı alıp, Midyat’ta anket yaptıracağım. Bakalım kaç çocuk annesinin lohusalık nazını çekiyor.
R:Bak alınırım haa. Ne demek istiyorsun sen bana? Sen bana çekilmiyorsun mu diyorsun? Tabi çirkin olunca kimse çekemiyor da insanı. Sende haklısın dokuz çocuk doğurmuşum, ben çirkinleşmeyeyim de kim çirkinleşsin. Ben dedim ama o babana. İki çocuk diye. ne yapıyor ediyor, kandırıyor beni. Dokuz ne ya, dokuz?
MR:Alınma güzel annem. Ben senin nazına ölürüm. Hem kimin annesi dokuz çocuk doğurup senin fiziğine sahip olacak. Taş gibisin mübarek. Ben bazen yolda yürürken görüyorum, herkes sana imrenerek bakıyor. Bu Midyat halkı hep kıskanç diyorum da, kimse bana inanmıyor. Valla laf aramızda anneciğim, arkadaş çevremde de sayende çok havam var. Herkes sana kıskanç kıskanç bakıyor. Hele o Yaren teyzemle, Gönül yengem. Hasetlikte level atladılar valla.
R:Nasıl level? Neyin leveli? Ne yaptılar ki?
MR:Geçen gün Azat amcamla, Gönül yengemin minnakları ağlamış gecenin bir yarısı. Amcamda başlamış, minnakla birlikte ağlamaya. Gönül yengemde, amcama kızmış ağlıyor diye. “bak Reyyan’a, kendi mis gibi anne oldu, yetmedi Miran’ı nasıl güzel baba etti. Yok ben beceriksizim” diye oturmuş o da ağlamaya başlamış. Bora anlatıyordu, annemlerin macerası diye.
R:Bak görüyor musun? Gönül hanım bir de “Azat çok güzel baba oldu” diye hava atıyor bize. Eh Gönül ben sana sormaz mıyım?
MR:Elti işte ne yaparsın?
R:Neyse bu haber hatırına azat ediyorum seni. Bana Karan’la, Karmen’i gönder. İki de onlar baksın kardeşlerine. Ben biraz kafa dinleyeyim. Valla yoruldum. Beni de düşünün biraz oğlum.
Mirhan hızla annesinin yanına gelip yanaklarına bir öpücük kondurdu.
MR:Aslan annem benim be. Sen iste ben sana Kral Edward’ı bile çağırırım.
R:O kim be?
MR:Boşver sen onu annelerin bir tanesi. Hadi ben kaçıyorum.
R:Dikkat et.
MR:Tamamdır güzellik.
Mirhan kapıdan çıkmış, kuzenleriyle buluşmaya gidiyordu. Reyyan gözlerini kısıp baktı Mirhan’ın arkasından. Eline telefonu alıp, kocasını aradı. Birkaç çalıştan sonra telefonun açılmasıyla yüzüne sinsi bir gülümseme kondurdu.Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 son 1...yarın final bölümümüzde görüşmek üzere 🧡 🧡 kendinize iyi bakın 🤩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanficÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.