Fırat karşıdan elinde çantayla gelen Miran'a dikti gözlerini. Asık suratıyla kahvaltı masasına geldi. biraz önce kalktığı sandalyeye geri oturdu. Herkesin şaşkın bakışları üzerindeydi. Kendi bakışlarıysa yerdeydi.
F:Aga ne oldu? Ne bu hal?
M:Ne varmış halimde?
F:Ne bileyim? Sanki son model bir telefon almışsın, telefoncu sana kasko yaptıracak mısın diye sormuş, sende yok kardeş istemiyorum demişsin ama talihsizlik işte tam çıkarken telefonu düşürüp kırmışsın gibi mazlum mazlum bakıyorsun.
M:Keşke şu katlanan telefonlardan alsaydım kırk bin lira verip, o parçalansaydı.
Fırat alt dudağını dişlerinin arasına aldı.
F:Hiii O kadar vahim mi?
M:Daha fena. Kıyafetlerimi verdi elime. Kapının önünde yat dedi. Odadan kovuldum.
HAN:Anaa.
H:Oğlum ne yaptınız siz? Daha beş dakika önce bülbülle gül gibiydiniz.
M:Gülün dikeni, bülbülün bir tarafına battı. Nasıl alacağım ben karımın gönlünü. Hayır ne yaptım anlamadım ki.
A:Dert etme amca oğlu, barışırsınız.
G:Neden dert etmeyecekmiş?
A:Bunlar ayrı kalamazlar da ondan.
G:Bu adam ne kadar istemeden de olsa, karısını kırdı. Gönlünü alması lazım.
F:Bir şey demedin ki aga. Sanki biraz abarttı ama..Neyse..
Y:Daha ne diyecek be? Miran yanlış anlama ama söylemezsem Reyyan'a haksızlık etmiş olurum. Çocuk çocuk diye tutturuyorsun, kız bin bir zorluk çekerek senin çocuğunu taşıyor. Ama Miran bey ağzına geleni, aklına sormadan söylüyor. Ne bekliyordun? Kollarını açıp sarılacak mıydı? Reyyan'ın ağzından bir erkek ismi çıkınca yakar yıkarsın ama. Bir Ahmet dedi, şansınıza adam karşınıza çıktı demediğini bırakmadın. Söz konusu Reyyan olunca abarttı sanki. Oldu canım..
M:Ya bırakın şimdi. Kim haklı, kim haksız..Benim haksız olduğum gün gibi ortada. Yaren haklı. Ben düşüncesizlik ettim. Kadın zaten hamile hormonlardan geçtim, taşıdığı yük yorar insanı. Bir de ben üzerine gittim. Olmayacak söz söyledim, her şeyde kendimde suç aramaktansa hormonlardan yapıyor dedim. Ben düşüncesizlik ettim. Reyyan haklı...Be-ben onu mutlu edeceğim dedim ama..ya-yapamıyorum. Beceremiyorum. Yine ağladı benim yüzümden.
Nasuh ağa kaşlarını çattı.
N:Aaa.
H:Oğlum etme. Ne alası var şimdi? Sizin ne kadar mutlu olduğunuzu tüm Midyat biliyor. Ben kızımı tanırım, içini bilirim. O çok mutlu seninle. Sen farkında olmadan çok mutlu ediyorsun benim kızımı.
M:Onun gözyaşlarını görmek beni öldürüyor.
N:Oğlum hemen koyverme öyle. Evlilik bu, olur arada böyle şeyler. Evliliğin tuzu biberi.
M:Ne yapacağım ben?
F:Gönlünü alacaksın aga. Yapılacak şey belli.
M:Yok aga. Bu sefer affetmez beni. Çok kırdım. Ama bunda değil, öncekiler birikti işte, bu seferde patladı...Bir şeyler düşünmem lazım benim. Yav arkadaş tam da öyle bir zamana denk geldi ki..O kadar hazırlık yaptım.
Z:Hangi zamana denk geldi?
M:Yarın Mirhan'ın doğum günü. Oğlunun doğum gününde ağlattım ben karımı.
F:Tamam dur. Ayarlayacağız bir şeyler.
M:Siz değil aga. Ben yapacağım, nasıl ağlattıysam öyle de sileceğim her bir damla gözyaşını.
A:Yardım lazım olurs..
M:Sağol Azat. Ben halledeceğim.
A:Tamam.
F:Ben sana bir oda ayarlayayım.
M:Yok aga ayarlama. Benim bu gece ki yerim belli. Ben, Reyyan o kapının ardında bana kırgınken, ben o kapının önünden ayrılmam. Taki beni affedene kadar ayrılmam o kapıdan....Hadi ben gidiyorum. Biraz hava alıp, bu gece ki yatağıma giderim.
5 Saat Sonra
Merdivenlere doğru adımlamaya başladı Miran. On dakika sonra odanın kapısının önüne gelmişti.
Miran İç Ses:Yaa Miran bey. Günde on kez görüntülü konuşmaya rağmen hasretten ölürken, beş saattir kokusunu bile alamadın.
Elini kaldırıp, yavaşça tıklattı kapıyı.
M:Reyyan...Güzelim...Aç kapıyı konuşalım hadi.
R:Gelme Miran. Konuşmak falan istemiyorum ben. Git.
M:Nereye gideyim ben?
R:Sema'nın yanına git. O teselli eder seni.
M:Yahu yok öyle birisi yok, bir yanlış anlaşılma var. Hay ağzımı açmasaydım. Nereden konuştum?
R:Ben senin oturup düşünmeni istiyorum Miran. Benim ağzımdan laf arasında bir erkek ismi çıksa kıskançlıktan ölüyorsun ama kendin çok güzel konuşuyorsun. Ben, beni anlamanı istiyorum.
M:Ama ben sensiz uyuyamam ki.
R:Uyursun. Sen kendine çeki düzen vermezsen, daha çok benden ayrı uyursun. Sana iyi geceler.
Miran kapının önüne oturmuş, dizlerini kendisine çekmişti.
M:Ama senin kokun yok. Ben bırak uyumayı, nefes bile alamam senin kokun olmadan.
Reyyan hızla odaya döndü. Mirhan'ı yatağa yatırıp, yanına uzandı. Gözleri dolmuştu. Kocasından ayrı kalmak istemiyordu.
R:Gel oğlum yatalım. Baban gibi kokuyorsun. Hiç yoktan kokusu benimle olsun.
umarım beğenirsiniz yeni bölümde görüşmek üzere..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanficÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.