Aslanbey Konağı
Esma avluda oturan oğlunun yanına gitti.
E:Fırat oğlum, Miranlardan ne haber var. Konuşamadık. Neler yapıyorlar? Alıştılar mı yeni evlerine?
F:Bu ara bende çok göremedim Miran'ı. En son dün konuştum. Çok önemli bir şey söyleyeceğim dedi. Ama hala aramadı. İyi aklıma getirdin bende onu arayayım diyordum.
E:Ara bakalım bende merak ettim. Ne diyecekti acaba?
A:Neyi merak ettin Esma hayırdır?
İkisi de başını yukarıya çevirdi. Merdivenden inen Azize'yle, Fırat'ın yüzü asıldı. Artık bu kadını görmeye tahammül edemiyordu.
E:Şey Azize hanım. Ben Miran'ı sordum da, ne yaptılar diye?
Azize gözle görülür bir merakla döndü Fırat'a.
A:Ne yapıyor, nasıl Miran?
F:Ne oldu Azize hanım. Çok mu merak ettin? Çok mu umurunda? Sen gel hem hayatını karart, şimdi de nasıl diye sor. Nasıl olsun? Senin berbat ettiğin, elinden aldığın hayata tutunmaya çalışıyor. Sen nasılsın? Bir de dalga geçer gibi soruyorsun. Hiç utanmadan, hiç yüzün kızarmadan.
A:Fırat ileri gidiyorsun.
G:Ne oluyor yine burada?
S:Ne olacak kızım bu konakta olaylar biter mi? Olmuştur yine bir şey.
F:Evet ileri gittim ben. Senin gibi bir kadına yıllarca inanmakla, her dediğini yapmakla, ben çok ileri gittim. Ama şükür ki Miran gibi benim de gözüm açıldı.
A:Fırat ne olursa olsun, Miran'ı ben büyüttüm. Hiçbir yalan bu gerçeği değiştiremez. O düştüğünde yaralarını ben sardım. Kâbus gördüğünde ben sarıldım ona. Hiç kimse değil, annesi, babası, karısı değil. Ben.
F:İzin mi verdin be kadın? Annesini çaldın, babasını çaldın. Karısına olmadık acılar çektirdin. Ne yani, şimdi minnettar mı olmamız lazım sana. Hayatını çaldın ama olsun değil mi? Ne oldu şimdi, çaldığın hayat için acı çeken çocuğun gözyaşını sildin diye melek mi olacaksın? Sen kim ne derse desin, belki bir zamanlar masumdun ama artık zalimsin. Sen mazlumsan eğer, öyle kalacaktın Azize hanım. Zalim olmayacaktın. Bu dünyada tek evladı ölen sen misin? Tek acı çeken sen misin? Sen bu kararttığın hayatların bedelini ödeyemeyeceksin. Sen bu yaktığın canların günahını çekmeden ölemeyeceksin. O meydana attığın kızın ayaklarına kapanmadan, o seni affetmeden ölemeyeceksin. O kızın ahı buldu bu aileyi. Çektiği onca şeye rağmen kimseye ah etmeyen o kızın ahı buldu bu aileyi. Şimdi dön bir Şadoğullarına bak, bir de Aslanbeylere bak. Kim kimden intikam almış, iyi bak.
H:Fırat bey.
F:Efendim Hacı. Ne oldu?
H:Miran ağamla, gelin hanım geldi. Seni görmek istiyorlarmış.
G:Miran mı?
A:Miran..Miran.
Oturduğu yerden hızla kalkan Azize'nin önüne dikildi Fırat.
A:Fırat. Çekil önümden, o benim torunum.
F:Senin Miran diye bir torunun yok Azize hanım. Senin Miran diye bırak torunun, tanıdığın bile yok. Uzak dur artık onlardan.
Fırat arkasını dönüp kapıya yürüdü. Arkasından gelen ev ahalisine kimse engel olamadı. Gönül, Azize, Esma. Hepsi kapıya koştu.
G:Miran hoş geldin.
A:To-torunum.
E:Oğlum hoş geldin.
Miran hepsinin yüzünde gezdirdi gözlerini. Karısının elini tutup Fırat'a baktı.
M:Aga biz seni almaya geldik.
F:Ne oldu? Nereye gideceğiz?
R:Aşk olsun Fırat. Ben ortalığı bir birine katarın diye bekliyorum. Senin daha haberin bile yok.
F:Neyden haberim yok Reyyan? Yav ne oluyor? Bir söyleyin hele. Eğer çok önemli bir şeyse ben ortalığı birbirine katarım yine.
R:Yok Fırat, katma ortalığı birbirine bize bir tane panik yeter. İkincisini kaldırmaz bu beden.
F:Ne oldu deyin hele? Bak iyice meraklandım ben.
Reyyan gülen gözleriyle baktı Miran'a.
R:Ee söyle bari Miran. Daha işimiz var.
M:Aslında söylemeyelim öğrenir dokuz ay sonra.
F:Do-dokuz ay..
R:Eet Fırat dokuz ay.
M:Amca oluyorsun oğlum amca oluyorsun.
F:Ne? Şaka yapıyorsunuz.
Reyyan gözlerini, şaşkınlıkla gözleri açılmış Gönül'e çevirdi. Gözlerinin ta içine bakarak onayladı Miran'ı.
R:Yok Fırat ne şakası? Amca olacaksın. Hamileyim.
Fırat, Miran'a sarıldı sımsıkı.
F:ALLAHHHH BE. AMCA OLUYORUM BEN BE, AMCA. Allahım bu günleri de gördük ya.. Vay be Miran'la, Reyyan'ın bebeği olacak ha. Vay be.
Azize'yle, Esma ellerini uzattılar Miran'a doğru. Amaçları sarılmak tebrik etmekti. Miran bir adım geriye çekildi.
A:Torunum hayırlı olsun.
M:Sen Azize hanım. Benim bebeğimden uzak duracaksın. Benim kaybedecek karımla, çocuğumdan başka, ailemden başka bir şeyim kalmadı. Onların başına bir şey gelirse. Onlara bir şey olursa. Seni öldürmek için bir an bile beklemem. Bunu böyle bil.
G:Ha-hayırlı olsun Miran.
Miran dönüp Gönül'e baktı. Gönül'ün, Miran'a elini uzatarak, sarılmak için yaptığı hamlesi, Reyyan'ın Miran'ın önüne geçip, Gönül'ün elini tutmasıyla geri tepildi.
R:Sağ ol canım. Darısı başına. Ee artık söylediklerimiz yetmedi, gördüklerin yetmedi. Belki yaşadıkların aklını başına toplamana yardımcı olur. Öyle olur olmadık hayaller kurmazsın. Yanlış anlama senin için söylüyorum. Yoksa benim kocam seni hiç görmedi. Allah'a şükür gördüğü bir ben oldum. Bir de artık yavrumuz olur. Ee artık sevmeye gelirsin. Miran'la benim bebeğimizi sevmeye. Tabi o anki ruh halime de bağlı, hani hamilelik hormonları anlarsın ya.
Fırat ve Miran alttan alttan gülerken, Miran karısının beline sardı kollarını.
M:Tamam güzelim sakinleş. Bebeğimiz için hiç iyi değil böyle sinir.
R:Yok Miran ben sinirli değilim. Hatta çok sakinim. Bebeğimiz beni böyle pamuk gibi yaptı valla.
F:Boş verin şimdi onu bunu. Bizim bunu tüm Midyat'a duyurmamız lazım. Herkes duysun.
M:Biz o işi hallettik.
F:Nasıl?
Reyyan gözleri dolmuş halde, Azize'ye baktı.
R:Fırat. Miran benim atıldığım meydana, bebeğimiz için sofralar kurdurdu. Orada ki bütün kötü anılarımın yerine yenilerini koyuyor.
Miran karısının ellerini ellerinin arasına aldı. Öpücük kondurdu.
M:Ağlama sakın güzelim. Artık ağlamak yok. Hadi gidelim. Fırat hadi biz seni almaya geldik.
F:Tamam durun bekleyin geliyorum hemen.
M:Acele et. Bebeğimi bekletme.
F:Aman tamam, bekletmem bebeğini.
yeni bölüm geldi. umarım beğenirsiniz. yeni bölümde görüşmek üzere. yorum ve beğenilerinizi bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanficÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.