43-68

1K 49 42
                                    

Aradan geçen günler Reyyan ve Miran için evlatlarının varlığıyla tadına doyulmaz geçiyordu. Aradan bir ay geçmişti. Bugün hastaneye cinsiyet öğrenmeye gideceklerdi. Heyecandan ve rahat edemediği için uyuyamamış, sabaha karşı uyuya kalmıştı Reyyan. Tabi bu Reyyan için geçerliydi. Zira Miran horul horul uyumuştu tüm gece. Miran erkenden kalktı, mutfağa indi. Uyusa da karısının sabaha karşı uyuduğunu biliyordu. Gözlerinin altının şişliğinden belli oluyordu. Sürpriz yapmak istiyordu.

İlk işi telefona bakmak oldu. Hamileler için kahvaltı menüsü diye yazdı. Tariftekileri yapmaya başladı. Islık çalarak yumurtayı haşlamaya başladı, sütü ısıttı, diğer malzemeleri de tepsiye yerleştirip, birde gül ekledi. Yeniden yumurtanın başına geçti.

M:Bu kadar yeter mi acaba? Dakikası doldu ama. Olmamış gibi sanki. Ben biraz daha pişireyim.. Yok yumurta pişince böyle olmuyordu, neydi, ee şey, hah, haşlayayım evet haşlayayım....Bu süt yeter mi acaba? Lan Miran, Allah'tan hamileler süt içiyor. Çay içseler sıkıntı. Benim bu çay demleme işini öğrenmem lazım.

İki dakika sonra yumurtayı soydu, yerine koyup, tepsiyi eline aldı. Merdivenlerden çıktı. Üst katta hazırlanan sofrayı ve etrafında toplanan Şadoğlu ailesini unutmuştu. Kendisine bakan şaşkın gözler altında, bir elinde ki tepsiye baktı, bir de insanların yüzüne.

Hazar gülerek konuşmaya başladı.

H:Oğlum kolay gelsin. Bitirdin mi işi?

M:Baba siz burada mıydınız? ben..yani..Reyyan için..şey diye..yoruldu..ben ondan şey yaptım..

A:Amca yapma. Yazıktır.

HAN:Gör Cihan ağa gör. Bak neler yapıyor karısı için? Sen kaç defa kahvaltı hazırladın bana? Ne kadar şanslıymış Reyyan?

C:Konu nereden bana geldi şimdi Handan?

HAN:Sus Cihan sus batma iyice. Miran eline de pek yakışmış yengem. Valla şu kapıdan Reyyan'la ilk girişin canlandı gözümde şu anda. Ellerini cebine koymuş salına salına yürüyordun burada. Ee düşmez kalkmaz bir Allah demişler. Ne oldum değil, ne olacağım diyeceksin değil mi oğlum?

M:Sana da eğlence çıktı tabi yenge. Ne olmuş yani? Uyuyamadı zaten karım sabaha kadar, hem bebeğimizi taşıyor o, yoruluyor. Karımı düşünüyorum ben. Suç mu, günah mı? Valla Reyyan'a söylerim salarım üzerinize. Ben düşünceli bir koca, sevecen bir babayım.

N:Dokunmayın torunuma. Oğlum bakma sen onlara. Onlara kocaları kaç kez kahvaltı hazırlamış. Hep kıskançlıktan yapıyorlar. Hadi yapın kahvaltınızı, sonra doğru hastaneye. Bakalım bize ne geliyor? Erkek mi, kız mı?

HAN:Yav baba niye öyle diyorsun? Ben çok mutlu oluyorum valla bu ikisi böyle mutlu olunca. Kıskançlık değil bizimki, özenmek.

Yüzü biraz asıldı Handan'ın, başını önüne eğdi.

HAN:Bu çocuklara hepimiz ayrı ayrı çektirdik. Hiç birimiz acımadı sevdalarına. Şimdi onlar böyle mutlu olunca, ben ayrı mutlu oluyorum. Yaptıklarımızı telafi etmez ama ben hep mutluluğunuz için dua ediyorum yengem. Ben hala utanıyorum yaptıklarımdan. Allah herkese böyle sevda nasip etsin inşallah.

Miran aklına gelenlerle başını eğdi.

M:Unutun artık yenge. Reyyan'ın kalbi öyle temiz ki, kimseye kırgın değilim diyor. Sizde affedin artık kendinizi, geçmiş geçmişte kaldı.

N:Eğer burada size çektirdiklerinden utanacak birisi varsa, o benden başka kimse olamaz. Vebali benim üzerimedir. Çok çekti Reyyan benim elimden. Bir gülemedi doya doya. Ama değişiyor, daha da değişecek. Aile olmayı Reyyan sayesinde öğrendik. Onun gösterdiği büyüklük aklımızı başımıza getirdi. Kalbi o kadar temiz işte benim torunumun. Evladınız da öyle olsun inşallah.

Miran tepsi tutan eliyle gözlerinde ki yaşları sildi.

M:Sabah sabah ağlatmayın insanı yav. Gidiyorum ben süt soğudu.

Miran odanın kapısının önüne gelip derin bir nefes çekti içine. Yavaşça açtı kapıyı. Başını içeriye uzattı. Reyyan kollarını başının üzerinde birleştirmiş vücudunu gererken, gözlerini açmaya çalışıyordu. Mırıl mırıl sesler çıkartıyordu. İçeriye girdi sessizce, masanın üzerine bıraktı tepsiye.

R:Günaydın bebeğim. Yeni bir gün başladı. Bakalım babana bugün neler çektireceğiz.

M:Bende çok merak ettim valla.

R:Mi-Miran.

M:Efendim güzelim.

R:Sen ne zamandır oradasın?

M:Bebeğimi bana karşı dolduruşa getirdiğini duyacak kadar. Aşk olsun Reyyan. Sen her sabah böyle planlar mı kuruyorsun?

R:Ne alakası var Miran? Ben neden sana çektirmek isteyim? Ben seni seviyorum. Ben bu tutumsuz davranışlarım var ya, o yüzden dedim. Plan yapmıyorum. Sen böyle çırpınıyorsun ya, valla ben senden daha çok üzülüyorum.

M:Sen sıkma canını güzelim. Ben halimden gayet memnunum. Limonum ve sen rahat ol yeter.

Reyyan ellerini kocasının yanaklarına koydu. Dudaklarına bir öpücük bıraktı. Dolu gözleriyle baktı kocasına.

R:Seni çok seviyorum. Kalbi güzel kocam. Öyle çok seviyorum ki. Aşkım bu kalbime büyük geliyor.

M:Seni öyle çok seviyorum ki, ne yapsam az geliyor bana. Çok seviyorum kadınım.

R:Çok seviyorum erkeğim.

M:Hadi şu gözyaşlarını silelim. Yemek saati.

R:Hii. Saat kaç olmuş? Niye uyandırmadın Miran? Ayıp olacak dedemlere.

M:Panik yapma güzelim. Kimseye ayıp olmaz. Ben uyuyordum ama senin tüm gece uyuyamadığını fark ettim. Uyandırmadım o yüzden. Kahvaltı işini de hallettim.

R:Nasıl hallettin?

Miran karısının yanından kalktı. Tepsiyi eline aldı karısının dizlerinin üzerine koydu.

M:Hadi bakalım dünya güzelim. Ye yemeğini bebeğimizi ziyarete gidelim. Belki bu sefer gösterir bizimki.... Bebeğimizde senin gibi karıcığım.

R:O nasıl söz Miran?

M:Göstermiyor ama özendiriyor. Hani derler ya göster ama elletme diye. Bizim ki göstermiyor bile.

R:Benimle ne alakası var Miran? Laf mı sokuyorsun bana. Ben sana göstermedim, elletmedim de nasıl oldu bu çocuk?

M:Allah'ın takdiri. Benim çabalarımla oldu. Her köşede sıkıştırınca seni, el mahkum yapıverdik.

R:Ay Miran sabah sabah sana laf yetişmez, hadi yemeğimizi yiyelim birlikte.

umarım beğenirsiniz dün bölüm gelemedi rahatsız olduğum için kusura bakmayın yeni bölümde görüşmek üzere

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin