M:Reyyan biz çok önemli bir şeyi unuttuk.
R:Neyi unuttuk Miran?
M:Hep o Fırat gevşeği yüzünden. Ben soracağım bunun hesabını merak etme.
Karısının elinden tutup konaktan çıkarttı tekrar. Kapının önünde kucağına aldı karısını.
M:Ahhhh.
R:Dur Miran bir şey olacak. Hem sen neden inledin, ne oldu?
M:Odamıza çıkalım anlatacağım güzelim. Hiçbir eksiğimiz olmayacak. Odamıza kadar kucağımda gideceksin.
Odaya girip yatağın ucunda yere bıraktı karısını.
M:Dur şunu vereyim ondan sonra kaldığımız yerden devam ederiz.
R:O ne ki?
M:Yüz görümlüğün.
Cebinden çıkarttığı tek taş yüzükle karısının gözlerinin içine baktı.
M:Sana layık değil ama. İnşallah beğenirsin.
R:Sen almışsın, sen beğenmişsin. Ben nasıl beğenmeyeyim be adam.
Miran'ın dudakları omuzlarında cennetini yaşarken gelinlik yavaşça süzüldü üzerinden. Reyyan hissettiği hafiflikle derin bir nefes çekti içine. Nefesi hızlanmaya başladı. Kısık sesle ama heyecan kokan bir sesle, konuşmaya başladı. Karşılığını da aynı ses tonuyla aldı.
R:Çok saçma.
M:Neymiş o saçma olan?
R:Biz zaten evliyiz. Bizim bir çocuğumuz var. Defalarca kez birlikte olduk. Sayamayacağım kadar çok. Peki neden kalbim şimdi böyle atıyor.
M:Nasıl atıyor kalbin?
R:Uçan bir kelebeğin kanadında tutunmaya çalışır gibi. Nazik, zor..ama çok güzel. Sanki kalbimde davulların konseri var. Gümbür gümbür atıyor.
Reyyan'ın elini aldı Miran. Kendi kalbinin üzerine koydu.
M:Nasıl? Böyle mi?
R:Tam olarak böyle.
M:Sadece senin yanında şirazesinden çıkıyor bu kalp.
R:Benimki de seni görünce.
M:Güzel karım.
Dudaklarını birleştirdi Miran. Ufak öpücüklerden sonra hafifçe uzaklaştırdı.
M:Çok saçma böyle atması normal değil mi güzelim? Biz her şeye sıfırdan başladık. Bu bizim ilk günümüz, bu bizim ilk birlikteliğimiz...
Miran fark ettiği detayla hafifçe gülümsedi.
M:Tamam heyecanlan ama titreme güzelim.
R:Elimde mi sanki benim Miran?
Miran çapkın bir bakıştan sonra karısının dudaklarında nefes aldı tekrar. Birbirlerinin nefesinde soluklanırken, aradan geçen dakikalar yine saniye gibi gelmişti ikisine de. Reyyan ellerini hareketlendirip, kocasının damatlığına götürdü. Dudakları hala birleşikken ceketini çıkartıp kenara attı. Miran arkasında yaslanacak yer ararken dudaklarını ayırınca, Reyyan'ın kravatından tutup kendisine yaklaştırması saniyelerini aldı. Kravatı da ceketiyle aynı sonu yaşayıp bir kenara atıldı. Öpüşleri şiddetini arttırırken Miran'ın üzerindekiler ve Reyyan'ın üzerinde ki gecelik odanın bir köşesinde yerini almıştı çoktan. Geri geri giderken birlikte yatağa düştüklerinde ufak bir inleme kaçtı Miran'ın dudaklarından.
R:Ne oldu?
M:Yok bir şey güzelim. Hadi devam edelim.
R:İyi misin? Neden ah dedin? Bu iki oldu.
M:Güzelim yok bir şey.
R:Var işte. Arkanı dön.
M:Güzelim gerek yo..
R:Dön dedim Miran.
Miran'ın üzerinden kalkıp yana yattı. Yavaşça yatakta yüzüstü döndü. Reyyan gördüğüyle gözlerini kocaman açarken, Miran Reyyan'ın tepkisini şaşkınlıkla izliyordu.,
M:Çok mu kötü?
R:Kim yaptı bunu?
M:İşte Fırat'la, Azat adettendir diye, sırtımı yumrukladılar.
R:Bu nasıl yumruklamak Miran? Kapı mı kırdılar senin sırtında. Mosmor olmuş.
M:Ne?
R:Eh ben bunun hesabını sormazsam.
M:Tamam güzelim sakin ol. Hem çok acımıyor ki.
Reyyan parmaklarını sırtına sürünce acıyla gözlerini kapattı Miran.
R:Allahtan acımıyormuş Miran. Acısaydı ne yapardık?
M:Güzelim valla iyiyim. Geçer birkaç güne.
R:İyi misin?
Miran tekrar karısını üzerine çekerken çapkınca güldü.
M:Sen benim hep böyle üzerimde ol, ben her zaman iyi olurum.
R:Ben soracağım ama bunun hesabını.
M:Ne diyeceksin Azat'a veya Fırat'a. Sevişirken kocamın sırtını ne hale getirdiğinizi gördüm, onun hesabını sormaya mı geldim diyeceksin?
R:Hee.. Öyle oluyor değil mi?
M:Öyle oluyor güzelim.
R:Düşündüm de o kadar morarmamış. Geçer birkaç güne.
M:Sen dert etme. Elbet onlarda evlenecek ben o zaman göstereceğim onlara. Arabayla çarpacağım sırtlarına. Benim performansımı etkileyecek belki bu morluk.
R:Yok senin performansın gayet iyi korkma.
M:Hıı. Öyle mi diyorsun?
R:Öyle diyorum ya. Diyemez miyim?
M:Yok canım istediğini de sen.
Miran ellerini karısının vücudunda gezdirmeye başladı tekrar. Aradan geçen saatlerden sonra Reyyan gülümsemesiyle birlikte dudaklarını birleştirip, ellerini Miran'ın göğsünde gezdirmeye başladı. Solukları birbirine karışmış, aşkla birbirlerine bakıyorlardı. Nefesleri hala düzene girmezken, birbirlerinde dinleniyorlardı.
R:Miran ben çok yoruldum.
M:Ne demek yoruldum ya? Daha ne yaptık da yoruldun. Sen ayrı kaldığımız şu on günde hamlamışsın bence. Hiç mi pratik yapmadın?
R:Nasıl pratik yapayım Miran? Kafamı buluyorsun benimle.
M:Pratik yap dediğim, insan bedenini hazırlar.
R:Nasıl olacak o?
M:Bu anları düşünerek insan biraz heyecan yapar. Nefsini söndürmez. Tam böyle hevesin geçeceği zaman benim gibi düşüncelere dalacaksın.
R:Sen öyle mi yapıyorsun?
M:Öyle yapıyorum tabi. Gözümün önüne öyle manzaralar getiriyorum ki valla benim heyecan tavan yapıyor.
R:Tövbe tövbe...Adam azdı...Neyse hadi kalk önce banyoya sonra uykuya.
Reyyan yanından kalkınca hızla doğrulup ardından yetişti. Banyonun kapısının önünde kolundan tutup kucağına aldı.
M:Gözüme getirdiğim görüntülerden birini yaşamaya ne dersin?
R:Yorgunum derim Miran.
M:Bende yorgunluğu yeni bir yorgunlukla ört pas edelim derim.
Söylediği sözden sonra karısının dudaklarını dudaklarına esir aldı. Kucağındaki Reyyan'ı konsolun üzerine oturttu. Dudakları anın ateşiyle ayrılmazken, karısının bacaklarını alıp beline dolamasını sağladı. Kalçasından verdiği destekle kucağına aldı. Elleri kalçasından kendisine bastırırken, duvarlara çarpa çarpa tekrar yatağa attılar kendilerini. Duş alıp uyuduklarında sabah ezanı okunmaya başlamıştı. Gözleri tam olarak yastığa beş kala kapanmıştı.
60k okuma olmuşuz. sonsuz teşekkürler. umarım beğenirsiniz. yeni bölümde görüşmek üzere..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.