Hızla elini alnına koydu Mirhan'ın.
M:Reyyan emin misin güzelim? Ateşi yok.
R:Var diyorum Miran. Var işte. Çocuk cayır cayır yanıyor.
M:Benim mi elimde problem ver acaba? Bence yok ateşi. Dur şurada ateş ölçer olacaktı.
R:Hadi çabuk.
Çekmeceden çıkarttığı ateş ölçeri kullandıklarında, normalden biraz fazlaydı ateşi.
M:Biraz bekleyelim bakalım, çok yüksek değil belki düşer.
R:Ya düşmezse.
M:Düşer yav neden düşmesin? Hem arayalım bir doktoru ne diyecek bakalım.
Aradan geçen on dakikada hem Miran hem de Reyyan iyice dokunsan ağlayacak hale geldiler.
M:Karım sen üzerini soy ben gelene kadar öyle kalsın. Ben geliyorum.
R:Nereye gidiyorsun Miran? Miran diyorum.
Hızla kapıdan çıktı. Arkadan kendisine seslenen Reyyan'ı duymadı. Konağın üst katına çıktı. Şadoğlu konağına doğru seslenmeye başladı.
M:Anne, baba, yenge, amca.. Çıkın dışarıya. Başka zaman olsa pırt diye çıkarsınız dışarıya, şimdi işim düştü kimse yok. Alooo. Kime diyorum? O meraklı yengem nerede? Reyyan'a yanaşınca dibimde biter, şimdi bangır bangır bağırıyorum duymuyor...Alo Şadoğulları.
Sinirle seslenirken sesini duyan Melike dışarıya çıktı.
ML:Miran bey...Ne oldu?
M:Melike nerede bu millet? Nerede o gelmemesi gereken zamanda gitmez, gelmesi gereken zamanda gelmez yengem olacak kadın?
ML:Nasuh ağanın arkadaşının torununun düğünü varmış. Oraya gittilerdi.
M:Hepsi birden mi?
ML:Hee.
Sinirle elini saçlarına daldırdı. Sabır çekerken bağırarak ekledi.
M:Allah her birinin canını alıp cebine koymasın inşallah.
Melike kaşlarını çattı.
ML:Haa.
M:Yok bir şey Melike.
Dönmüş tekrar odaya giderken Melike'nin sesini duydu tekrar.
ML:Benim yapabileceğim bir şey var mı? Reyyan iyi mi?
M:İyi Reyyan iyi. Mirhan'ın ateşi çıktı. Hadi sende gel hastaneye gideceğiz. Ben doktoru öldürürken bana yardım edersin. Lafa tutma beni. İki dakika sonra aşağıda ol. Geç kalırsan almam seni.
ML:Tamam hemen geliyorum.
Miran koşarak odaya geldi tekrar.
R:Ne oldu Miran?
M:Ayda yılda bir işim düştü, onda da kimse yok. Düğüne gitmişler. Ama sen hiç merak etme güzelim ben bunun hesabını soracağım.
R:Neyse tamam Mirhan hazır zaten. Ben iki dakika üzerimi değiştirip geleyim.
M:İyisin böyle güzelim. Hadi vakit kaybetmeyelim.
Reyyan şaşkınca baktı önce Miran'a, sonra üzerine.
R:İyi miyim? Anladım ben sen artık beni sevmiyorsun, kıskanmıyorsun. Gecelikleyim be adam. İnsan karısını hiç mi kıskanmaz?
M:Yavrum ben senin üzerini fark etmedim. Etsem iyisin der miyim? Hadi sen hazırlan..
R:Bunu sonra konuşacağız Miran. Aklımda haberin olsun. Sende şu bezle alnını sil. Belki yararı olur.
Belki iki dakika belki daha kısa bir süre sonra geri geldi.
R:Tamam hazırız. Hadi gidelim..
Arabanın yanına geldiklerinde Melike'yi arabanın başında bekler halde buldular.
ML:Bu nasıl iki dakika? Yarım saat oldu. Birde çabuk gel, almam seni diyordun.
M:Almazdım tabi.
R:Abartma Melike, abartma. Hadi çabuk hadi.
Arabayı gereğinden fazla hızlı kullanan Miran'la kaşlarını çattı Reyyan.
R:Miran biraz yavaşlar mısın? Millet arabada bebek var diye hızını düşürüyor. Tamam çok yavaş gitme ama uçmada.
M:Benim bebeğim hastaneye yetişecek, ya ateşi daha da çıkarsa, ya havale geçirirse.
ML:Yok artık. Ne havalesi yav? Çocuk bu çıkacak elbet...Hatırlasana Reyyan Gül'ün nasıl ateşi çıkardı.
R:Ben biliyorum canım. Panik yapan ben değilim zaten. Miran çok panik yaptı...Yoksa yani ben çok sakinim.
ML:Tabi canım. Görmedim ben senin gözlerinin sulandığını.
Reyyan gözlerinden akan yaşı hızla sildi.
R:Valla kardeşim öyle dışarıdan bakmakla olmuyormuş. Söz konusu insanın canından parça olunca çok başka oluyormuş.
ML:Telaş etmeyin. Yoktur bir şey. Hem ben Zehra hanımıma haber veririm o da yanınızda olur.
R:Yok telaş etmesinler hiç. Gidiyoruz zaten hastaneye.
M:Bir gidelim ben o doktora ne yapacağımı biliyorum. Kafasını gözünü pat...
Reyyan büyüttüğü gözleriyle baktı kocasına.
R:Mirannn...
Karısının uyarısı üzerine derin bir nefes çekti içine Miran.
M:Aman tamam demedim bir şey.
Miran ani frenle hastanenin önünde durdurdu arabayı. Arka kapıyı açıp Mirhan'ı kucağına aldı. Kaşlarını çatmıştı. Siniri her halinden belli oluyordu. Arkasından gelen ayak seslerini duyamıyordu. Danışmaya bakmadan doktorun odasına doğru yol aldı. Hastane gecenin geç saatlerinde, gündüze oranla daha sakindi. Muhtemelen doktorda bu sakinliği kullanmak istemişti. Elinde kahvesiyle, bilgisayardan gelen sakinleştirici müziği dinliyordu. Kapının hızla açılmasıyla, ayağa fırladı. Karşısında kucağında Mirhan'la birlikte, kaşlarını çatmış bir Miran beklemiyordu.
M:Sen benim oğluma aşı diye ne iğnesi yaptın lan? Ateşi çıktı oğlumun.
umarım beğenirsiniz. biraz panik olduk ama bakalım neler olacak. bu ara bölümler geç saatlerde geliyor farkındayım ama yetişmiyor. daha erken atmaya çalışacağım. iyi akşamlar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.