43-170

618 47 51
                                        

Akşam herkes masanın başında oturduğunda, herkesin gözlerine baktı Reyyan tek tek. Bir zamanlar Aslanbey konağının odalarında tutsakken, herkes onun ölmesini bekler ve bunun için savaş verirken, şimdi bir masanın etrafında toplanmış, mutluluklarını paylaşıyorlardı. Hayat gerçekten de çok garipti.

HAN:Ee sebebi ziyaretimiz nedir acaba?

M:O biraz ters oldu sanki yenge.

HAN:Biz geliş sebebimizi bilmeyince öyle diyeyim dedim.

R:Nasıl bilmiyorsun yenge?

HAN:Hehe birlik beraberlik falan. Yersen tabi. Kız madem birlik beraberlikti, şimdiye kadar neden çağırmadın. Yemeyiz biz bunları.

M:Bence suçunu bil sessizce otur yenge.

Cihan hızla karısına çevirdi bakışlarını.

C:Handan yine ne yaptın?

HAN:Aa ne yapacağım be? Gelmişim şurada sessiz sedasız oturuyorum. Valla Allah kuru iftiralardan sakınsın.

C:Ben seni tanımıyorum sanki.

Kapıdan giren Azat ve Gönül'le bakışlar o tarafa çevrildi.

A:İyi akşamlar..

HAN:Oğlum hoş geldin..Hoşgeldin de boş gelmemişsin. Hayırdır oğlum, kapıda mı denk geldiniz?

G:Yok biz şey, denk gelmedik. Şey oldu...

R:Ben söyledim yenge. Gönül tek gelmesin dedim. Şimdi Azize hanım nereye falan derse diye. Azat abimde beni kırmadı sağ olsun. Gönül'ü yalnız bırakmadı.

HAN:Diyorsun..Aman kızım kimden ne istediğimize dikkat edelim de.

Ortamın bir anda gerilmesiyle Miran söze atıldı.

M:Hiç aklın kalmasın yenge. Kuzenimden, kuzenimi getirmesini istedik. Bunda yanlış bir şey yok. Unutmayalım ki Gönül benim kuzenim.

R:Ve de Sultan hanımın emaneti. Bizim kimse ile bir problemimiz yok. Olamaz da. Sizin de olmasın yenge. Unutmayalım lütfen, geçmişteki hatalar tekrarlanırsa şu masada ki huzurumuzu çok ararız...

C:Yok kızım. Geçmiş tekrar falan etmeyecek. Biz sadece şaşırdık o kadar. Kötüye yormayalım hemen. Hadi çocuklar oturun sizde.

M:Hadi şu iki sandalye boş oturun.

G:Ben hiç rahatsızlık vermeyeyim. Ben özür dilerim. Reyyan dedi diye ben gelmiştim ama huzursuzluk çıksın istemem. Ben gitsem iyi olacak. Tekrar özür dilerim iyi akşamlar.

Cihan Handan'ın koluna hafifçe vurunca Handan pek gönüllü olmasa da konuşmaya başladı.

HAN:Gönül geç otur şöyle. Ben karışamam sonuçta Reyyan ve Miran'ın evine onlar tarafından davet edilmişsin. Rahatsız olmayız biz.

A:Hadi Gönül oturalım şöyle.

İkisi da yanyana sandalyeye oturduklarında masada büyük bir sessizlik hakim oldu. Sessizliği bozansa Reyyan oldu.

R:Yenge benimle gelir misin bir? Sana danışmam gereken bir şey var.

HAN:Geleyim kızım.

M:Hayır yaa. Ne soracaksan burada sor? Fuzuli yere adım atma.

R:Mirann. Geliyorum biraz sonra kocam.

Oflayan kocasını arkasında bırakarak yengesiyle birlikte mutfağa gittiklerinde, yengesinin mutfağa girişiyle birlikte Reyyan mutfağın kapısını kapattı.

HAN:Ne yapıyorsun kızım?

R:Asıl sen ne yapıyorsun yenge? Gönül'e böyle davranmanın sebebi ne?

HAN:Kızım ben senin de, Miran'ın da derdini anladım. Siz istiyorsunuz ki Gönül'le Azat'ın arasını yapalım. Ama olmaz kızım.

R:Neden olmaz yenge? Birbirleriyle mutlu olacaklar belki. Neden olmaz?

HAN:Kızım konuşturma beni. Sen Gönül'ün kim olduğunu unuttun herhalde? Aynı masaya nasıl oturacaksın sen?

R:Unutmadım yenge. Miran'ın kağıt üzerinde ki eski karısı. Sen Azat abimin kim olduğunu hatırlıyor musun? Ben söyleyeyim, iki defa nişandan döndüğüm amcamın oğlu..Miran da onunla aynı masaya oturuyor. Ben arada bir fark göremiyorum yenge...Etme yenge. Geçmiş geçmişte kaldı.

HAN:Kızım benim korkum sizden yana değil. Biliyorum ben sizin evliliğinize bir şey olmaz. Benim korkum oğlumdan yana. Herkes biliyor Gönül'ün Miran'ı sevdiğini, elinde tutmak için herşeyi yaptığını. Ya Miran'a yakın olmak için Azat'ı kullanırsa.

R:Yengem...Sen beni anlamak istemiyorsun. Gönül'ün Miran'a karşı hislerini bilen herkes, Azat abimin bana karşı olan hislerini de biliyor. Ama bak şimdi kocamla gayet can ciğer oldular. Eğer insanları yaptıklarına göre yargılayacaksak, eyvahlar olsun hiçbirimiz sağ çıkamayız. Ben sana demiyorum ki destek ol. Ben de olmayacağım zaten. Ama eğer Allah onları birbirlerine yazdıysa bize düşen önlerinden çekilmek, yollarını açmak olur. Eğer olacağı varsa onlar zaten olurlar. Senden benden veya başkasından izin alacak halleri yok.

HAN:Korkuyorum kızım. Huzurumuz yerinde Allah'a şükür. Bozulursa diye korkuyorum.

R:O zaman bozulmasından korktuğun şeyi, sen bozma yenge. Senden sadece beklemeni istiyorum. Zaman ne gösterecek, bekleyip görelim.

Handan sessizce başını salladı. Ellerine aldıkları birkaç tabakla birlikte masaya gitmek için çıktılar mutfaktan. Miran karısının elinde ki tabağı görünce hızla doğruldu yerinden.

M:Biz seninle böyle mi anlaştık Reyyan? Kütük gibi tabağı kaldırmak nedir ya?

Reyyan kendilerine şaşkınca bakan aile fertlerine tatlı bir gülümseme gönderip, kocasının koluna hafif bir çimdik attı.

R:Miran abartma kocam. Daha söylemedik ama eminim ki herkes anlamıştır.

Hazar gülen gözlerle baktı karşısında ki ikiliye.

H:Dur oğlum dur. Yavaş gel bi.

N:Miran'ın bu halleri bana tanıdık geldi.

R:Al işte Miran anladılar.

Herkes yüzlerinde ki gülümsemeyle karşılarındaki manzaraya izlerken, bakışlarını sandalye de oturmuş, hiçbir şey yokmuş gibi yemek yiyen Fırat'a çevirdiler. Yaren kocasının koluna vurdu çaktırmadan.

Y:Fırat etrafında neler oluyor? Kaldır bir kafanı bak Allah aşkına. Bu nasıl bir yemek aşkıdır yaa.

F:Ne kaçırdım ki ben?

R:Ya dikkatleri dağıtmayın. Bugünün başrolü minik Şadoğlu.

Herkes gülümseyerek alkış tuttururken Fırat'ın söylediğiyle birlikte, bakışlar donuklaştı.

F:Vayy Mirhan bey, yine iyisin haa.

R:Fırat ben anladım.

F:Neyi anladın?

R:Açken sen, sen değilsin...Hamileyim be adam. Kardeşinin bir çocuğu daha olacak. Kaldır şu başını tabaktan.

Fırat sonunda idrak ettiğiyle birlikte hızla ayağa kalktı.

F:Vayy be kardeşim. Helal olsun valla.

M:Sağol kardeşim ama biraz geç kaldın. Çocuk doğdu, odasında uyuyor. 

Umarım beğenirsiniz. Fırat'a koptum yine. Sizleri seviyorum. 

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin