179.Bölüm

8K 723 19
                                    

Aslanlar, aslanlarla çakallar da çakallarla gezerdi bu yüzden Kan Klanı kendisi gibi bir dev klan olan İlahi Kudret Klanı ile yakın bağlara sahipti. 

Ned İlahi Kudret Klanının girişine geldiğinde iki Bilge Seviye Nöbetçi onları karşıladı, Ned gülümsedi, ''Bilge Seviye Savaşçılar, kapı nöbetçisi. Daha neler göreceğim'' dedi kendi kendisine, bu durumu oldukça trajik bulmuştu, Geldiği dünyada insanların neredeyse tapındığı Bilgeler bu dünyada kapı nöbetçiliği yapıyordu. 


Ned ve diğerleri nöbetçilerle göz göze geldi ve Nöbetçiler beklemeden sordu,

'Ne için geldiniz?' Ses tonları sert ve kibirliydi. Kapı nöbetçisi olsalar bile sıradan bir klanın değil İlahi Kudret Klanının yani bu dünyada ki en büyük güçlerden birisine aitlerdi. 

'Öğrencilik için görüşmeye geldik.' Ned sakin bir şekilde konuştu,

'Öğrencilik ? Bu ne kadar saçma bir anlatım. Dövüş Stili öğrenmek için geldim demeliydin. Referansın var mı ?'

Ned yersiz duyduğu fırçadan sonra biraz sinirlenmişti.

'Yok!' dedi Ned öfkeli bir tonda, Sıradan insanlar tarafından azarlanmak canını sıkmıştı, kimseye boyun eğmeyeceğine yemin etmişti bu yüzden tanrı bile gelse ona yüz verecek değildi.

'Sen kibirlisin çocuk, Hem referansın yok hemde çok cürretkarsın!' dedi Nöbetçi tehditkar bir şekilde, Ned den hiç hoşlanmamıştı.

'Ne yapabilirsin kibirliysem ? Mevcut gücünle bana rakip olmayı bırak arkamdakilere bile rakip olamazsın.' dedi Ned, Nöbetçiler Bilge Alemin ortasındaydı ve Ned için en ufak bir tehdit oluşturmuyorlardı.

'Demek beni yani İlahi Kudret Klanının bir öğrencisini hafife alıyorsun. O zaman kimi istiyorsan çıkart karşıma, eğer kaybedersem sana referans olacağım.'

Ned yarım ağız güldü ve, 'Bize referans mı olacaksın ? Zayıfın güçlüye referans olduğu duyulmuş bir şey değil. Ama seninle oynayacağım.' dedi Ned.

Sakin bir şekilde ileriye çıktı ve aynı anda 5 kişi geri çekilip yer açtı.

'Kimin kimle oynayacağınız göreceğiz.' dedi Nöbetçi kaskını çıkartıp arkadaşına verdikten sonra belinde ki kılıcı çıkarttı, kılıç göz alıcı metalik renkte parlıyordu .

'Kılıcını çek,' dedi Nöbetçi Ned'e bakarak,

'İhtiyacım yok!' dedi Ned normal bir şekilde, zaten çıplak ellerle bile ondan daha güçlü olduğuna güveniyordu.

'Demek kibrini bir kenara bırakmak istemiyorsun. O zaman ağırdan almayacak ve en güçlü saldırımla geleceğim.' dedi Nöbetçi, bedeninden siyah mor bir aura yayılmaya başladı.

Nedin bir an içi ürperdi, tüyleri diken diken oldu. Sanki bir anda umutsuzluk bütün kalbini kapladı. 

'YARIM İBLİS RUHU UYAN.' dedi nöbetçi, Ned hemen bir kaç adım geri çekildi.

'İBLİS RUHU DA NEDİR ?'

Ned dehşete kapılmış gibiydi, karşısında duran nöbetçinin görünüşü bir anda değişim geçirdi. Uzun boynuzları bir filin dişleri gibiydi. Derisi siyah ve mor renklerle kaplanmış çenesi uzamış ve dişleri sivrilmişti. Bir Timsaha benziyordu fakat görünüş olarak çok daha uğursuz bir varlığı çağrıştırıyordu.

Ned böyle bir düşman beklemiyordu, böyle bir rakibi daha önce hayatı boyunca görmemişti. Az önce Bilge Seviyenin ortasında olan nöbetçi bir anda Zirvenin en ucuna tırmanmıştı, aurası çok daha kalın hale gelmiş ve daha tehditkar olmuştu. Dönüşmeden önce Nede rakip olmaktan çok uzaktı fakat şimdi kesinlikle Nede rakip olabilirdi.

ASDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin