43-198

501 36 8
                                        

Yedi Yıl Sonra
M:Güzel karım nasılmış?
R:Bunaldım, daraldım, bir türlü heyecanımı yenemedim.
M:Nedenmiş? Ben senin heyecanını yenmene yardım ederim. Hem şu saatten sonra neyin heyecanı bu? Kazandın heyecanlandın, başladın heyecanlandın, altı yılda her gün heyecanlandın, bitti hala heyecanlanıyorsun. Benimle evlenirken bu kadar heyecanlanmadın valla alınacağım artık.
R:Aşk olsun Miran.
Miran yatağa Reyyan’ın yanına uzandı. Ellerini saçlarında gezdirmeye başladı. Parmağını çenesinin üzerine koydu, hafifçe başını kaldırıp, dudaklarına yaklaştı.
M:Olsun tabi güzelim, aşk her zaman olsun…Güzelim..
R:Hıı.
M:Hazır çocuklarda uyuyorken, şu aşkı bir canlandırsak mı?
R:Olmaz Miran.
Miran kaşlarını çatıp, karısından birazcık uzaklaştı. Sinirleri hemen tepesine çıkmıştı.
M:Ne demek olmaz ya? Niye olmuyor?
R:Olmaz Miran. Hamileyim ben farkında mısın?
M:Hamileysen hamilesin, ne olmuş yani?
R:Ne demek ne olmuş ya? Doktor ne dedi?
M:Sen bakma o doktora. O beni sevemedi bir türlü.
R:Tabi canım bende yedim. Aranızı düzelttiğinizi bilmiyorum sanki ben. Birbirinizi sevmeseniz kaç yıldır bu kadar dayanamazdınız. 
M:Tam düzeldi denemez. Hastaneden ayrılmış biliyor musun?
R:Nee? Nasıl yaa? Nedenmiş? Ya gidecek madem bizim altıncıyı doğurtup gitseydi bari.
M:Bilmiyorum, ayarlarız bir şekilde. O olmazsa başka doktor olur artık…Konuyu değiştirme. O doktor bozuntusu Mirhan’da, Karan’da, Karmen’de, Dilan’da, ve Hazan’da da aynı şeyi söylemişti ve biz dinlememiştik. Şimdi Çağan’da neden dinleyecekmişiz?
R:Çünkü aradan yedi yıl geçti. Artık eskisi gibi genç değiliz. Şu saatten sonra hamile kalmam bile, zararken ben altıncı çocuğu doğuruyorum. Sözde iki çocuk doğurup, inzivaya çekilecektim ben. Her seferinde kandırdın beni.
M:Aşk olsun karıcığım. Bak alınacağım. Sanki zorla yaptım ben çocukları.
R:Yok zorla yapmadın Allah var. Ama ikna yöntemlerin gelişmiş olduğu için hiç zorluk çekmediğinde bir gerçek.
M:Teşekkür ederim hayatım. Hadi kalk hazırlanalım artık.
R:Nereye?
M:Bunca yıl oldu, her şeyi öğrendin de, hala sorduğun sorunun cevabını alamayacağını öğrenemedin.
R:Ağlarım bak.
M:Yok, yok sakın şimdi hiç sırası değil inan. Hadi kalk gidelim.
R:Nereye gideceğiz? İpucu ver.
M:Yarın ne var?
R:Mezuniyet törenim..
M:Onu mu diyorum ben? Tamam o da varda, başka ne var?
Reyyan kaşlarını çatıp düşünmeye başladı.
R:Ne var ki yaa? Ne var, ne v-a-r?
Gözlerini kocaman açıp kocasına baktı.
R:Anaaa unuttum valla. Mirannn.
M:Miran ya. Şunu ben yapsam, beni odaya almazsın, ne de güzel unuttum diyorsun?
R:Ya mezuniyet falan derken araya kaynadı valla.
M:Kaynayamaz efendim. Gerekirse mezuniyeti unutacaksın ama bunu unutmayacaksın. Bir insan evlilik yıl dönümünü nasıl unutur ya? Ne oldu? On yılı geçince artık kutlanmıyor mu?
R:Özür dilerim.
Başını yan tarafa çevirip, çaktırmadan yatağa bakarken konuşmaya başladı.
M:Fayda etmez. Nasıl alacaksın gönlümü, inan hiç bilmiyorum.
Reyyan kocaman açılan gözleriyle Miran’ın baktığı yere doğru baktı.
R:Hiç mi bilmiyorsun?
M:Aslında biliyorum da, çaktırmamaya çalışıyorum.
R:İnan hiç çakmadım ben. Sen çaktırmamaya devam et.
M:Hadi güzel karım. Bu tatlı atışmamızı başka zaman devam ettiririz. Şimdi gidelim.
İki saat sonra
Reyyan ve Miran yaptıkları ufak bir alışverişten sonra Midyat’a doğru yola koyuldular. Midyat’a otuz kilometre kala Reyyan ileride gördüğü ışıklarla gözlerini kısıp ileriye baktı.
R:Miran ileride ışıklar var.
M:Nerede?
R:Bak şu ileride. Ayy Allah korusun kaza falan mı acaba?
M:Güzelim sakin ol, kaza yeri böyle ışıklı mı olur? Dur bakalım bi.
R:Hayır durma.
M:Neden?
R:Dün izlediğimiz filmi hatırlamıyor musun Miran? Adam yol kenarında durdu, adama yapmadıklarını bırakmadılar…Olmaz..Duramayız. Gidemezsin.
M:Güzelim abartmasan mı? Burası Teksas değil Mardin. Bizde film çekmiyoruz.
R:Amaa..
M:Yaa birisinin yardıma ihtiyacı varsa. Bizde el atmazsak, ya bir şey olursa?
R:Dur Miran dur. Allah korusun. İnsanın aklına olur olmadık şeyleri sokuyorsun.
M:Madem ısrar ediyorsun durayım bari.
R:Dur dur.
Miran yüz metre sonra arabayı yavaşlatınca Reyyan gözlerini kocaman açtı.
R:Mi-Miran..
M:Hadi inelim.
R:Sen mi yaptın burayı?
M:Biraz öyle yaptım.
R:Yaa ama ben bu ara çok duygusalım, neden ağlatıyorsun beni?
M:Evet..Bu ara..Ama sadece bu ara…Çok duygusalsın.
R:Çağan bey sağ olsun.
M:Hadi gel gidelim.
Karısının elinden tutup hazırladığı masanın yanına yaklaştı. Beş, on dakika sonra önlerine yemekler konulmuştu. Yemekleri yemelerinin ardından. Miran ayağa kalkıp Reyyan’ın yanına geldi. Önünde diz çöküp, eline bir öpücük kondurdu.
M:Seni çok seviyorum. İlk gün ki gibi. Heyecanım hala baki, ilk seninle konuştuğumda ki gibi..Hatırlıyorsun değil mi? Burada birbirimize ilk kelimelerimizi etmiştik. Şu yoldan döndüm, tabeleyı gördün, “Mardin 30” diye, aynadan bana baktın “Sen kimsin”dedin. İlk cümlen bu oldu.
R:Senin çok iyi sanki. Bana ilk cümlen ne senin?
M:Aşkım..
R:Tabi canım. Sen de “kaza yapacağız” dedin ilk.
M:Neyse konumuza dönelim.
R:Dönelim tabi. İşimize gelmedi.
M:Ben sana bir hediye vermek istiyorum. Ama öyle takı, toka değil. Hayallerimizi vermek istiyorum ben.
R:Mi-Miran.
M:Hani ben sana bugün dedim ya, doktor gidiyormuş diye.
R:Evet.
M:Doktor aslında uzağa gitmiyor, yine Midyat’ta olacak. Sadece hastanesi değişiyor.
R:Neresi? Hangi hastane? Hediyeyle ne alakası var?
M:Bizim ismimizin birleşimi olan bir yerde. Reymir’de.
R:Anlamadım desem.
M:Nasıl anlamadın güzelim? Sen tıbbı nasıl bitirdin?
R:Miran.
M:Çağan annesinin hastanesinde doğacak. Annesi kendi hastanesinde yapacak doğumunu. Mezun oldun, doktorluğu kendi hastanende yapacaksın…İsmini ben Özel ReyMir Hastanesi olarak düşündüm. Hoşuna gitmezse değiştiririz.
Reyyan gözyaşlarının içinde boğulurken, fısıldayarak konuşmaya başladı.
R:Mi-Miran sen ne yaptın?
M:Aşık oldum. Yetmez mi? Canımı verecek kadar aşık oldum. Hastane ne ki? Ben imkan olsa dünyayı sermek istiyorum önüne.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 son 2 bölüm 🧡 kendinize iyi bakın 🤩

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin