Azat ve Gönül'ü yanyana görmek Reyyan'ı mutlu ediyordu. Canı gönülden istiyordu, onların birbirine nasip olmasını. İkisini bir arada görünce daha da emin oldu bu düşüncelerinden. Hastaneden çıkar çıkmaz, onlar için elinden gelen bir şey varsa yapacağına dair, kendisine söz verdi.
R:Hoşgeldiniz.
A:Hoşbulduk Reyyan.
G:Hoşbulduk.
A:Nasılsın Reyyan? Ağrın sızın var mı?
R:Yok Azat çok sağol.
Sözlerinin ardından Miran'ın yalancı öksürmesiyle, yandan bir gülüş attı Reyyan. Azat demesi amacına ulaşmış, Miran'ı yine sinirlendirmişti. Yüzündeki gülümsemeyi silmeye çalışarak baktı, karşısında ki ikiliye.
R:Ee Azat abi. Siz nasılsınız?
A:İyi biz işte ne olsun? S-seni görelim bir dedik.
R:Siz birlikte miydiniz de?
G:Hıı öyle gelelim dedik.
R:Hayret. Neyse..Oturun hadi.
Azat ve Gönül birbirlerine kaçamak bir bakış attılar. Reyyan'ın hiçbir şeyi bilmediği açıktı. Mesele nasıl söyleyecekleriydi. Hasta yatağında ki kadını üzmek, en son isteyecekleri şeydi. Hele ki o kadını o yatağa yatıran, kendi kanındansa.
Reyyan, Gönül'ün yüzüne dikkatlice bakıyordu. Gözlerinde ki şişlik görülmeyecek gibi değildi. odada dört kişiydiler. Üçünün bilip kendisinin bilmediği bir şey vardı.
R:Gönül sen iyi misin? Solgun görünüyorsun.
G:Yo-yok iyiyim.
R:Bir saattir, üçünüz bakışıp duruyorsunuz. Neler oluyor? Siz benden ne saklıyorsunuz?
A:Ne saklayacağız canım? Korktuk ya ondan hep. Az mı şey yaşadığın?
G:Reyyan ben-ben çok özür dilerim. Biliyorum böyle bir şey için kuru bir özür beş para etmez, hiçbir şeyi telafi etmez ama benim yapabileceğim başka bir şey inan yok. Aslan'ın adına utanmaktan, onun adına özür dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden.
R:Gönül ben senden özür beklemiyorum..Özür dilemesi gereken kişi sen değilsin...Hoş yapılan şey bir özürle telafi edilebilecek şey değil..Ben Aslan'a defalarca kez söyledim. Ama o anlamamayı tercih etti her seferinde. Seninle bir zorum yok, yanlış anlama beni. Üzülme, kendini de sorumlu tutma. Ama benim abinle konuşacak iki çift lafım var. Senin abin benim kocamın canına kastetti, bunun telafisi yok.
G:Aslan'la konuşamazsın Reyyan.
R:Konuşurum Gönül. Kusura bakma ama abin Miran'ı vurmayı göze aldıysa, benim edeceğim iki çift lafı da hesaba katmalı..
G:Aslan öldü Reyyan.
Reyyan duyduğuyla birlikte sözünü tamamlayamadı. Gözleri yuvalarından fırlarken, bakışlarını kocasına çevirdi. Aklında binlerce düşünce dolanırken, içinde kopan fırtınaları kimse görmüyor ama herkes tahmin edebiliyordu.
Reyyan İç Ses:Ya-yapmaz. Benim kocam yapmaz...Reyyan saçmala, söz konusu adam senin kocan. Merhametiyle herkese örnek olan," kuşun kanadında ki çöp ağırlık yapar, uçarken yorulur" deyip, kuşun kanadında ki çöpü alan adam. Senin kocan yapmaz...Yapmaz...Ama söz konusu senin canınındı Reyyan. Miran hiçbir şey için kimsenin canına kast etmez ama konu sensen, senin canınsa...
Reyyan bakışlarını kocasına çevirdi. Miran karısının aklından geçenleri biliyordu. Karısını tanıyordu.
M:Bakma bana öyle güzelim. Eğer elime geçirebilseydim ben yapardım. Hiçbir şey için yapmazdım ama senin için, evladım için yapardım. Ama ben değilim. Benim o anda tek düşündüğüm senin canındı. Kendimce sen uyandıktan sonra hesabını soracağım diye plan yapmıştım. Sonradan öğrendim neler olduğunu.
R:Neler olduğunu bende öğrenebilir miyim?
M:Güzelim biz çıkalım, siz Gönül'le yalnız kalın. O anlatsın sana neler olduğunu?
Azat ve Miran odadan çıkınca, ilk birkaç dakika sadece bakıştılar. Gönül'ün konuşmaya yüzü yoktu. Konuyu açmaya cesareti yoktu.
R:Öyle normal bir ölüm değil, değil mi? Nasıl öldü?
G:Evet normal bir ölüm değil. Belki senin içini rahatlatır ama bilmeni isterim ki, benim içinde, Aslan içinde daha kötüsü olamazdı.
R:Sen beni hiç mi tanımadın Gönül? Ben kimsenin ölümüyle rahatlamam. Evet kocamın canına kastetti, defalarca kez beni, kocamı zor durumda bıraktı ama ölsün istemezdim. Başın sağ olsun. Acını hafifletmez ama her zaman yanındayız biz. Miran da, ben de.
G:Reyyan kusura bakma. Ben öyle demek istemedim. Ben iyi değilim, yaşadığım kendimce çok ağır. Ne söylediğimi bilmiyorum? Sen benim kusuruma bakma...
R:Önemli değil Gönül.
G:Sanırım ben anlatamayacağım. Sana bir mektup vereyim. Ne anlarsan o? Bu mektubu, sen vurulduktan sadece birkaç saat sonra a-annemin odasında buldum. İçinde senin içinde yazılanlar var. Okuman en doğrusu.
R:Gönül korkuyorum. Sultan hanımın ne alakası var.
Gönül oturduğu yerden kalkıp Reyyan'ın yanına geldi. Mektubu uzattı sessizce. Reyyan donmuş halde aldı mektubu eline. Katlarını açarken elinde ki kağıdın, siyah mürekkebin anlattığı şeyler, söylediği sözler içinde Sultan hanıma karşı bir kin besleyemedi o anda. Mektubu okuduğunda Gönül'e bakan gözlerinde şimdi sadece hüzün vardı. Annesini kaybetmiş, kardeşini kaybetmiş bir kıza karşı hüzün vardı. Herşeye rağmen aklında şu cümle belirdi.
Reyyan İç Ses:Ben affediyorum seni Sultan hanım. Beni kocamdan ayırmasına engel olmaya çalıştın. Benim kocamın canına kıymasına mani oldun. Ben seni affettim Sultan hanım, Allah'ta affetsin.
umarım beğenirsiniz yeni bölümde görüşmek üzere inşallah
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.