43-103

818 45 31
                                    


Reyyan sabah erkenden uyandı. Üzerini giyinip, Mirhan'ın karnını doyurdu. Pusetine koyup eline aldı. Kahvaltıya indi.

R:Günaydın.

Z – H:Günaydın.

HAN:Günaydın kızım. O Miran gelmedi değil mi?

R:Yok yenge gelmedi. En son dün gördüm nikahlı kocamı.

HAN:Aman çok büyük kayıp.

R:Kayıp tabi. Bak Mirhan'a, çocuk babasının hasretinden süzüldü.

HAN:Sen?

R:Beeen. Yok canım çok şey değil benim için.

HAN:Ha ha yedim bende. Bir de çocuğu alet ediyorsun.

R:Ben mi? Aslaa.

Reyyan tam kahvaltı tabağına dönmüştü ki. Yaren'in yüzünü fark etti.

R:Yaren. İyi misin?

Yaren hızla yanında oturan Harun'a baktı.

Y:Ben mi? İyiyim iyiyim.

R:Dalgın gibisin.

Y:Yok canım ne dalgını? Çok iyiyim ben.

Reyyan aldığı cevaptan hiç memnun olmamıştı. Yaren'in her sözünden sonra Harun'a bakışı dikkatinden kaçmamıştı. Gözlerini Yaren'den ayırmadan yaptığı kahvaltıdan sonra içini daha büyük bir huzursuzluk kapladı. Odaya çıktığında, Yaren'in odasına kulak kabartmaya başladı. Aradan geçen yarım saatten sonra, hafiften yükselmeye başlayan seslerle hızla telefonu eline alıp Miran'ı aradı. Hemen konağa gelmesini söyledi. Aradan geçen on dakikadan sonra Miran kapıdan içeriye girdi. Korkmuş gözleriyle kocasına baktı.

Yaren – Harun

H:Sana bin kez dedim Yaren. Bin kez dedim. Sen ister kabul et, ister etme benim karımsın. Söylediğim sözün üzerine söz söylemeyeceksin. Yapma dediğimi yapmayacaksın, gitme diyorsam gitmeyecek, bakma diyorsan bakmayacaksın. Hele ki o Fırat mıdır nedir? Yolda görsen bile yolunu değiştireceksin demedim mi ben sana? Ne işin vardı Fırat'la? Neden buluştun?

Y:Ya Harun ben bir şey yapmadım. Vallahi yapmadım. Karşılaştık.

H:Tabi canım. Ben görmedim çünkü o Fırat'ı aradığını. Bas baya planlamışsınız buluşmayı.

Y:Aramadım.

H:Aradın. Arama kayıtlarını gördüm. Sen istemiyorsun da, ben sanki sana bayılıyorum.

Y:Sende istemiyorsan boşanalım işte.

Harun, Yaren'in söylediği ile cinleri tepesine çıktı. Kolundan sertçe tutup sarsmaya başladı. Yaren'in gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı çoktan.

H:Tabi boşanalım. Sende hemen o Fırat'a koş. Sen benden kurtulamayacaksın kızım. Duydun mu beni? Sen ölene kadar bana mahkumsun, benden kurtuluşun yok. Ne zaman ki o kefeni giyersin, o zaman benden kurtulursun. Anladın mı beni? Anladın mı dedim? Anlad...

Sözünün bitişiyle birlikte Miran kapıdan içeriye girdi. Çatılmış kaşlarıyla baktı Harun'a.

M:Ben tam olarak anlayamadım. Ne zaman kurtulacak senden? Bir de bana söyle.

H:Karımla benim aramdaki mesele seni ilgilendirmez. Çık dışarıya.

M:Eğer senin karın, benim kuzenimse ilgilendirir. Eğer sen bir kadını tehdit ediyorsan, beni ilgilendirir. Eğer sen bir kadının ağlamasına sebep oluyorsan, beni ilgilendirir. Eğer sen haddini hesaplamadan bir kadının kolunu öyle tutarsan, o kolu tutan eli kırmak konusu beni çok yakından ilgilendirir. Sen madem haddini bilmiyorsun, ben sana memnuniyetle öğretirim.

Bakışlarını hızla Yaren'e çevirdi.

M:Yaren ağlamayı kes, dışarıya çık.

Y:Mi-Miran...Sana bir şey yapar.

Miran hafif yükselen sesiyle Yaren'i kapının önüne çıkarttı.

M:Sana dışarıya çık dedim. Reyyan tut Yaren'i. Gelmesin içeriye.

Ceketini çıkartıp Reyyan'a uzattı. Arkasını dönmesiyle, kollarını sıvamaya başlaması bir oldu.

M:Şimdi gelelim sana. Seni dinliyorum. Anlat bakalım bana, senden nasıl kurtulacak Yaren.

Ellerini yakasına yapıştırıp, yumruğu yüzüne indirmesiyle sinirleri iyice tepesine çıktı. Her yumruk atışında sinirleri iyice tepesine çıkıyordu. Dışarıda sesleri duyan duydukça daha çok ağlayan Yaren'i şu an için pek umursamıyordu. Arada yediği yumruklarla daha çok bilenirken, ellerini daha çok sıkıyordu. Her yumruğunun arasında bağırarak konuşmaya başladı.

M:Seni ben gebertirim duydun mu beni?... O kefeni ben sana giydiririm.... Boşanacaksın lan...İlk fırsatta benim kuzenimin yakasından düşeceksin.

H:Sana aşık bir..kadını bu kadar koruman, karını... çok üzecek ..benden söylemesi.

M:Benim karımı o pis ağzına alma. Benim elimden kurtulmak için, beni kışkırtmaya çalışma. Derhal boşanacaksın...

Miran ve Harun içeride kavgaya tutuşmuşken, Yaren dışarıda korkudan titremeye başlamıştı.

R:Ne zamandır böyle Yaren? Ne zamandır sana eziyet ediyor böyle? Neden bize söylemedin? Ya sana bir şey yapsaydı.

Yaren hem korkusu hem gözyaşları yüzünden konuşamıyordu.

Y:B-be-ben Re-Reyyan sö-söyleyemedim, ut-utandım. Size bu-bu kadar şey yap...mışken ya..rdım isteyemedim. Benimle u-uğraşmanızı..... istemedim.

R:Böyle bir şeyin ne utanması, ne de uğraşması olur? Miran hem söylemedin diye hem de söylemedin diye azarlayacak seni. Biz bir aileyiz. Duymayalım bir daha böyle bir şey....Melike. Melike. Melike bir bakar mısın?

ML:Efendim kuzum....Bu sesler ne kardeşim? Eyvahlar olsun Yaren iyi misin?

R:Anlatacağım Melike. Sen şimdi Mirhan'ın yanına geç beşiğindeydi. Biz aşağıya inelim.

ML:Tamam kuzum.

Reyyan, Yaren'in koluna girmiş aşağıya doğru inerken, Miran'ın sesini duyan Handan söylenerek dışarıya çıkmıştı.

HAN:Miran'ın sesi mi o? Miran ben sana bu eve girmen yasak demedim mi? Hem niye bağırıyor bu? Kaçak giriş yaptın, bari sessiz ol. Eltim senin bu damadın, hiçbir şeyden anlamıyor ben sana söy...Yaren. Yaren ne oldu? 

umarım beğenirsiniz. ortalık biraz karıştı ama bakalım nasıl olacak

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin