43-85

887 45 28
                                        

Y:Fırat.
Fırat hızla arkasından gelen sesle hemen o tarafa döndü.
F:Ya-Yaren.
Y:Ben yapmadım Fırat. Yemin ederim ki ben yapmadım. Ben Reyyan’ın sesini duydum. Koşarak yan konağa gittim. Yerde yattığını gördüm. Valla ben bir şey yapmadım. Ben zarar vermedim.
F:Sakin ol Yaren. Ben, ben sana inanıyorum. Yapmadım diyorsan yapmamışsındır.
Y:Ger..çekten mi? İnanıyor musun bana?
F:İnanıyorum tabi. Ben senin içini gördüm, biliyorum. Yapmadım diyorsan, yapmamışsındır. 
Yaren yüzüne kondurduğu ufacık bir gülümsemeyle birlikte, Fırat’ın elini tuttu.
Y:Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim Fırat. Senin inanman benim için çok önemli, çok değerli. Annem babam bile inanmıyor bana. haklılar biliyorum, onlara inanmamaları için bir sürü sebep verdim. Ama bu sefer hiçbir şey yapmadım. Yardım etmekten başka bir şey yapmadım.
Ellerini alnına vurdu.
Y:Ya resmen yalancı çobana döndüm. Yaptığım halde yapmadım dedim. Şimdi gerçekten yapmadım ama bu seferde inanan yok.
F:Şii ağlama. Reyyan uyanınca gerçeği söyler, senin masumiyetin açığa çıkar.
Y:Biliyorum yapmaz ama intikam almak isterse..yani…elinde imkan var.
F:Reyyan yapmaz. Hatta sana teşekkür eder. Sen hem onu hem evladını kurtardın. Reyyan’ı tanımıyormuşsun gibi konuşma.
Y:Ben herkes yaparsın deyince valla kendimden şüphe eder hale geldim.
F:Aklına getirme. Sen iyi olması için dua et yeter. Allah’ın izniyle yeğenimle birlikte çıkacak şu odadan.
Y:İnşallah Fırat inşallah.
Aradan saatler geçmiş, ay yerini yavaşça güneşe bırakıyordu. Miran tüm gece Reyyan’ın yanında kalmıştı. Gün ağarmaya başladığında, yorgun gözleri uykuya yenik düşmüştü. Bir saat kadar sonra hafif bir kıpırtı ile gözlerini hafif araladı. Başını kaldırıp karşısına baktığında, karısının yavaşça gözlerini açtığını gördü. Hızla doğru yerinden, Reyyan’ın alnına, gözlerine öpücük kondurdu.
M:Allah’ım şükürler olsun. Açtın gözlerini, şükürler olsun..Nasıl özledim biliyor musun? Nasıl hasret kaldım sana? Bir gün değil de, sanki bir asır geçti.
Reyyan hafif araladığı dudaklarıyla konuşmaya çalıştı.
R:Mi-Miran bebeğimiz iy…
M:Şişt şişt. Yorma sen kendini. O nasıl soru Reyyan? Tabi ki iyi. O çok güçlü tıpkı annesi gibi. Sen şimdi bunları düşünme. Çok vaktimiz olacak konuşmak için. Sen şimdi kendini hiç yorma..Ben doktor çağırıp geliyorum güzelim. Sen yat burada güzelce. Tamam mı ömrüm? Sen yat. Ben geleceğim hemen.
Hızla dışarıya çıktı. Doktorun yanına gitti. Uyandığını haber verdi. Tekrar odaya girecekken, doktor durdurdu.
D:Miran bey. Siz biraz dışarıda bekleyin. Biz hastanın kontrollerini yapalım. Haber vereceğiz. Jinekolog arkadaşta gelecek. Bilgi veririz.
M:Bende gelsem. Ben kenarda dururum sessizce. Valla bak.
D:Siz gelmeyin Miran bey. Siz pek sessiz duracağa benzemiyorsunuz. Stetoskop soğuk gelse, ısıt öyle kullan dersiniz. Tüm hastane anladı karınıza çok düşkün olduğunuzu. Allah hep böyle olmayı nasip etsin. Ama bizim işimiz zorlaşır. Siz burada bekleyin. Olur mu?
M:Tamam o zaman. Ama yakmayın canını siz.
D:Merak etmeyin.
Doktorun gitmesiyle bakışları, ileride koltukta iki büklüm uyuyan Yaren ve Fırat’a takıldı.
M:Ah aga ah. Senin de hiç şansın yokmuş. Kalbin seçti Yaren’i, inşallah seni hak eder.
Eline telefonu aldı. Evdekileri aradı güzel haberi verdi. Evde ki şenlik havasını da alıp, hep birlikte hastaneye gittiler.
Beş, on dakika sonra Miran yavaşça yaklaştı Fırat’la, Yaren’e. Fırat’ın omzuna vurdu hafifçe.
M:Aga..Aga.. Uyan. Hadi uyan. Reyyan uyandı. Bizimkiler gelirler şimdi.
Fırat hızla doğruldu yerinden. Fırat’ın ani kalkışıyla başı boşluğa düşen Yaren, şaşkınca bakmaya başladı etrafa.
F:Uyandı mı?
İkisi de sneyerek konuşan Yaren’e çevirdiler bakışlarını.
Y:Ne oluyor ya sabah sabah?
F:Reyyan uyanmış.
Hızla doğruldu yerinden. Soluğu Fırat’ın kolları arasında aldı.
Y:Allah’ım şükürler olsun.
M:Sen bence çok sevinme. Reyyan’ın ağzından senin adın bir çıksın hele. Bak o zaman neler olacak?
Y:Benim korkacak bir şeyim yok Miran. Daha önce de dediğim gibi ben Reyyan’a bir şey yapmadım. Sadece yardım ettim. Bana teşekkür edeceğine yaptığına bak.
M:Göreceğiz.
İleriden gelen Şadoğlu ailesiyle birlikte konuşmaları yarım kaldı. Hazar bey ve Zehra hanım kollarını açmış, yüzlerinde ki gülümsemeyle sarıldılar Miran’a.
Z:Nasıl Reyyan? Nerede şimdi? Sen konuştun mu? Ağrısı sızısı var mı?
M:Durun bir sakin olun. Konuştum ben, iyi çok şükür. Doktor içeride kontrollerini yapıyor şimdi.
HAN:Allah’ım şükürler olsun. Cihan’ım duydun mu iyiymiş.
C:Çok şükür.
H:Allah’ım şükürler olsun.
H:Reyyan Şadoğlu’nun yakınları…
M:Ben kocasıyım. İyi mi? Girebilir miyim içeriye? Bebeğim iyi mi?
H:Reyyan hanımda bebekte gayet iyi. Reyyan hanım, Yaren Şadoğlu’nu görmek istedi. Siz sonra içeriye girebilirsiniz.
M:Ya-Yaren mi?
Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin