43-3

2K 54 23
                                    


Reyyan sanki bir rüyadan uyanır gibi başını iki yana salladı, gözlerini açtı.

R:Hadi Miran gideyim ben, zaten ortalık karışık.

M:Hıhıı

Miran, Reyyan'ın boynundan başlayarak çenesine doğru öpücükler kondurmaya başladı. O kadar zorlanıyordu ki o öpücüklere kendisini kaptırmamak için. Gözleri baygın son itirazlarını yapıyordu.

R:Miran her şeyi mahvedeceğiz bırak beni hadi, yakalanacağız şimdi. Gideyim ben.

M:Ben seni tutmuyorum ki Reyyan, sen kendin kalıyorsun.

Reyyan gözlerini zor bela açıp baktı. Gerçekten de Miran onu tutmuyordu. Utançtan kıpkırmızı oldu. İçinden söylenmeye başladı.

İç Ses Reyyan: Aferin kızım Reyyan, birde adama bırak diyorsun. Sarılmışsın ahtapot gibi.

R:Hadi gidiyorum ben.

M:Tamam Reyyan gidersin, kaçmıyor ev bir yere,

deyip Reyyan'ı belinden kendisine çekti, itiraz etmesine fırsat vermeden dudaklarında yerini aldı. Reyyan'ın ilk anda ki şaşkınlığı yok olup cevap vermeye başlaması arasında saniyeler olsa da, Miran'a bir asırlık süreydi sanki.

Reyyan bundan ne kadar utanırsa utansın artık kendisine itiraf etmişti. Miran "hadi benim ol" dese, burada, hemen şimdi teslim olurdu ona. Birbirlerine kapılmış aşkın dansını ederken dudaklarında, kalplerinin sesi eşlik ediyordu arka fonda. Reyyan belinden aşağıya doğru hareket eden ellerle biraz kendisine geldi, güç bela dudaklarını ayırıp alınlarını birleştirdi. Gözleri kapalı, yanakları kırmızı, nefesleri biraz önceki anların heyecanıyla düzensiz, Miran'ın elini tuttu. Ne diyeceğini nasıl diyeceğini bilmiyordu.

R:Miran biliyorum, anlıyorum da seni.

Miran derin bir nefes çekti içine. Reyyan'ın cümle sonlarında dudaklarına kondurduğu öpücüklerle konsantre olmak, o öpücüklere kendisini kaptırmamak için ecel terleri döküyordu resmen. Karısını korkutmak istemiyordu. Ona verdiği sözü son ana kadar tutmak istiyordu. Ama Reyyan onu böyle davetkar öperken, nasıl dayanacak gücü bulacak kendisinde o da tam bir muammaydı. Reyyandan bir adım uzaklaştı. Reyyan'ın ona bir adım yaklaşacağı beklemediği bir şeydi. Daha o Reyyan'ın ona doğru adım atmasını atlatamadan, söyledikleriyle mutluluktan ağlayacak hale geldi.

R:Uzak durma benden. Çünkü artık ben senden uzak durmak istemiyorum. Dayanamıyorum senden uzak olmaya. Bir yıl oldu neredeyse biz evleneli, nasıl evliyiz diyorsun. Haklı olarak benden, karından beklentilerin var. Şimdiye kadar içimde endişe vardı. Sen bana dokunduğunda elimde değil ürküyordum. Ama artık durum değişti. Ben seni çok seviyorum, senin tahmininden daha çok.

Miran söze girmeye hazırlanıyordu ki Reyyan'ın sözüyle donup kaldı.

R:Hazırım ben.... Senin gerçekten karın olmaya, evliliğimizi gerçek bir evlilik yapmaya.

Miran yanlış duyduğuna o kadar emindi ki anlamadı en başta. Bir daha söyle dese söyler miydi acaba. Miran'ın gözlerinden aşağıya doğru akan mutluluk gözyaşlarını parmaklarıyla silip, yüzünü avuçlarının içine aldı Reyyan.

R:Yaren'i, Gönül'ü, bizim bir olmamızı istemeyen kim varsa, hepsini kıskançlıktan çatlatacak kadar seninle bir olmaya hazırım Miran. Çocuklarımızı doğurup, onlara bu aşkı anlatmaya, "sevecekseniz babanız gibi sevin" demeye, kavgalarımızdan sonra, malum biz çok kavga ediyoruz seninle (ikisi de bu söze güler.) sana tavır yapsam da, olabildiğince kısa tutup kollarına sokulmaya, sıkı sıkı sarılmaya hazırım ben. Seni çok seviyorum kocam.

M:Seni çok seviyorum güzel karım...

R:Amaa...

M:Biliyordum ben zaten böyle olacağını. Ya hayal dedim ya da arkasından bir şey çıkacak. Yok ama falan.

R:Miran bir dinler misin beni?

M:Dinleyemem ama ne ya ama ne? "Ben seni çok seviyorum ama ailelerin selameti için, düşmanlık olmaması için benden uzak dur" oldu başka derdin var mı? Varsa söyle onu konuşalım.

R:Miran anlamadan dinlemeden konuşma. Bir kere sen benden uzak dursan bile ben senden uzak duramam, sanki bilmiyorsun. Ben diyorum ki, birazcık daha zaman ver bana.

M:Ne kadar zaman mesela.

R:Miran konuşturma beni. Şimdi desem nereye gideceğiz. Damlarda buluşuyoruz.

M:Sen şimdi de, bak ben seni nerelere götürüyorum.

R:Çok az zaman daha valla bak. Tamam mı, anlaştık mı?

M:Anlaştık güzel karım benim. Biliyorsun ben seni ömrümün sonuna kadar beklerim. Ama sen yine de çok uzatma.

R:Off Miran, tamam dedim ya.

Sıkıca sarıldı boynuna kocasının. Tekrar birleşti dudakları. Ama bu sefer o yoğun tutku olamadı, çünkü Reyyan öpüşmenin ortasında "bununla idare et" deyip, ardında çocuk gibi şen bir kalp bırakarak Şadoğlu konağına doğru kaçtı.

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin