Y:Anne Reyyan, düştü.. Başından kan geldi..Ben ne yapacağımı bilmiyorum? Ne olursunuz gelin?
HAN:Ta-tamam kapat biz geliyoruz hemen. Kapat sen.
Handan şaşkınlıktan büyüyen gözleriyle yanında ki Zehra'ya baktı.
Z:Ne oldu? İyi mi Reyyan? Bir şey mi olmuş?
HAN:Zehra sakin ol.
Z:Handan söyle ne oldu?
HAN:Re-Reyyan düşmüş. Hastanedelermiş.
Z:Kı-kızım.
Gözünden akan yaşlarla birlikte, dizlerinin üzerine çöktü.
Z:KIZIMMM.
Attığı çığlık göğü delercesine firar etti boğazından.
HAN:Yapma Zehra. Hiç sırası değil. Hadi kalk hemen hastaneye gidelim. Şimdi Reyyan'ın bize ihtiyacı var. Hepimize.
Z:Ha-Handan ne olursun bana doğruyu söyle? Kızım iyi mi, torunum iyi mi?
Handan, Zehra'nın yüzünü ellerinin arasına aldı. Önüne gelen saçlarını geriye çekti.
HAN:Yemin ederim ki bilmiyorum. Sen ne biliyorsan, bende onu biliyorum Zehra. Hadi kalk gidelim.
Zehra zorlukla ayağa kalktı.
Z:Mi-Miran? Miran'a nasıl söyleyeceğiz?
HAN:Zehra topla kendini. Bunu söylemek sana düşer ama kurban olayım acele et. Ben şoföre söylüyorum arabayı hazırlasın. Sende Miran'a haber ver. Gözünü seveyim sesini düzelt öyle ara. Oğlana moral ver.
Arkasını döndü kapıya giderken geri döndü.
HAN:Unutmadan alıştıra alıştıra söyle. Tamam mı? Çocuk şok olmasın bir anda.
Z:Tamam, tamam.
Handan koşarak dışarıya çıktı. Zehra telefonu eline aldı. Hafif öksürüp telefonu kulağına götürdü. Telefonu sonun kadar çaldırdı ama karşıdan ses gelmedi. Zehra avluda Miran'ı tekrar tekrar ararken, Miran toplantıda boğulmak üzereydi.
Yanında ki Azat'ın kulağına eğildi.
M:Azat ben bunaldım. İki dakika idare etsene beni. Hem bir Reyyan'ı arayayım.
A:Tamam tamam git sen.
Miran'ın ayağa kalkmasıyla gözler ona çevrildi.
H:Oğlum nereye?
M:Geliyorum şimdi baba.
Kapıdan çıkar çıkmaz derin bir nefes alıp, elini cebine attı.
Ekranın açılmasıyla Zehra'nın aramaları ekrana yansıdı. Kaşlarını çattı. Gördüğüyle kalbinde bir sancı hissetti.
M:Allah'ım sen hayır eyle. Bismillahirrahmanirrahim.
Derin bir nefes alıp, Zehra hanımı aradı. Karşı taraf telefonu ilk çalışta açınca korkusu diline döküldü hızla.
M:Reyyan iyi mi?
Z:Oğlum sakin ol bir. Bir nefes al.
M:Reyyan iyi mi?
Z:İ-iyi Reyyan. Daha da iyi olacak.
M:Ne oluyor? Ne demek daha iyi olacak? Ne oldu da daha iyi olacak? Oyalama beni anne.
Z:Korkulacak bir şey yok. Sadece şey olmuş.
M:Ne olmuş? Neredesiniz?
Z:Miran, sakin ol oğlum. Bak bende çok korktum ama Reyyan'ı gördüm, içim rahatladı. Çok iyi. Sadece uyuyor.. Reyyan, Reyyan sizin evde düşmüş, başını vurmuş. Hastanedeyiz şimdi.
Miran'ın gözünde ki yaş, elinde ki telefon ve dilindeki karısının ismi aynı anda düştü.
M:Reyyannn.
Dikildiği yerde hafif sendeledi. Eğer yanına gelen Fırat tutmasaydı düşecekti. Kalbi çığlık çığlık bağırırken, dili susuyordu. Elleri titremeye başladı, gözyaşları akmaya.
M:Nasıl? Nasıl iyi mi? Neredesiniz? Geliyorum ben hemen. Neredesiniz? Cevap versenize, neredesiniz?
Z:Hastanedeyiz oğlum. Sakin ol tamam mı? Reyyan çok iyi. Uyuyor.
M:Geliyorum ben hemen. Kapat sen.
Miran telefonu kapattı. Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Kendisine şaşkınca bakan Fırat'la göz göze geldi. Bildiği kadarını Fırat'a anlattı. Miran hastaneye yol çıkarken, Fırat'ta tekrar toplantı odasına girdi. Olanları anlatmasıyla birlikte, tüm Şadoğulları hastanede soluk aldı. Miran hastaneye herkesten önce gelmişti. Koşarak içeriye girdi. Danışmadan Reyyan'ın odasına geldi. Kapının önünde karşılaştı Zehra, Handan ve Yaren'le. Kimseye bakmadan odaya girdi. Reyyan'ın beyazlamış yüzüyle yatakta yatışını, kapalı gözlerini izledi. Yavaşça yanına yaklaştı. Ellerini yüzüne koydu. Gözleri tekrar isyana başlamıştı. Gözyaşlarıyla ellerine milyonlarca öpücük kondurdu. Elleri karnına gitti. Hissettiği kabarıklıkla derin bir nefes aldı içine. İçinden şükür duaları dökülüyordu ardın sıra. Karısının kazağını yukarıya sıyırdı. Açıkta kalan karnında ellerini gezdirdi. Gözyaşlarıyla ıslanan dudaklarını bastırdı. Defalarca kez öptü.
M:Allah'ım sana şükürler olsun Ya rabbim. Seni de, bebeğimizi de bana bağışladı, şükürler olsun. Sana, size bir şey olsa ben nasıl yaşardım? Nasıl nefes alırdım? Ne oldu, nasıl oldu? Niye oldu? Sana olan bu şeylerin hesabını soracağım herkesten sen hiç merak etme güzelim. Senin şu güzel yüzünü beyazlatan, o bakışıyla içimi yakan gözlerini kapatan kimse, hesabını soracağım ondan sana söz veriyorum. Her şeye tahammülüm olur ama sana uzanan ellere tahammül edemem ben..Sen burada bekle güzelim. Sen güzelce uyu, dinlen, gücünü topla. Ben hemen geleceğim.
Miran'ın odadan çıkmasıyla tüm gözler, Miran'a çevrildi. Yavaşça Zehra hanımın yanına gitti. Ağlamaktan kızarmış gözleriyle, üç kadının üzerinde tek tek gezdirdi gözlerini.
M:Nasıl oldu bu?
umarım beğenirsiniz. yeni bölümde görüşmek üzere ortalık biraz karaşacak ama bakalım neler olacak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.