43-145

600 42 15
                                    

R:Ne? Neyi ısırmadın ya? Niye ısırıyorsun? Ne istiyorsunuz siz baba oğul benim göğüslerimden?

M:Valla o küçük adam ne istiyor bilemem ama benim ne istediğim belli.

R:İki kuru göğsüm var taktınız kafaya.

M:Höst sen kimin göğüslerine kuru diyorsun kadın.

R:Kendi göğüslerime diyorum.

M:Onlar benim.

R:Ne zaman senin oldu acaba. Seninse al sen ta...

M:Hihhh ne dedi? Valla çarpılacaksın. İnsan kocasıyla öyle mi konuşur? Yılan sokar dilini.

R:Tabi canım işine gelmedi yaa.

M:Bir kere onların kullanım hakkı bende. Sen sadece taşıyıcısın.

R:Çok sağol ya. Ama yapma ben böyle kendimi çok değerli hissettim.

M:Sen benim hayatımın elmasısın.

R:Tabi canım yedim bende. İki saattir etmediğin laf kalmadı, şimdi hayatının elmasıymışım. Kalsın böyle elmaslık.

M:Aşk olsun karıcığım ben sana takılıyorum. Hem kabul etmen gerekir ki sen beni bu ara çok ihmal ettin çok. Kendimi hatırlatmak istedim.

R:Aa Allah kuru iftiralardan sakınsın. Nerem ihmal etti seni acaba?

M:Tabi ihmal ettin. Birde nerem ihmal etti diyorsun. Her yerin ihmal etti. En son ne zaman birlikte olduk biz? Kaç gün oldu?

R:Şey oldu...Şeyy..Çok olmadı..

M:Kaç gün oldu?

R:Dur Miran acele ettirme, hatırlayamadım birden. Ben senin gibi günleri saymıyorum. Tamam seni istiyorum, benimde aklım uçuyor ama o kadarda çığırından çıkmadım henüz.

M:Sen kendini yorma, ben söyleyeyim. Tam sekiz gün altı saat oldu.

R:Aman Allah'ım nasıl sekiz gün olur? Kıyamet alameti olmasın sakın.

M:Olabilir bence.

Reyyan gözlerini devirdi, kaşlarını çattı.

R:Miran delirtme insanı, sanki aylar oldu. İnsanlar aylarca uzak kalıyor birbirlerinden. Hem hatırlatırım ben hamileyken de uzak kalmıştın benden ve sekiz günden çok daha uzundu.

M:Onlar başka insan, ben Miran'ım. O hamilelik zamanında zaman benim için nasıl geçti biliyor musun sen? Bilmiyorsun.

R:Sana laf yetişmez Miran. Tamam sen ne dersen öyle olsun? Sen haklısın.

M:Ben tabi ki haklıyım. Ben her zaman haklıyım.

R:Hadi gidelim.

M:Nereye ya? Sabahın daha ilk saatlerinde hiç acımanda yok bana. Sabah sabah zaten Allah bir çene vermiş, Mirhan efendi başımı şişirdi. Çok uykum var benim. Ne var şurada üç, beş, on saat uyusam.

R:Sabah sabah oğlunun ahenkli sesini dinleyemiyorsun ama karının göğüsleri hakkında yorum yapıyorsun Miran. O zaman hiç uykun yoktu.

M:O zaman neden uykum olsun Reyyan? O konu işime geliyor. Hem bilirsin konu sen ve senin vücudun olunca ben her zaman hazır ve de nazır olurum.

R:Sen nasıl fenasın ya?

M:Teşekkür ederim aşkım. Her zamanki halim. Sen şimdi beni boşver nereye gideceğiz biz?

R:Yaren'in yanına. Şu Fırat'ın başına biraz iş açayım düğün öncesi. Benim kocamla kimse dalga geçemez, geçecek birisi varsa o da benim. Başka kimseye izin veremem.

M:Çok sağol kadın. İçim rahatladı valla..

Reyyan'ın kendisine attığı öpücükle iyice cinleri tepesine çıktı.

M:Beni delirtme kadın. Neyimle dalga geçecekmişsin sen benim? İnsan kocasıyla dalga geçer mi hiç?

R:Asla geçmez. Sen dalga geçecek ne yaptın ki? Doğumda olanlardan başka, Miran'ı kıskanmaktan başka, millete laf sokmaya çalış...

M:Tamam tamam anladım ben. Bu kadarı yeterli.. Hadi gidelim sen benimle uğraşacağına Fırat'ın başına çorap ör.

Birlikte Şadoğlu konağına geçtiler. Mirhan babasının yanına geçerken Reyyan, Yaren'in yanına oturdu, kucağındaki Mirhan'la birlikte. Mirhan'ı görünce yüzüne kondurduğu gülücükle kollarını uzattı. Mirhan'ı kucağına alınca, boynuna kondurduğu öpücüklerin ardı arkası kesilmedi.

R:Ee Yaren nasıl gidiyor? Başladı mı hazırlıklar?

Y:Başladı başladı. Valla çok heyecanlıyım Reyyan. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor bazen...

Gözlerini kucağındaki Mirhan'a çevirdi.

Y:Birde sen bu yakışıklıyı getiriyorsun insan daha da hevesleniyor. Hemen evleneyim, akşama çocuğu doğurayım istiyor.

R:Valla mı? Mirhan mı özendiriyor?

Y:Özendirmez mi şundaki yakışıklılık, tatlılık kimde var?

R:Ee Miran'la ortak yapımımız.

Y:Doğru valla. Anne güzel, baba desen eh işte idare eder. Çocuk ne yapsın?

R:Kocama çirkin dediğin için normalde kızardım ama sadece bana yakışıklı olması gerektiğinden, sen ona yakışıklı deme.

Y:Tamam demem kıskanç kuzenim demem...Reyyan..

R:Hıı.

Y:Sence benim bebeğimde böyle yakışıklı olur mu?

Reyyan haince yüzüne yerleştirdiği gülücükle baktı Yaren'e.

Reyyan İç Ses:Canım kuzenim. Konuyu çok güzel açtın. Biraz üzeceğim seni ama Fırat'ı üzerine salmam lazım seni.

R:İnşallah kuzen inşallah.

Başını çevirirken kısık sesle mırıldandı.

R:Tabi Fırat çocuk istiyorsa.

Kısık ses bile olsa Yaren, Fırat'ın ismi geçince tabi ki duydu.

Y:Ne? O ne demek be?

R:Yok bir şey canım. Hadi Miran'ın yanına gidelim, ben kocamı özledim.

Y:Ne demek Fırat istiyorsa? İstemiyor mu?

R:Bilemem valla Fırat'a sor. Ben ne bileyim istiyor mu istemiyor mu?

Y:Soracağım tabi, soracağım. Çocuk istemiyorsa düğüne hiç gerek yok zaten.

R:Ne? Saçmalama Yaren. O kadarda fevri hareket etme. Düğün olmasın ne demek? Ama isteriz tabi Fırat şöyle çocuk beşiği sallasın. Nasıl güzel olur?

Y:Ederim efendim. Ne demek çocuk istememek?

R:Valla bende anlamadım. Sen sorarsın artık. Fırat'a deki, Reyyan senin bebek beşiği salladığını görmeyi çok istiyormuş. Çok yakışır ona. Bana da haber ver tamam mı? Hadi ben gidiyorum. 

reyyandan beklenmeyen hareketler. çok fena oldu bu kız çok fena. umarım beğenirsiniz .yeni bölümde görüşmek üzere..

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin