Z:Oğlum ne yaptınız? Neredesin sen? Herkes geldi. Kına vakti geldi. Daha Reyyan yukarıda elbisesiyle oturuyor.
M:Geldim anne geldim.
Z:Hadi koş çabuk. Daha hazırlanacak bu kız.
M:Gittim bile.
Miran koşarak üst kata odalarına çıktı. Yavaşça kapıyı açtı.
M:Güzelim. Hazır mısın?
R:Hazırım Miran. Nasıl bindallım? Güzel mi? Yakışmış mı?
M:Sen biraz stres yapmışsın sanki.
R:Yok canım ne stresi? Alt tarafı bütün misafirler kına için geldi, şu anda kınayı yakmamız gerekirken, ben burada günlük kıyafetlerimle oturuyorum. Bunun için stres yapılır mı hiç?
M:Ama ne yapayım güzelim? Bindallıyı almaya gittik. Ondan geç kaldık. Hadi giy üzerini. Hem zaten makyajın tamam, saçında tamam. Üzerini giy tamam işte.
R:Ver Miran ver. Bir insan kendi kınasına geç kalır mı? Kalırmış.
M:Hadi güzelim. Geç kalacaksın bak.
R:Birde geç kalacaksın diyor. Daha fazla nasıl geç kalabilirim?
Reyyan derin bir of çekip banyoya girdi. Miran da kaşları havada Mirhan'ın yanına gitti.
M:Oğlum paşam. Görev bugünde tamam. Ne güzel çıldırttık anneni, değil mi? Valla senin bu annen böyle sinirlenince benim çok hoşuma gidiyor. Böyle daha bir ateşli oluyor. Dişi bir kaplana dönüyor.
Reyyan banyodan seslenmeye başladı.
R:Duyuyorum Miran. Ateş mateş nasıl konuşuyorsun çocukla Allah aşkına.
Miran gülerek sesini kıstı. Oğluna yaklaştı.
M:Oğlum senin bu annende herşeyi duyuyor..
Miran, Mirhan'ın kıyafetlerine baktı. Gülerek yanaklarını öptü.
M:Oğlum sen ne kadar yakışıklı olmuşsun? Sen nasıl tatlı olmuşsun? Annen hep beni düşünmüş sanki sana hamileyken, aynı bana benziyorsun. Hem ben sana bir şey söy...OHA. ÇÜŞ..
Miran gördüğü manzarayla sözlerini yarıda bıraktı. Mirhan'ı kucağından uzaklaştırdı. Tekrar beşiğine yatırdı.
M:Allahım ben böyle bir güzelliği hak edecek ne yaptım? Nasıl yakışmış sana? Nasıl güzel olmuş?
R:Beğendin mi?
M:Beğenmek ne demek? Gözlerim kamaşıyor.
R:Valla mı?
M:Hem vallahi hem billahi. Bir kez daha şükrettim seni ömrüme yazdı diye.
R:Seni çok seviyorum adam.
M:Bende seni çok seviyorum kadın.
Karısının dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu.
M:Haydi bakalım. Hazırsak ben inelim. Ben kınadan sonra çıkacağım hemen.
R:Nereye?
M:Balayımızı ayarlamaya. Odamızı hazırlatıyorum.
R:Nereye gideceğiz?
M:Deniz kenarına gideceğiz. Ben seni denize doyuracağım..Hadi gidelim hadi.
Reyyan'ın elinden tuttu aşağıya indirdi. Elini tutup yan yana sandalyeye oturdular. Ellerini hiç ayırmadan oturmaya başladılar. Sağ eliyle karısının elini tuttuğu için sol elini uzatınca Zehra müdahale etti.
Z:Oğlum o değil. Sağ elin.
M:Sağ elim dolu anne.
Z:Boşalt o zaman oğlum. Sağ ele yakılır uğur getirsin diye.
M:Siz sol ele yakın anne.
Z:Olmaz oğlum. Sağ el şart.
R:Miran iki dakika kına yakılsın.
M:Olmaz Reyyan. Zaten seni ağlattılar. Benim senin elini tutmam lazım.
R:İki dakikacık.
M:Hayır olmaz.
R:Anne sola yakın.
Z:Olmaz kızım. Sağ el.
R:Şöyle yapalım o zaman. Sen sol elinle tut, sağ eline kına yakılsın.
M:Tamam olur.
Zor bela yakılan kınadan sonra Miran'ı kapının önüne kadar götürdü Reyyan.
M:Ağlama tamam mı güzelim?
R:Tamam Miran.
M:Seni ağlatmalarına izin verme.
R:Tamam Miran. Zaten ağlama işi bitti. Artık oyun oynayacağız.
M:Ben kenardan izlerim.
R:O kadar kadın oyun oynayacak. Oraları buraları sallanacak senin ne işin var orada?
M:Seni izlerdim.
R:Olmaz Miran. Hadi git. Hem yarın birlikteyiz. Yarın düğün gecemiz. Şimdi git sen. Ben bunların hepsini telafi edeceğim.
M:Hımm. Hayaller kurayım mı?
R:Kur bakalım.
M:Nasıl hayaller kurayım? Biraz arşa çıksın mı hayallerim?
R:Çok çıkmasın Miran. Her ne kadar düğün gecemiz olsa da, Mirhan yanımızda olacak. Tamamen birbirimize konsantre olamayız. Aralarda kaçamak yapacağız.
M:Mirhan da mı gelecek?
R:Gelecek tabi Miran, o nasıl soru? İki aylık çocuk kime bırakayım? Ne yiyip ne içecek?
M:Süt sağ bırak.
R:İnek miyim ben Miran? Ne kadar süt sağabilirim? Kaç gün idare edecek çocuğu?
M:Süt annesi tutalım.
R:Oldu. Ben kocamla balayına gideceğim diye, çocuğa süt annesi tutalım.
M:Ya ne işi var balayında?.. Bir insan evladının, annesiyle babasının balayında ne işi var?
R:O insan eğer iki aylık bebekse, çok işi var Miran. Ya gitmeyelim ya da Mirhan da gelecek.
M:Tamam gelsin. Ama bakıcı tutarım bir haftalık. Biz gezip tozarken, bakıcı bakar.
R:Tamam tut. Bu işi sana bırakıyorum ama bazı şartlarım var.
M:Ne gibi?
R:Sarışın olmayacak, uzun boylu olmayacak, güzel olmayacak, genç olmayacak.
M:Bu ne demek Reyyan? Sen bana güvenmiyor musun?
R:Ben sana güveniyorum kocam. Ama seni görünce ağzının suyu akan bir kız görmek istemiyorum. Şartlarım bunlar tutuyorsan öyle tut.
M:Ben kimi bulacağım Reyyan? Tutmayayım o zaman. Bizimle gezer o da.
R:Tamam.
M:Of ya hayaller hayatlar.
R:Hadi git artık. Valla sopayla kovalayacaklar bizi.
M:Tamam gidiyorum. Bir öpücük ver gideyim.
R:Miran ded..
Miran'ın aniden öpüşüyle gözlerini sıkıca kapattı. Dudaklarında ki sıcaklığın uzaklaşmasıyla gözlerini açmıştı ki, kapıdan çıkan Miran'ı gördü.
umarım beğenirsiniz yeni bölümde görüşmek üzere yorumlarınızı bekliyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
Fiksi PenggemarÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.