M:Günaydın dünyam.
R:Günaydın aşkım.
M:Hadi hemen kalk.
R:Niye ya? Şöyle biraz yatak keyfi yapsaydık. Ben sana sarılsaydım şöyle, böyle mırıl mırıl uyusaydım biraz daha.
M:Hatunum valla şu anda bende çok istiyorum ama sana sürprizim var. Kalkman lazım. Kahvaltıya inelim, bizi bekliyorlardır. Millete ayıp olmasın.
R:Bana ne yaa? Taşınsaydık o zaman evimize. Ben yatacağım, kendi evimizde olsaydık, kimseye ayıp olmazdı.
M:Olmaz diyorum Reyyan. Eve taşınamayız. Sürprizimin sonunda taşınacağız. O da doğumdan sonraya tekabül ediyor. Senin doğumuna bir buçuk ay var. Kırk günde lohusalık, ben o lohusalıkta hazırlıkları halletsem..
R:Sen ne hesaplıyorsun Miran?
M:Aşağı yukarı dört ay var taşınmamıza.
R:Ne dört ay mı? Miran ne demek dört ay yaa? Kırk beşle kırkı toplayınca seksen beş yapar. Oda aşağı yukarı üç ay yapar. O fazladan bir ay nereden geldi?
M:Sayılı gün çabuk geçermiş zaten. Gözünü bir kapatıp açacaksın, aa aa dört ay geçmiş bile.
R:Hala dört diyorsun. Üçte olmaz, dörtte olmaz. Olmaz Miran. Yarın taşınıyoruz. Her şey hazır zaten. Kıyafetlerimizin bir kısmı bile orada. Hem sen neden hesapladın? Ne olacak DÖRT AY SONRA?
M:Söylemem.
R:Ne demek söylemem Miran? Senin karından gizli saklı işlerin mi var?
M:Evet.
Miran’ın cevabıyla sinirleri gerildi Reyyan’ın, çattığı kaşlarıyla sesini hafif yükseltti.
R:Bir de evet diyor..Miran hemen söyle yoksa, yoksa valla almam odaya. Kendine yatacak yer ararsın.
Bu söylediğiyle Miran kahkahayla gülmeye başladı.
R:Miran.
M:O nasıl olacak? Sen, sen bu odaya benim kucağımda girmiyor musun? Nasıl beni odaya almayacaksın, çok merak ettim valla.
R:Of ya of.
M:Bende seni seviyorum kadınım.
R:Gıcıksın Miran. Bu çocuk senin gıcıklık seviyeni arttırdı.
M:Bende seni seviyorum güzelim.
R:Off.
M:Hadi doğrul banyoya gidelim. Sonra kahvaltıya sonra küçük bir valiz hazırlayıp kaçıyoruz.
R:Nereye kaçıyoruz diye sorsam cevap vermezsin değil mi?
M:Nasılda çabuk öğrenirmiş? Aferin kadın. Yine girdin gözüme. Böyle ol hep, zorluk çıkartma bana.
R:Çok konuşmada gidelim hadi.
Kahvaltı Masası
Reyyan, Miran’ın kucağında masanın yanına geldi. Sandalyesinin dibinde durdu.
HAN:Miran nakliyat iş başında hala. Valla helal olsun yengem. Ben bir iki taşır sonra sıkılır diyordum. Kaç ay oldu hala taşıyorsun.
M:Yenge anlaşmamıza sadıksın değil mi? Kimse bilmiyor.
HAN:Bilmiyor bilmiyor. Biz halledeceğiz o işi. Yaren de bana yardım edecek. Değil mi kızım?
Y:O iş bizde Miran. Sen hiç merak etme.
R:He çete oldunuz. Benden bir şeyler gizliyorsunuz öyle mi? Valla hepinizi ayrı ayrı tebrik ederim.
Handan kendisini öven sözler karşısında duruşunu dikleştirdi. Yüzüne gülümsemesini kondurdu.
HAN:Sağol canım.
Y:Teşekkür ederim canım. Övgülerinize layık olmaya çalışıyoruz işte.
R:Ne güzel arkamdan iş çeviriyorsunuz.
Handan yüzündeki gülümsemeyi sildi.
HAN:Miran karına bir şey söyle.
M:Reyyan.
R:Aman tamam demedim bir şey.
M:Aferin canım.
HAN:Ben neyi bekliyorum biliyor musun Miran?
M:Neyi yenge?
Y:Dur ben tahmin edeyim. Reyyan, Miran’ın kucağındayken dedemin görmesi.
Handan kahkahalarla gülerken cevap verdi Yaren’e.
HAN:Kız valla benim kızım olduğun o kadar belli ki. O kadar olur valla.
Y:Ee kimin kızıyım?
Miran asık suratıyla cevapladı Handan ve Yaren’i.
M:Sizde kına yakarsınız artık. Valla dedeme yakalanmayalım diye her sabah erkenden kahvaltıya inmekten bir hal oldum. Ben hayatımda bu kadar düzenli kahvaltı yapmadım. Bir an önce doğsaydı küçük ağa. Bir rahata erseydik.
R:Er Miran. Sana rahata erme diyen birisi mi var? Lafa bak. Sanki sokaktaki kedi doğuracak. Doğsa da kurtulsak diyor bir de utanmadan. Sen beni sevmiyorsun. Ben anladım.
M:Evet Reyyan. Nereden bildin seni sevmediğimi? Bende deliyim zaten, manyağım çünkü ben. Sana bebeğimize bir şey olmasın diye, kaç aydır bel fıtığı olma pahasına kucağımda taşıyorum seni.
R:Taşıma Miran. Taşıma. Allah’tan şurada iki ay kucağında taşıdın beni. Bende bebeğimizi taşıyorum sekiz aydır. Bende senin yüzüne vurayım o zaman. Hoşuna gidecek mi?
M:Reyyan laf nasıl oraya geldi? Ben en son yengeme laf sokuyordum. Konu nasıl buraya geldi.
R:Dolandır lafı Miran, dolandır. Bu yol çıkmaz sokakmış, arka sokaktan dolan.
M:Şu anda bu konuşmayı yapmamamız lazım Reyyan. Seni seviyorum diyorum ve konuyu kapatıyorum.
R:Kapat kapat. Ben nasılsa açarım bu konuyu yine.
M:Ben senin aklını başından öyle bir alacağım ki sürprizlerimle, aklına bu konu hiç gelmeyecek emin ol…Yenge size güveniyorum. Halledersiniz. Biz biraz sonra yola çıkacağız. On gün yokuz.
R:Nereye gidiyoruz? Hem de on gün.
M:Sen ne yapacaksın nereye gittiğimizi Reyyan?
R:Ne demek ne yapacaksın ya? Hani birlikte gideceğiz ya. Bende bilsem fena olmaz diye düşündüm.
M:Düşünme sen. Ben senin yerine düşünürüm. Böyle şeyler düşünüp yorma kendini de, bebeğimizi de.
R:Bugün ben ne kadar ofladım, valla sayamadım artık.
M:O zaman oflama Reyyan.
R:O zaman üfff.
M: La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.
R:Amin.Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere iyi geceler 😀 😀

ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
Fiksi PenggemarÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.