ASD

3.Bölüm

Ned bir an bile tereddüt etmeden hemen karşılık verdi,

'Yapacağım! Atam size irademi vereceğim.'

'O zaman bende sözümü tutacağım. Fakat sözümü yerine getirmeden önce bilmen gereken bir kaç şey var. Kan Klanı'nın asil kanı hem bir lütüf hemde bir lanettir. Asil kanımız yoğun Tanrı Enerjisi barındırır. Ki'ni besler ve seni doğuştan bir büyücü haline getirir ama gelişimin tamamen sana bağlıdır. 

Asil Kanımızın lütfu güçtür. Bu güç bedenini sürekli doldurur fakat bunun bir bedeli vardır. O da bir ölüm yiyici haline gelmektir. Savaştığın veya yakınında ölmüş kişilerin bedeninde ki Tanrı Enerjisi otomatik olarak senin bedenine akacaktır. Yabancı Tanrı Enerjisi asil kanımızı kirletir bu yüzden birini öldürdükten sonra zayıf düşeriz. 

Eğer aldığın canların yükünü taşımak istemiyorsan mutlaka Kan Tekniğini öğrenmek zorundasın. Kan tekniği zihnine girdiğinde nasıl çalışman gerektiğini anlayacaksın. Bu yöntem benim keşfettiğim özel bir tekniktir. Zirve aşamasında aldığın canların gücü senin gücün haline gelecek ama şuan bunun hayalini bile kurma çünkü o bölümden çok uzaksın.

Söyleyeceklerim bu kadardı. Gözlerini kapat ve bedenini bana bırak.'

Ned yavaşça gözlerini kapattı ve zihnini boşalttı. Bedeni boş bir kap gibi olduğunda zihni tamamen berrak hale gelmişti. 

Kulağına bir defa daha rüzgarın sesi doldu ve kısa süre sonra aklında garip görüntüler ve yazılar şekillendi. 

Görüntüler her saniye daha da net hale geldi ve sanki hep oradaymış gibi bir anda zihnine giren herşey ulaşılabilir oldu.

Ardından gözleri kapalıyken kulağında tekrar Han'ın sesi yankılandı.

'Gerçekten gelecek vaad ediyorsun torunum. Bu kadar bilgiyi almış olmana rağmen en ufak acı belirtisi göstermedin. Sana özel bir hediye vereceğim.'

Ned hediyenin gelmesini beklerken Han'ın sesi tekrar kulaklarında yankılandı.

'ESERİMİ SENİN İRADENE BIRAKTIM! KLANIMI YÜCELT NED! HOŞÇAKAL!'

Ned telaşla gözlerini açtı ve bağırdı,

'ATAM! ATAM... ATAM ORADAMISINIZ ?'

Fakat boş odada yankılanan Ned'in sesi hiç bir şey fark ettirmemişti. Yalnız olduğunu anladıktan sonra ne yapacağını bilemez bir halde öylece durdu.

Beyaz odanın dağılmasını bekledi fakat beyaz oda bir türlü dağılmıyordu. Canını acıtarak uyanmayı denediyse de sonuç yina başarısızlık olmuştu. Ayakta durmaktan vazgeçerek sakince oturdu ve gözlerini kapatıp öylece bekledi.

Saatler sanki geçmiyormuş gibi yavaş yavaş gidiyordu. Odanın içinde ne bir saat ne de bir zamanı gösteren ışık vardı lakin Ned uzun süredir burada olduğunu biliyordu.

Canı sıkılmıştı ve acıkmıştı ve tam o anda beyaz oda bir anda yok oldu ve gözlerini tekrar dün gece yattığı yatağında açtı.

Gözlerini açmasıyla birlikte Dün gece yok olan Han'ın zihnine yerleştirdiği bir ses ortaya çıktı.

'Uykunda kaldığın odaya ''ZAMANSIZ ODA'' denir. O oda özel bir eğitim alanıdır. Mevcut gücüne göre orada ki zaman akışı yavaşlar ve o kadar uzun süre eğitim yapabilirsin. 

1.Seviye olduğun zaman odanın süresi normal hayattan 2 kat fazla olacaktır.

2.Seviye olduğunda zaman odasının süresi normal hayattan 3 Kat Fazla olur ve bu şekilde devam ederek artar. Zaman odası sadece meditasyon eğitimi için yaratılmış bir odadır bu yüzden gün içinde tekniklere zaman harcamaya özen göster.'