43-28

1.5K 54 24
                                    

G:Miran bu gece de mi gel-me-din?

Gördüğü manzarayla sesi sonlara doğru kısıldı. Reyyan çıplaktı. Kocasının üzerindeydi. Kocası sırtını okşuyordu. 

İç Ses Gönül:Allah'ım kör olsaydım da görmeseydim. Bilsem bile görmek çok başkaymış.

Miran şaşkın yüz ifadesi ile önce aniden üzerinden kalkan karısına, sonra kendilerine şaşkınca bakarak kapıda donup kalmış Gönül'e baktı.

R:Ee yuh ama artık ya. İnsan bir kapıyı çalar.

G:Be-be-ben özür dilerim. Ben şey için. Ben...

M:Gönül çık artık istersen, zira biz hiç müsait değiliz tahmin edersin ki.

Gönül bir şey söylemeden utanç ama daha çok kıskançlıkla çıktı odadan aceleyle. Reyyan renkten renge girmiş utancından başını yorganın altına sokmuştu. Miran gülümseyerek başından çekti yorganı.

M:Reyyan.

R:Ne Reyyan. Yok Reyyan falan. Ben nasıl çıkacağım dışarı şimdi? Resmen kendi evimde, kendi odamda, kendi kocamla basıldım. Bakamam ben kimsenin yüzüne.

M:Reyyan saçmalama güzelim. Biz utanacak ne yaptık? Utanması gereken tek kişi var oda Gönül. Evli insanların odasını öyle pat diye girilir mi?

R:Olsun ben yine de çıkmayacağım.

M:Güzelim tekrar söylüyorum. Biz utanılacak bir şey yapmadık, utanması gereken Gönül.

R:Evet ya doğru diyorsun utanması gereken Gönül. Gönül de, Gönül benim burada olduğumu bilmiyordu. Gece geldiğimizde kimse bizi görmedi. Yani odada sadece sen varsın sanıyordu.

Miran gözlerini kaçırdı.

İç Ses Miran:Eyvahhh. Bu kadının gözünden de hiçbir şey kaçmıyor valla.

R:Peki kocacığım sana çok güzel bir soru soruyorum şimdi. Gönül bu cesareti nereden buluyor?

M:Hangi cesareti.

R:Mirann. Boşuna anlamamazlıktan gelme. Bal gibi anladın ne demek istediğimi. Yanımdan ayrılmıyorsun. Hayır ben bu kadının yüzünü gerçekten anlamıyorum daha doğrusu yüzsüzlüğünü. Hayır sen de umut vermiyorsun? Neyin kafası bu?

M:Ben ne vereceğim. Ben bir şey vermedim. O yüzsüz biraz. Boş ver karıcığım sen onu, gel biz işimize devam edelim.

Miran'ın kendisine uzanan eline hafifçe vurdu.

R:Bırak Allah aşkına Miran heves falan kalmadı. Kalk kahvaltıya yetişelim bari.

M:Of ya başlarım böyle işe. Benim ne suçum var Reyyan? Of dertli başım of. Bari birlikte banyo yapalım.

Reyyan yataktan kalkmış üzerine öylesine bir kıyafet giymişti. Kocasının kolundan tutup bir yandan kalksın diye çekiyordu, bir yandan da yüzünde gülümseme çocuk gibi söylenmesini dinliyordu kocasını.

R:Tamam yaparız kalk artık hadi.

M:Aman hemen itiraz et zaten.

Miran'ı çeken kolları durdu, gözleri şaşkınlıkla büyüdü.

R:Tamam dedim ya Miran.

M:Hayır ben anlamıyorum ki.

Reyyan tam olarak ağlanacak halimize gülüyoruz sözünü yaşıyordu. Gülmeye başladı.

R:Miran tamam dedim.

M:Ayıp mı, günah mı? Evliyiz biz evli. Hem senin yaptığın günah, kocaya sebepsiz yere hayır denmez, günahı çok büyüktür. Haberin olsun.

R:Miran tamam dedim ya. Valla vazgeçerim bak.

M:Geç sen, hep vazgeç zaten. Ya bir banyo yapalım dedim. Neden heme...

Daha yeni idrar ettiği cümle izle yüzü aydınlandı.

M:Tamam mı dedin sen?

R:Tamam dedim Miran ama sen anlayana kadar geç kalacağız kahvaltıya. O yüzden şansını kaybettin.

M:Hemen kalktım vallahi bak.

Reyyan artık kahkaha atmaya başladı. Yanağından makas alırken ekledi.

R:Çocuk gibisin bazen Miran.

Miran ellerini yavaşça beline yerleştirdi gıdıklamaya başladı.

M:Allah Allah gel bakalım sen şöyle, göstereceğim ben sana çocuğu.

R:Miran dur ya tamam vallahi bir şey demedim. Sen ne dersen öyle olsun.

M:Aferin tut bakalım elimden, düş önüme hadi bakalım.

Reyyan Miran'ın numaradan kurduğu otoritesi karşısında gülümsemeden edemedi. Ama laf sokmak için çok güzel fırsattı.

R:Aynı otoriteyi Gönül'e karşıda istiyorum. Bir daha odamıza öyle pat diye girmesin. Vallahi kavga ederim bu sefer.

M:Sen hiç merak etme karıcığım. Bir daha bizim odamızın önünden bile geçmez muhtemelen gördüğü manzaradan sonra. Resmen seni çıplak gördü.

R:Neyse Allah'tan seni görmedi. Hadi gidelim artık şaka maka geç kalacağız kahvaltıya. Rezilliğin dibine vurduk zaten daha fazla olmayalım bari.

Miran karısının burnunu sıkarken yanıtladı karısını.

M:Senin rezilliğini yerim ben.

Miran kendisi küvete oturmuş, önüne de Reyyan'ı oturmuştu. Kollarına küvetten aldığı suyu döküyordu omuzlarını okşayarak. Saçlarına kondurduğu öpücüklerle, Reyyan gözlerini kapatmış anın tadını çıkarıyordu.

M:Üşümüyorsun değil mi?

R:Hayır üşümüyorum. Sen benim üşümeme izin vermiyorsun.

M:Hiç vermeyeceğim güzelim. Biz hep böyle sıkı sıkı sarılacağımız için sen hiç üşümeyeceksin.

R:Hadi çıkalım artık ellerim buruş buruş oldu. Hem kahvaltıya yetişeceğiz daha.

M:İyi hadi çıkalım ama önce sen çık. Ben seni izlemeyi seviyorum çünkü.

R:Mirannn.

M:Ne Miran? Hala utanmıyorsun herhalde benden.

R:Utanmıyorum ama dikme gözünü sende.

M:Tamam sen giyin ben çaktırmadan bakarım sana.

R:Mirann.

Miran'ın kahkasıyla yüzüne gülümseme yerleşti.

İç Ses Reyyan:Sen yeter ki gül. Ben senin gülümsemen için utancımdan yerin dibine de girerim gocunmadan. 

umarım beğenirsiniz yeni bölümde görüşmek üzere... beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin