Telefonu yüzünde gülümsemeyle kapattı. Yatağa uzandı ki, telefonu tekrar çaldı. Ekrana bakmadan açtı nasıl olsa Miran arıyordu. Gülerek açtı telefonu.
R:Canım daha şimdi kapattık ne ara özledin sen geri?
Karşıdan ses gelmiyordu.
R:Miran kocam, ses versene.
Tatlı bir şekilde kocasıyla konuştuğunu sanırken bilemezdi karşı tarafın yumruklarını sıktığını.
A:Benim Reyyan,Aslan.
R:Aslan mı?
A:Evet Reyyan. Miran beni aradı sesi baya sinirli geliyordu. Buluşmak istedi seni şey için aradım. o aramızda ki sırla alakalı bir şey söyledin mi sen? Ben konuşurken ona göre konuşayım diye aradım.
R:Miran niye sinirli ki. Nerede buluşacaksınız?
A:.....
R:Tamam geleceğim ben.
Reyyan ilk Miran'ı arar. Ama telefonuna ulaşamaz.
R:Off Miran kiminle konuşuyorsun bu saatte. Ne yapıyorsun sen? Unutmadın, sineye de çekmedin değil mi? Düştün sırrın peşine. Bir Aslan eksikti zaten. İnşallah yetişirim. Allah'ım sen Miran'ı koru.
Reyyan telefonu telaşla yatağın üzerine atıp evden çıktı. Koşar adımlarla kapıya doğru gidiyordu. Avluya indiğinde meraklı gözler ona döndü. Arkasından gelen seslerin hiçbirisini duymadan yoluna devam etti.
H:Kızım, Reyyan ne oluyor? Nereye gidiyorsun böyle? Reyyan kızım cevap versene. Reyy..
Hazar, Reyyan'ın peşinden koşar, yetişip kolunu tutar. Nefes nefese,
H:Nereye kızım. Yav böyle haber etmeden nereye gidiyorsun gecenin bu vakti?
R:Baba bırak beni Allah aşkına. Kötü şeyler olacak hissediyorum. Benim Miran'a gitmem lazım. Onun yanında olmam lazım.
H:Ne-ne oldu Miran'a? İyi mi? Bir şey mi oldu Miran'a? Kızım cevap versene, iyi mi Miran?
R:Şimdilik iyi ama kötü şeyler olacak baba biliyorum. Aslan dedi "Miran beni çağırdı, sinirliydi" dedi. Baba kurban olayım bırak beni.
H:Seni bıraksam nasıl gideceksin kızım? Birlikte gidelim.
R:Olmaz baba. Herkes ayaklanır. Zaten Miran'a düşmanlar. Bana mani olma yeter ben giderim bir şekilde.
H:Olmaz kızım gebe halinle nasıl gideceksin?
Reyyan, Hazar'ın bu sözüne itiraz edemiyordu. Çünkü babası onu olmayan bebeğinden vurmuştu. Şimdi tek gitse babası şüphe ederdi.
H:Buldum Harun. Harun götürsün seni.
R:Tamam baba ama çabuk ne olur? Çabuk.
H:Sen bekle burada tamam mı? Hemen gönderiyorum. Ama haber et tamam mı? Merakta bırakma beni.
R:Tamam ederim. Hadi baba ne olur acele et.
Hazar gittikten sonra Reyyan bir sağa bir sola gitmeye başladı. Zaman durmuştu sanki. Dilinde ebedi bir dua "Allah'ım Miranımı bana bağışla, ona bir şey olmasın ne olur."
H:Harun..
HR:Efendim amca.
H:Reyyan'ı bir hastaneye götürsene.
Z:Ne oldu, ne hastanesi Hazar bey. Bir şey mi oldu Reyyan'a? Cevap versene. İyi mi kızım?
N:Oğlum ne oldu? İyi mi Reyyan?
H:Yav yok telaş etmeyin. Bir şeyi yok. İyi çok şükür. Midesini üşütmüş herhalde. Öyle emin olmak için bir görünsün dedik. Şimdi Zehra sen bu haldesin, bir şeye ihtiyacın olursa falan diye Harun götürsün dedim.
A:O nasıl söz amca. Ben ne güne duruyorum ben götürürüm Reyyan'ı.
H:Yok oğlum gerek yok. Götürür Harun.
HAN:Sen nereye götürüyorsun acaba Harun götürsün işte.
HR:Tamam ben götürürüm ne olacak. Nerede Reyyan? Gideyim ben.
H:Aşağıda oğlum.
Y:Aman inşallah hiç iyi olamaz.
HAN:Sus kız. Karışma sen.
Y:Aman iyi ne dedim sanki.
Z:Harun haber et ne olur?
HR:Ederim hiç merak etmeyin.
Harun Reyyan'ın yanına indi. Ama Reyyan'ın hiçte hasta gibi durmadığını daha ilk anda anladı.
HR:Ne oldu Reyyan? İyi misin?
R:İyiyim Harun. Beni bir yere götürmeni istiyorum ama çok acil. Babamın haberi var zaten.
HR:Tamam da hastane. Yani hastaydın sen.
R:Hasta falan değilim ben. Hastaneye de gitmeyeceğiz. Hadi gidelim yolda anlatırım. Ne olur? Gidelim hadi. Acele et.
Reyyan arabada Harun'a bir şeyler uydurdu. Sadece Miran'ın çok önemli bir şey için onu beklediğini acil olduğunu söyledi. İstediği yere gelip Harun arabayı durdurunca arabadan acele ile inip arkasına bakmadan koşmaya başladı. Ne gecenin kör karanlığını görüyordu. Ne de Harun'un arkasından ona seslenmesini duyuyordu. Tek odak noktası kocasıydı.
Etrafına bakınıyordu Miran'ı görmek umuduyla ama karanlık ona hiç yardımcı olmadı.
En sonunda zoraki bir şekilde gördü kocasını. Miran'ı, Aslan'ın elinden tutmuş, uçurumdan sarkarken gördü. Yüreği ağzında, elleri tutmaz şekilde adını andı kocasının bir dua gibi. Gözleri kocasının canının yanışından, canının tehlikede oluşundan başka bir şey görmez oldu.
R:Miran ne olur yapma, bana, bize bunu yapma. Dayan beni sensiz bırakma.
Fısıldamasını adam duymuyordu.
Son gördüğü ise kocasının uçurumdan aşağıya, suya düşmesiydi.
umarım beğenirsiniz bu ara biraz yoğunluğum var gecikme olabilir şimdiden özür dilerim. beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.