43-190

448 34 8
                                    

Sabah ahali otelin restoranına inmiş, kahvaltı ederken Reyyan ve Miran el ele masanın başına geldiler.
M:Günaydın.
HAN:Günaydın yengem. Gelmeseydiniz hiç. Biz ailecek tatil yapıyoruz.
R:Bizde seni özledik yenge.
HAN:Sus bir de laf sokuyorlar bana. Neredesiniz siz dünden beri? İnsan birazcık ısmarladığı tatilin tanıtımını yapar.
M:Benim öyle şeylere ihtiyacım yok bir kere. Ben reklam için yapmadım. Öyle kötü huylarım yoktur. Senin o kıymetli damadın nerede?
HAN:Bilmiyorum ki. Hiç sesleri çıkmıyor. Sizin minnak nerede?
M:Anaa ondan mı gelemediler bunlar? Bir gece..Bak iki gece, üç gece değil. Alt tarafı bir gece. Bak yenge, arkalarından çekiştirmek gibi olmasın ama sen bunlardan torun falan bekleme. Valla o Yaren, hamileliğinin ikinci günü gelir. “Anne ben bu kadar zorluğa gelemem, çocuk falan taşıyamam al sen taşı” der. Sen torun diye bizim üç evladımıza sarıl bol bol. Sizinkilerden size hiçbir hayır yok.
Bakışlarını kenardan kendilerini gülümseyerek izleyen babasına çevirdi.
M:Gör baba gör. Hain damat diye yerlerde sürüklediğin oğlun Şadoğlu ailesinin torun kontenjanını karısıyla birlikte sırtlandı. Sen hala beni beğenme. Sana amcamla, yengemi çatlatma fırsatı veriyorum. Daha ne istiyorsun?
H:Ben zaten her zaman söylerim benim oğlum bir tanedir diye.
M:He he. Daha dün evlatlıktan reddetmiştin.
H:Tövbe ben öyle bir şey yapar mıyım hiç? Şahidin var mı?
Bakışlarını masada oturan Şadoğullarına çevirdi.
H:Ey ahali. Soruyorum size. Benim evladımı reddettiğimi, ona hain damat dediğimi gören duyan var mı?
N:Ben duymadım.
H:Cihan. Oğlum konuşsana.
C:Yok ya. Konuşayım, aranızı düzelteyim. Sizde baba oğul bana hava atın.
H:Aşk olsun oğlum. Yav sen beni tanımıyor musun? Ben hiç öyle şeyler yapar mıyım?
C:Yapmazsın canım.
H:Aynen öyle.
Miran asansörden inip, kendilerine doğru yaklaşan Yaren ve Fırat’a çevirdi bakışlarını. Dizlerinin üzerine çöküp, kollarını iki yana açtı. Mirhan paytak adımlarla babasına doğru koşarken, minik kahkası duyulmaya değerdi. Birbirlerine sıkıca sarılan baba oğula bakan Reyyan, dolan gözlerini saklama mücadelesine girişti. Kollarını açıp, yavaşça yere çökmeye başladı. Reyyan canının acısıyla küçük bir inleme kaçırdı dudaklarının arasından. Miran hızla çöktüğü yerden doğrulup, karısının koluna girdi.
M:Reyyan ne yapıyorsun sen?
R:Bir şey yok Miran. Ufak bir acı sadece. Büyütülecek bir şey yok valla.
M:Yahu ne demek büyütecek bir şey yok. Sen hamilesin. Hem de ikizlere hamilesin. Neden böyle şeyler yapıyorsun?
R:Miran bir şey yapmadım. Telaş etme.
M:Etmiyorum ben telaş. Otur hadi şuraya.
MR:Anne.
M:Anne yaa. O annen hiç laftan sözden anlamıyor oğlum. Hep başının dikine gidiyor.
Kaşlarını çatarak hafifçe azarlamaya başladı Mirhan’ı.
M:Sana da aşk olsun. Hadi o çatlak yere diz çöküyor, kendini bilmiyor. Sen neden demiyorsun hayırdır sen diye. Hani sen benim sağ kolumdun.
R:Miran ne anlatıyorsun çocuğa. Hadi oturalım artık.
Reyyan kocasının çektiği sandalyeye otururken, sağ tarafına Miran, sol tarafına Yaren oturdu. Yaren kuzeninin kulaklarına yaklaşırken, sessizce konuşmaya başladı.
Y:Dinlenebildin mi kuzen?
Reyyan hafifçe yutkunup cevap vermeye başladı.
R:Di-dinlendim. Çok sağ ol valla.
Y:Sağolayım değil mi?..Aşk olsun kuzen. Sen bana desen ki, ben kocamla vakit geçirmek istiyorum, ben ne diyeceğim sana? Hayır geçiremezsin mi diyeyim? Sen neden o kocanın aklına uyuyorsun?
R:Ne aklı canım?
Y:Anladık kuzen anladık. Benim için sıkıntı değil ama Fırat’ı zor tuttum valla. gecenin bir yarısı Mirhan’ı geri getirecekti.
R:Nasıl durdurdun?
Y:Eh yaptık işte birşeyler.
Reyyan gözlerini kocaman açmış Yaren’e bakarken, sesinin tonunu ayarlayamadı. Yüksek çıkan sesiyle masada ki herkes kendisine baktı. Yüzüne yapmacık bir gülümseme kondurup, konuşmaya başladı.
R:Uyuyamamışta Yaren. Onu konuşuyorduk.
HAN:Uyumuştur o. Siz karıştırıyorsunuzdur.
Y:Yok valla anne. Mirhan dün gece bizde kaldı. Saat bilmem kaçta uyudu? O saatten sonra da ben uyuduğumdan hiçbir şey anlamadım. Valla çocuk bakmak çok zormuş ya. Bir de biz hazır çocuğa  baktık. Az çok bir şey öğrenmiş Mirhan. Bir de sıfır kilometre çocuk düşünemiyorum bile. Valla gözüm korktu.
HAN:Korkmamıştır kızım. Neden korksun? Üç anne var yanında. Üçü de birbirinden tecrübeli. Benim üç, yengenin dört, Reyyan’ın üç.. Herkes yardımcı olur sana.
M:Benim karım yardımcı olamaz valla. Reyyancığım ancak kendisiyle ilgilenebilir. Sakın bize güvenmeyin.
F:Sana çocuk ve karın konusunda asla güvenmem kardeşim merak etme. Her konuda güvenim tam ama bu konular oldu mu tövbe…Asla güvenmem sana. Dün yaptığını anlamadım sanma.
M:Anladım diyorsun.
F:Anladım aga.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin