R:Yaren ne oluyor? Annem babam neden dışarıdan geldi? Neden herkes böyle giyindi? Misafir dedin, nerede bu misafir? Kim gelecek bize? Bana bir açıklama yapmak zorun…
Y:Ayhh Reyyan. Bir nefes al ya. Bir sakin ol.
R:Ne karıştırıyorsunuz siz?
Y:Ben şeyy…
M:Reyyan.
Y:Hah Miran anlatır sana. Hadi ben kaçtım. Kahveleri yapmayı unutma. Bir yandan da onu yap.
R:Utanmıyorsun değil mi sekiz aylık hamile kadına hizmet ettirmeye?
Y:Utanmadım valla. Hadi ben kaçtım.
Yaren arkasına bakmadan mutfaktan çıkınca, çatılmış kaşlarıyla Miran’a döndü.
R:Sen neden savunmuyorsun karını? Neden demiyorsun benim karım hamile o kahve falan yapamaz diye.
M:Olmaz ki ama güzelim. Sen yap. Ben ona taşıtırım. Dağıtılacağı zaman geri alırsın.
R:Mirhan büyüyünce seni şikâyet edeceğim. Sana hamileyken beni çalıştırdı diyeceğim. Görürsün sen.
M:Sen resmen beni tehdit ediyorsun Reyyan.
R:Tehdit değil bu Miran. Olacakları söylüyorum.
M:Tamam. Söylersin. Hadi ben gidiyorum. Seni seviyorum. Benim kahvem tuzlu olsun.
R:Ne, ne tuzu? Miran gitme gel buraya. Miran dedim, neler karıştırıyorsun sen? Bana cevap vermeden nereye gidiyorsun.
Miran karısını dinlemeden mutfaktan çıkıp hemen salona gitti. Ardından Reyyan kahveleri hazırladı. Tam kapıdan çıkacakken içeriye giren Yaren’i sıkıştırdı.
R:Ne oluyor Yaren? Siz ne karıştırdınız Miran’la?
Y:Reyyan bugün çok önemli bir gün.
R:Neden?
Y:Biraz önceki yakışıklı seni istemeye geldi.
R:Ne?.. Yaren bak beni deli etme, sensin yakışıklı. Benim kocama benden başka kimse yakışıklı diyemez.
Yaren şaşkınca baktı Reyyan’a.
Y:Ciddi misin sen? Bu mu çıktı yani kurduğum cümlede dikkatini? İstemeye geldi diyorum.
R:Kimi?
Y:La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim. Reyyan sınıyorsun bence beni. Söyleyince idrak edemedin, belki yaşayınca idrak edersin. Hadi çıkalım salona.
Salona kadar kahveleri taşıyan Yaren, tepsiyi tekrar Reyyan’ın eline tutuşturdu. Reyyan şaşkın bakışlarıyla kahveleri dağıtırken ayağı tökezleyince, Miran hızla yerinden kalktı. Tepsiyi elinden alıp Reyyan’ı oturtturdu. Eline bir öpücük kondurup tepsiyi tekrar eline alıp, servis etmeye başladı. İnsan şaşkın bakışlar altında aldılar kahvelerini. Miran en son kendi kahvesini de eline aldı. Kravatını hafif düzeltti. Yerine oturup, derin bir nefes aldı. Kahvesinden aldığı bir yudumla öksürük krizine tutuldu. Hafif bir öksürükten sonra bakışlarını Reyyan’a çevirdi.
M:Saygıdeğer Reyyan hanım. Bu kahvenin içinde ne var acaba? Yanlış anlamayın sadece meraktan sordum.
R:Çok bir şey yok aslında. Tuz, biber birkaç damla da limon suyu var. Ha birde isot.
Miran duyduklarıyla şaşkınca baktı etrafındakilere. Herkesin acıyan gözleriyle karşılaştı.
M:Çamaşır suyu yok muydu? Böyle tadı çok güzel olmuş.
R:Afiyet bal şeker olsun inşallah.
M:Te-teşekkür ederim. Çok sağ olun.
Miran bakışlarını babasına çevirdi.
M:Baba.
H:Efendim oğlum.
M:Şey yapsak mı? Konuya girsek mi?
H:Ne acelesi var canım? Oturuyoruz şurada.
M:Konuya girelim. Sonra otururuz, ederiz sohbet. Hatta rahata erip bende katılırım sohbete. Ben ölmeden. Zira senin kızın beni öldürmeye çalışıyor. İsot koymuş içine isot.
H:Sen karışma Miran. Biz nasıl istersek öyle yaparız. Olmaz bir şey tek yudumda bitir kahveyi. Kızı ne kadar sevdiğini öyle anlarlar.
Aradan geçen süreden sonra Hazar, hafif bir nefes çekti içine ardından söze girdi.
H:Efendim sebebi ziyaretimiz malum. Allah’ın emri peygamber efendimizin kavliyle kızınız Reyyan’ı, oğlumuz Miran’a istiyoruz. İşi gücü yerindedir. Evi arabası vardır.
M:Bu kadarına gerek var mıydı baba? Reyyan en nihayetinde benim zaten karım.
H:Sen karışma oğlum.
N:Evi arabası olsa ne? O arabanın benzinini dolduracak parası var mı? Benim torunumu rahat ettirebilecek mi?
H:Taşını sıksa suyunu çıkartır evelallah.
N:Benim kanım ısındı ama adettendir. Reyyan torunum sen ne dersin? Gönlün var mı Miranda?
R:Dedem ben aslında çok karar vereme..
Reyyan’ın sözü Miran’ın öksürükleriyle yarım kaldı. Reyyan hızla doğrulup su uzattı.
R:Helal, helal. İstiyorum dede. Valla istiyorum. Çok istiyorum.
N:O zaman hayırlı uğurlu olsun. Verdim gitti. Allah utandırmasın inşallah.
Miran tekrar doğruldu.
M:Yani Reyyan istediğimiz sözleri senin ağzından duymak için illa boğulmam mı gerekiyor benim?
R:Se-sen numara yaptın öyle mi?
M:Birazcık.
R:İstemiyorum dede. Evlenmeyeceğim ben. Bekar kalacağım.
N:Söz ağızdan bir kere çıkar verdim artık. Haydi başka kapıya.
R:Dede.
N:Hadi yüzükleri takalım.
Miran iç cebinden çıkarttığı yüzükleri tepsiye koydu. Reyyan ikinci kez olmasına rağmen, oyun olmasına rağmen elinin titremesine engel olamıyordu. Kurdele kesildikten sonra aynı ilk istemedeki gibi herkesin elini tek tek öptü. En son babasının elini öpmek için eğildiğinde hafif bir kasılma hissetti. Tekrar doğrulup yüzüne gülümseme kondurdu. Miran’ın önüne geldi, karşılıklı bakıştılar. Miran’ın heyecandan titreyen nefesinin sesini duydu kalbinin derinlerinde. Alnına kondurulan öpücükle gözlerini kapattı. Hissettiği ikinci bir kasılmayla yüzü tekrar asıldı, kaşlarını çattı.
R:Beni çok mutlu ettin. Çok güzel düşünmüşsün.
M:İçinde hiçbir şey ukde kalsın istemiyorum. Her şeyi en baştan başlayacağız karıcığım. Her şeyi sil baştan yaşayacağız.
Reyyan’ın kulağına eğildi.
M:Seni çok seviyorum.
Reyyan da Miran’ın kulağına yaklaştı.
R:Seni çok seviyorum.
Uzaklaşıp birbirlerinin gözlerine baktılar. Reyyan tekrar çattığı kaşlarıyla Miran’a yaklaştı bir adım.
R:Miran. Seni korkutmak istemiyorum ama söylemem gereken bir şey var.
M:Ne? Ne oldu?
R:Telaşlanma ama doğuruyorum.Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanficÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.