43-17

1.5K 47 41
                                        

Bir eve girdi Reyyan. Kenarda gördüğü döşeğe kurtarıcı gözüyle bakması kaçınılmazdı. Miran'ı kenara bıraktı hemen döşeği serdi Miran'ı üzerine yatırdı. Sudan ilk çıktıklarında üzerinde yara yoktu ama belki vücudunun başka bir yerinde vardı. Üzerini çıkardı, her kıyafetini çıkarıp yara görmeyişinde şükür dedi. Birbirlerinden başka kimseleri yoktu. Dertte kendileri, dermanda birbirleriydi. Birbirlerinin yarasına iyi gelecek merhem ta kendileriydi. Sabaha kadar yol yürümüştü, yorgundu. Miran'ı yaraladığı göğsüne başına koydu, gözlerini kapattı. Dilinde şükür, aklında Miranla olan geleceği ve kulaklarında sevdiği adamın kendisi için atan kalbinin sesi. Daha ne isterim ki diye düşündü. Huzuru bulmuştu daha ne isterdi bir insan?

Aradan iki saate yakın zaman geçti. Reyyan yavaşça açtı gözlerini, etrafına bakındı. Nerede olduğunu algılamaya çalıştı, aklına gelenle hızla doğruldu. Miran'ı yanı başında uyuyor görünce, derin bir oh çekti. Başını yaklaştırdı Miran'a, kollarının üzerinde durdu. Hala uyuyordu. Yarası da yoktu, niye hala uyuyordu? Gözleri dolmaya başladı. Açmıyordu gözlerini, bakmıyordu gözlerine aşkla, aşığı olduğu gözleri sakınıyordu ondan.

R:Açsana gözlerini. Çok mu hoşuna gidiyor beni böyle üzmek. Ağlıyorum ama sen hiçbir şey yapmıyorsun. Neden kalkıp ağlama demiyorsun? Uyanmıyorsun. Beni öldürüyorsun.

Artık kendisini ağlamayacağım diye telkin etmeyi bıraktı. Zaten duramıyordu. Koyuverdi kendisini, gözyaşları şelale misali akıyordu yanaklarından. Kocasının yüzünü okşamaya başladı. Avuç içine batan sakallarını bile seviyordu. Yanındayken özlüyordu. Ya ona bir şey olsaydı. Ellerinde onun teninin yumuşaklığı olmadan ne yapacaktı bu elleri.

R:Sen beni sevmiyorsun artık. Sevsen bunu bana yapmazdın. Gözlerini görmeden yapamadığımı, nefes alamadığımı bile bile gözlerini kapalı tutmazdın. Sevmiyorsun artık. Bıktın tabi, sende haklısın. Karım var ama nerede diyorsun sende. Elini tutamıyorum gözlerine bakamıyorum. Ben bu evlilikten ne anladım diyorsun. Ama değişecek sana söz veriyorum değişecek. Sen ne istersen nasıl istersen öyle yaparım. Sana söz. Ayrılmayız bir daha. Artık hep yan yana oluruz. Sıkılırsın bile benden. Dört çocuğa da tamam. Sen kaç tane istersen o kadar çocuğumuz olur. Senden olan bir şeyi ben nasıl istemem.

Miran'ın yüzünü okşayan elini çekti, gözyaşlarını sildi. Küçük bir çocuk gibi burnunu çekti.

M:Söz mü?

R:Sö..

Duyduğu sesle elleri asılı kaldı. Gözlerini açtı Miran'a baktı. Yüzünde tatlı bir gülümseme ile Reyyan'a bakıyordu. Yüzünü avucuna aldı. Her noktasını defalarca kez öptü. Yine de doyamadı.

R:Mi-miran uyandın. Açtın gözünü uyandın. Allah seni bana bağışladı çok şükür.

Yüzünde ki gülümseme bir anda silindi.

R:Bir dakika, sen- sen uyanıktın öyle mi Miran? Bana oyun oynadın. Ben burada ağlarken, kendimi paralarken sana bana oyun mu ettin?

M:Sadece beni ne kadar sevdiğini duymak için hareketsiz kaldım. Oyun oynamadım. Hem konuyu saptırma. Sen dört çocuğa tamam dedin duydum, söz mü?

R:Söz falan değil. Beni kandıran bir adamdan çocuk falan yapmam ben.

Reyyan sinirle yerinden kalktı. Dışarıya doğru çıkarken Miran'ın sesiyle geri döndü.

M:Ahh.

R:İyi misin? Miran iyi misin? Neren acıdı? Yaran mı var? Görmedim ben yok gibiydi. Çok mu acıyor?

M:Bilmiyorum yaram var mı? Canım acıyor. Sende burada beni üzüyorsun.
R:Ben senin üzülmeni ister miyim hiç kocam? Tamam ne dersen tamam. Valla kabul, dört tane.

M:Yaşasın be. Dört çocuk. Valla değdi uçurumdan düşmeme.

Reyyan hemen Miran'ın dudaklarının üzerine elini kapattı.

R:Nasıl konuşma o öyle Miran. Ben neler çektim, nasıl korktum biliyor musun sen? Bilmiyorsun. Nasıl canım yandı.

Miran, Reyyan'ın gözyaşlarının tekrar aktığını görünce içinden kendisine okkalı bir küfür savurdu. O neyin derdindeydi, kız neyin derdindeydi. Kız burada korktum diyordu. O hiçbir şey olmamış gibi şaka yapıyordu birde.

M:Ağlama güzelim ne olur? Üzülme ne olur. Özür dilerim. Eşeklik ettim. Sen ne istersen öyle olsun. Dört çocuk falan da istemiyorum. Sen ne dersen öyle olsun. Bana sen yetersin.

R:Ben onun için ağlamıyorum ki.

Elini tekrar kocasının yüzüne koydu.

R:Ben senden olan için nasıl ağlarım, nasıl üzülürüm. Ben bunun için olsam olsam ancak mutlu olurum kocam.

M:Peki neden akıyor o gözyaşları yine. Ne oldu?

R:Ya sana bir şey olsaydı. Nasıl yaşayacaktım, nasıl nefes alacaktım? Ölürüm ben sana bir şey olursa. Arkandan gelirim ben de.

M:Hayır Reyyan. Eğer bana bir şey olursa, sen yaşayacaksın. Hayatına devam edeceksin. Bende seni izliyor olacağım. Sen mutlu olunca bende mutlu olacağım.

R:Sen olmadan nasıl olacak. 

M:Olacak karım olacak.

R:Miran ben bir şey istiyorum.

M:Söyle güzelim ne istiyorsun. Benim senin için yapamayacağım bir şey yok. söyle canımın ta içi.

R:Miran ben....

yeni bölüm geldi umarım beğenirsiniz. yorumlarınızı bekliyorum.

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin