43-31

1.4K 48 39
                                        

R:Na-nasıl bana aldın Miran? Ama ben bilmiyorum ki kullanmayı.

Mutluluk gözyaşları çoktan akmaya başlamıştı bile. Miran ellerini arkasındaki korumaya uzattı. Ellerine aldığı kitap ve kağıdı Reyyan'a uzattı.

M:Bu da diğer sürprizim. Seni ehliyet kursuna yazdırdım.

Reyyan küçük bir çocuk gibi burnunu çekerken hala olanlara inanamıyordu.

R:Şaka değil mi, şaka yapıyorsun.

M:Yok çok ciddiyim. Artık ehliyeti alınca gezdirirsin arabanla bir tur.

Reyyan yüzüne kondurduğu eşsiz gülümseme ile sarıldı Miran'ın boynuna.

M:Dur dur boğulacağım.

R:Allah'ım ben sana ne yaptım da, benim alnıma kader diye seni yazdı. Bin kere şükürler olsun. Ben çok mutlu oldum Miran. Ama bana aldıkların için değil, düşündüğün için. Beni mutlu etmeye çalıştığın için. Her gün daha fazlası olmaz dedikçe, daha çok seviyorum, daha çok, daha çok.

Gözyaşları bir şelale gibi akıyordu. Miran'ın da gözleri dolmuş ama bir yandan karısının gözyaşlarını siliyordu. Alınlarını birleştirdi.

M:Ağlama karım benim. Ne olur öldürme beni, tek damla gözyaşın benim cehennemim olur biliyorsun, yakma beni.

R:Ben mutluluktan...

M:Olsun. Sen ağlama yine de. Hep gülsün senin o gül yüzün.

Reyyan, Miran'ın yanaklarından öptü. Bir yandan ağlıyor, bir yandan da gülümsüyordu.

R:Biz çok mutlu olacağız sevgilim. Çocuklarımızla o kadar mutlu olacağız ki, şu Midyat'ta bizim kadar mutlu olan olmayacak bir daha. Tüm Midyat kıskanacak, devamlı imrenecek bizim sevdamıza. Bizi ayırmak isteyenlerin, gözlerinin içine bakarak yaşayacağız aşkımızı. Çocuklarımızı öyle büyüteceğiz.

M:Olacak güzelim, hepsi olacak. O kadar güzel olacak ki, destan olacak bizim mutluluğumuz destan.

Reyyan gözyaşlarını sildi etrafına baktı. Kapının önünde Gönül, Sultan, Azize ve Esma onları izliyordu. Korumalar onları izliyordu. Gözyaşlarını silerken kocasının beline doladı kolunu.

R:Esma anne, gördün mü? Miran bana sürpriz yapmış, beni ehliyet kursuna yazdırmış, araba almış. Ben araba kullanmayı öğreneceğim.

Konuşurken gözyaşları yanaklarını ıslatmaya devam ediyordu. Arada kendisi, arada kocası siliyordu.

E:Gördüm kızım, öğrenirsin elbet. Sen her şeyi yaparsın. Ben güveniyorum sana. Hadi hadi, gelin içeri üşümeyin.

Miran'ın elinden tuttu. Eve doğru adım attı.

R:Tamam geliyoruz.

Bir adım atmıştı ki, Miran'ın elinden çekmesiyle, eski yerine geldi.

M:Sen nereye acaba? Biz gidiyoruz Esma ana beklemeyin bizi. Geç geliriz, biz biraz ders çalışalım.

R:Ne dersi Miran?

M:Ee direksiyon dersi Reyyan.

R:Şimdi mi, hemen mi başlayacağız?

M:Oho oo sen şimdiden kaytarmaya başladın ama.

R:Yok ondan değil. Ben şey için..

M:Hadi geç bakalım.

Reyyan dudakların üzerinde birleştirdiği eli ile gülümsemesini kapatmaya çalıştı ama kıkır kıkır sesleri dinmiyor, ardı arkası kesilmiyordu. Kıskanç bakışlar altında Miran'ın açtığı kapıdan arabaya bindi. Trafiğe kapalı, sakin bir yere geldiler. Miran arabadan indi, Reyyan'ın kapısını açtı.

M:Evet Reyyan hanımm, geç bakalım koltuğuna. Benden bu kadar sonrası sende.

R:Miran bir alışsaydım bari. Bir anlatsaydın falan. Ya ben hiçbir şey bilmiyorum ya kaza yaparsam, daha yeni aldın arabayı, yazık günah.

Ellerinden tutup indirdi karısını, arkasına kattı şoför koltuğuna geçirdi.

M:Sana bir şey olmasın da, ben her şeye razıyım ömrüme ömür katanım. Sen iyi ol yeter bana. Otur bakalım şöyle, hııh. Kemerini de bağlayalım şöyle, oldu. Dur ben de yerime geçeyim başlayalım.

Miran yerine geçtikten sonra ne yapacağını bilmez halde önce arabaya sonra Mirana baktı Reyyan.

R:Miran ben korkuyorum.

M:Neyden korkuyorsun güzelim.

R:Ya yapamazsam.

M:Yaparsın. Aynı bisiklet sürmek gibi, birazcık daha dikkat istiyor sadece. Hem sana ben öğreteceğim kullanmayı. Benim araba kullanmayı öğrettiklerim, şimdi tır kullanıyor tır.

R:Sen kime öğrettin ki araba kullanmayı? Gönül'e mi?

Miran'ın gülen yüzü, Reyyan'ın imalı sözleri ve bakışlarıyla şaşkın yüz ifadesine bıraktı yerini.

M:Şaka yaptım Reyyan. Hani mübalağa babında, vallahi kimseye öğretmedim. Sen ilksin.

Reyyan'ın gülümsemesi ile rahatladı. Derin bir nefes aldı.

R:Şaka yapıyorum şaka, panik yapma hemen.

M:Öyle mi Reyyan hanım. Biz eve gidelim, ben göstereceğim sonra kocaya şaka yapmak neymiş. Hadi başlayalım bakalım.

Aradan geçen saatlerde, Reyyan arabayı baya bir kullanmış, mutlulukla direksiyonu bırakarak kocasına sarılmıştı. Her şey gayet iyiydi, tek sıkıntı arabanın hala gidiyor olmasıydı.

M:Reyyan ne yapıyorsun Allah aşkına? Bu nasıl araba kullanmak.

R:Ne olmuş ya, kocama sarılmakta mı suç artık.

M:Suç değil karıcığım, suç değil de. Arabayı sağa çek, sonra kocana ister sarıl, ister öp, ister başka şeyler yap, sana yapma diyen mi olacak sanki.

R:Aman tamam durdurdum arabayı, sarılmıyorum sana. Git başkaları sarılsın sana.

Miran'ın şaşırmış bakışlarını görünce ne dediğini anladı.

R:Ne diyorum ben ya? Kimse sarılamaz sana, eğer birisi sarılacaksa bu ben olurum sadece. Kafamı karıştırdın ne dediğimi şaşırdım.

M:Ben sana demiştim ama sürprizi görünce üstüme atlarsın diye. Bak nasıl atladın ama.

R:Git Allah aşkına Miran.

Miran yüzündeki gülümseme ile indi arabadan Reyyan'ın kapısını açtı.

M:Gel bakalım benim kıskanç karım.

Reyyan'ı indirdi arka koltuğa geçti, karısını da kucağına oturttu.

iyi akşamlar yeni bölüm geldi umarım beğenirsiniz . yeni bölümde görüşmek üzere


hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin