M:Reyyan güzelim koltuklara sonra baksak. Hamilesin sen, bu kadar ayakta kalmak hiç iyi değil. Neden bu kadar acele ediyorsun? Sanki yarın eve taşınacağız gibi bir günde bitirmeye uğraşıyorsun. Rahat rahat böyle zamana yaya yaya bakalım.
Reyyan muzipçe gülümsedi.
R:Haklısın aslında. Ben heyecanlandım ondan oldu hep.
M:Ben sana neyin iyi geleceğini biliyorum.
Ellerini karısının beline sarıp kendisine çekip, muzipçe güldü.
R:Miran yapma orta yerde.
M:Yemek yemeye gidelim mi?
R:Ye-yemek mi?
M:Yemek.
R:Sen ne demek istiyorsun Miran? Sana iyi gelecek şeyi biliyorum deyip yemek teklif etmek ne? Sen bana şişmansın, işin gücün boğaz mı diyorsun? Ocağıma incir ağacı mı diktin diyorsun Miran? Sen bana laf mı sokuyorsun Miran?
M:Ne alakası var Reyyan? Sen dedin bana yemek ısmarla diye.
R:Üste çıkıyorsun birde.
M:Hadi güzel karım hadi gidelim.
R:Gidelim tabi Miran. Sıkıştın kenara gidelim diyorsun.
M:Ne yiyelim?
R:Ben karışmam. Hem aç değilim ben.
M:Şurada güzel bir kebap salonu var, sahibi benim arkadaşım. Gideli mi, yer misin kebap? Senin o arkadaşın Ahmet kadar güzel yapamaz belki ama idare eder işte.
R:Fırsatını bulunca laf sokmaktan hiç geri kalmıyorsun değil mi Miran?
M:Sen sanki hiç öyle şeyler yapmıyorsun. Sen kim laf sokmak kim değil mi?
R:Biz en iyisi gidelim. Açıktım birden bire.
M:Sıkıştın ya ondan acıkmışsındır.
R:Mirann.
M:Ne Miran?
R:Hadi hadi.
Beraber lokantaya girdiler. Miran, Reyyan'ı bir masaya yönlendirdi.
M:Güzelim sen burada otur, sipariş ver, ben bir lavaboya gidip geleyim. Bir de Fırat aramıştı. Derdi neymiş öğreneyim. Tamam mı güzelim?
R:Çok geç kalma ama.
M:Ben hiç sensiz zaman geçirebilir miyim? Uçarak gelirim.
Reyyan utangaç gülümsemeyle cevapladı kocasını.
R:Tamam canım.
Reyyan lavaboya giden kocasının arkasından bakarken, ellerini karnında kavuşturdu.
R:Oğlum yine yaşadık. Şimdi bir kebap yeriz. Yanında ayran, üzerine de bir tatlı yedik mi oh mis. Bizden mutlusu olmaz valla.
Gözleriyle etrafı taramaya başladı. İleride gördüğü garsonla ellerini kaldırdı hızla.
R:Pardon bakar mısınız?
G:Buyrun.
R:Sipariş vermek istiyordum.
G:Tabi alayım. Ben şöyle menü vereyim size.
R:Teşekkür ederim.
Reyyan hızla menüye baktı.
R:Valla ben karar veremedim. Siz ne tavsiye edersiniz.
G:Size..
A:Önden lebeniye çorbası getir, ardından da kaburga dolması yanına irok, köfte falan koy yanında , tatlı olarak kahiye getir. Yeni çıktı sıcak sıcak yesin Reyyan hanım. Donat masayı güzelce.
G:Tabi efendim.
R:Ah-Ahmet.
A:Nasılsın Reyyan?
R:Te-teşekkür ederim.
Gözleri etrafta kocasını aradı.
Reyyan İç Ses:Bir bu eksikti çünkü. Ah Reyyan tutamadın çeneni. Ahmet, Ahmet al sana Ahmet. Durduk yere ismini andın çıktı işte karşına. Miran çok kızacak Reyyan. Nasıl sakinleşecek? Sen şimdiden onu düşün...Yok ya benim Miran gelmeden bu adamı göndermem lazım.
R:Ee Ahmet sanki sana sesleniyorlar.
Ahmet başını çevirdi. Bir yandan da Reyyan'a cevap veriyordu.
A:Yok seslenen Reyyan. Sen yanlış duydun herhalde.
R:Öyle mi? Ben yanlış duydum sanırım.
A:Herhalde. Oturabilir miyim?
R:Şey aslında koca...
Ahmet Reyyan'ın cevabını beklemeden karşısına oturdu. Reyyan tedirgince etrafa bakarken, Ahmet Reyyan'ın yüzünü inceleyerek bir şeyler anlatıyordu.
A:Öyle işte. Çok şükür. Elime ekmeğimi aldım. Kazancımda iyi.
Reyyan bakmadan onayladı Ahmet'i.
R:Hıhı. Allah daha çok versin.
Ahmet çapkınca baktı Reyyan'a. Baştan aşağı süzdü Reyyan'ı.
Ahmet İç Ses:Görmeyeli daha da güzelleşmiş maşallah.
A:Ee sıra geldi evliliğe. İnşallah nasip olur, çok uzun zamandır istediğim birisi vardı. Eğer o da kabul ederse evlenmeyi düşünüyorum.
R:İnşallah nasip olur Ahmet.
A:Olur mu dersin?
R:Olur tabi, neden olmasın? Allah sizi yazdıysa elbet bir araya gelirsiniz.
A:İnşallah. Ee sen neler yaptın?
R:Ne yapayım? İyi işte evlendim bende.
Ahmet hızla öne doğru atıldı.
A:Ev-evlendin mi? Nasıl evlendin? Kiminle? Ne zaman? Ben hiç duymadım. Nasıl yaa?
Reyyan Ahmet'in şaşkın yüzüne baktı.
R:Neden bu kadar şaşırdın anlamadım? Evlenemez miyim?
A:Yok ondan değil. Şey ben..yani..şaşırdım sadece ondan yani. Ha-hayırlı olsun. Allah mesut etsin.
Ahmet gözlerini kaçırdı Reyyan'dan. İleri de gördüğü Miran'la hemen ayağa kalktı. Ellerini kaldırdı.
A:Miran. Miran.
R:Kim?
Miran şaşkınca bir Reyyan'a, bir de Reyyan'ın karşısında duran Ahmet'e baktı. Başta dikkat edemediği şey şimdi yerli yerine oturuyordu. Ne yani Reyyan'ın bahsettiği Ahmet, kendi arkadaşı olan Ahmet miydi? Allah'ım sen aklıma mukayyet ol diye düşündü.
yeni bölümde görüşmek üzere umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
Fiksi PenggemarÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.