87.Bölüm

8.6K 835 13
                                    


Devasa surların altında ki küçük kapıdan girdiği anda Nedin önünde muazzam bir kalabalık oluştu. Dört bir yana yayılmış sayısız insan, hepsinin boyu uzun ve kaslı. Bedenlerinden yayılan Aura öylesine dehşet verici ki hava katılaşmış ve boğaza yapışacak durumda. Fakat böylesi bir kalabalığa rağmen her yer sessizdi, kimsenin ağzından tek bir kelime çıkmıyor, kimse gürültülü nefes almıyor hatta adımları bile sessizdi. Ortamda ki gergin hava adeta patlamaya hazır fırtınanın öncüsü gibiydi, sadece bir ses bütün bu kişileri çıldırtacak etkiye sahip gibi görünüyordu.

Ned böylesi gergin bir kalabalığın neden bu toplantının olacağı alanda olduğunu anlamamıştı. Dahilerin fakat normal değil en üstün kişilerin katılacağı bir toplantıda böylesi bir kalabalık mantıklı değildi. 

Ned bir kaç adım atıp yürüdüğü anda bir adam kalabalığı yararak geldi. Boyu oldukça kısaydı, kalabalığın arasında adeta bir çocuk gibi görünüyordu ve fazlasıyla zayıftı. Sadece yanında ki kişilerden birisi kolunu sallasa bile oracıkta ölecek gibi görünüyordu fakat kendisinden beklenmeyecek bir şekilde kalabalığı zorlanmadan iterek geçiyordu.

Ned'İn önüne geldiğinde durdu, Ned'E baktı ve .

'Ned Kan mısın ?'

'Evet benim' dedi. Ned tanınıyor olmayı garipsememişti.

'Beni takip et.' dedi kısa boylu zayıf adam ve geldiği yöne doğru kalabalığın arasına daldı. Kalabalığı su gibi yarıp ilerlerken geçtiği yerde ki kalabalık boşluğu dolduruyordu. Ned hemen ileriye atılıp kalabalığa hareket etti. 

Koluyla kalabalığı yararak ilerlemeye başladı. 8.Seviyenin Orta aşamasında bir savaşçı olmanın avantajlarından birisini kullanıyor v ekol gücüyle kalabalığı rahatlıkla yara biliyordu. 

Adamı takip ederken hemen bir kaç metre yanından bir çığlık duydu. Bir adam yerde kaslı adamların ayakları altında eziliyordu ve kimse onun ölüme yakın olduğunu bile umursamıyordu.

 Ned kalabalığı yararak ilerlemeye devam ederken önünde duran adam hızlanmaya başladı. Ned mecburen onu gözden kaybetmemek için hızlandı ve istemeden de olsa itme kuvvetini arttırdı.

Önünde ki kalabalığı iterken bir anda sertçe ittiği birisinin dirsek darbesi tam karnına isabet etti fakat kimse yüzüne bakmıyordu. Takip ettiği kişi bile ne olduğunu umursamamıştı.

Ned karnını tutarken mecburen yürüdü.

Bir süre sonra bir ayak önüne çıktı. Eğer erkenden fark etmeseydi takılıp yere düşecekti ve sonu az önce gördüğü adamdan farklı olmayacaktı. Ned ayaktan sıyrıldığı anda tam başının üstünden bir kol ona doğru geldi. Eğilip kaçındı. Sadece bir kaç santim hareket alanı olan bu yerde bütün insanlar oldukça düzenli bir şekilde duruyordu. Sanki hamle yapmaları için özel olarak alan bırakılmıştı ve onların sahip olduğu geniş alan Nedin sahip olmadığı bir lükstü.

Darbeler arka arkaya gelirken Ned ne yapması gerektiği konusunda kararsızdı. Etrafında duran herkesin gücü 7.Seviye Savaşçının Zirvesindeydi. Böylesi kalabalık bir savaşçı ordusu rahatlıkla Anka Krallığını işgal etmek için yeter de artardı. 

Ned durumu iyice kavramıştı.' Bu bir test' diye geçirdi içinden ve tam o anda bir çığlık sol taraftan duyuldu. Ned yerde ezilmiş beden gördü. Neredeyse param parça olmuş ve lapa hale gelmişti.

Çok geçmeden bir ses daha yankılandı ve Ned kalabalığı yararak saldırılardan sıyrılarak adamı takip ederken artık çığlıklar rüzgar gibi sıradan halde esmeye başlamıştı.

Ned durumu ilk başlarda garipsemiş hatta sonra alışmıştı.

Kalabalık Ordunun arasında devam ederken birden bir hançer sol tarafından karnına doğru uzandı. Dehşetle kenara kayıp hançerin saldırısından sıyrıldı fakat o anda başka bir yerden acı dolu bir çığlık duyuldu. Ned ağır psikolojik baskı altında ezilmek üzereydi. İnsan ormanının arasında her noktadan saldırı gelirken ilerledikçe saldırı yapanların seviyesi yükseliyordu. 8.Seviye Başlangıçta olan kişiler az öncekilerden çok daha fazla tehlike oluşturuyordu. 7.Seviye zirvedeki kişiler Ned e bir tehlike oluşturmaktan çok uzaktı. En fazla hafif can yakabilecek saldırı yapabilirlerdi fakat 8.Seviye Başlangıçta ki silahlı Savaşçılar ağır yaralar verebilirdi ve Ned bir tane yara alırsa hemen arkasından başka saldırılarında geleceğini biliyordu. Saldırılar bir düzene bağlı değildi. Bazen 10 metrede ki her kişi saldırırken bazen 20 metre boyunca bir saldırı bile gelmiyordu. Bu yüzden gardını sürekli korurken temkinli olmak ve sürekli etrafını kontrol etmek zorundaydı. Böylesi bir baskı yetmezmiş gibi sürekli gelen ölüm çığlıkları Nedin bile terlemesine sebep olmuştu. Şuan ilk defa av olmanın ne anlama geldiğini hissediyordu. Korku hissetmiyordu fakat sonrasını bilememenin endişesi bir insan olarak üstündeydi. 

Sayısız defa Kan Kudretini kullanmak, Anka Pençesini kullanmayı düşünmüştü fakat bu bir testti ve şuan ona saldıran herkes testi yapan kişiydi. Onları öldürmenin kötü sonuçlanabileceğini tahmin ediyordu bu yüzden saldırmamayı tercih etti hatta Anka Kanatlarını kullanarak bir savunma katmanı oluşturup oluşturmama konusunda bile emin değildi. Her tarafında saldıran kişiler olsa da her yanda onun gibi çırak adayları vardı. Eğer birileri onu izliyorsa en güçlü saldırılarını açığa çıkartmış olabilirdi.

Ned ne yapacağına tam emin olamazken büyücülüğünden faydalanmasının doğru olacağına karar verdi. 7.Seviye Büyücü olduğunu uzun zamandır gizliyordu. Anka Krallığında onun bu özelliği oldukça şoke edici olurdu fakat içinden bir ses İmparatorluk bünyesinde bunun belki şok etkisi yaratacağını fakat o kadarda büyütülmeyeceğini hissediyordu.

'TAŞ GOLEMİ' dedi. Yürümeye devam ederken. Toprak sarsılırken toprağın sarsıldığı yerde ki kişiler hızla kaçındı. Onların kaçınmasıyla toprak yükselti, sertleşti ve şekillendi. 4 Metre uzunluğunda 7.Seviye Başlangıç aşamasında devasa bir golem oluştu. Savunması 8.Seviye'nin Zirvesinde bir Savaşçıya eşitti ve Saldırısı 7.Seviye başlangıçtaydı fakat en azından Ned'i bir süre idare edebilirdi. Kalabalığı yararken gelen saldırılara dikkat etmek, önünde ki adamı takip etmek ve saldırıları savuşturmak oldukça zordu. En azından bir süre Taş Golemin ona yardımcı olmasını umuyordu ve umduğu gibi de oldu. Gelen hiç bir saldırı 8.Seviye'nin zirvesinde bir savaşçı kadar savunmaya sahip olan Taş Golemine zarar vermiyordu. Kılıçlar sert derisinden geri sekiyor veya kırılıyordu.

Toprak Elementi Büyücülerinin üstün savunma özellikleri vardı ve bunun yanında saldırı olarak da oldukça iyilerdi. Toprak Elementi Büyücüsü en korkulan büyücüler arasında tartışmasız zirvedeydi. Deprem gibi Evrimleşen büyüler veya Meteor yağmuru gibi Evrimin son halkasına gelmiş büyüler milyonlarca kişilik orduları silip süpürürdü. Bunun yanında Bilge Seviyesine ulaşmış büyücüler Milyonlarca Taş Golemi oluşturabilir ve kendilerine ait muazzam güçte orduyla istediği her yere saldırabilirdi. Binlerce yıl yaşamış bazı Bilge Seviye Toprak büyücülerinin eğlenmek için ordular yapıp birbirleriyle savaştığı bile bilinen bir şeydi. Herkesi titreten bu güç Bilge Seviye Toprak Büyücülerin elinde eğlence aracı olarak bile kullanılabilirdi. 


Taş Golemi Ned'e oldukça yardımcı olmuştu. Yolu açtığı için Ned rahat bir şekilde hareket ediyor ve gelen saldırılara odaklanabiliyordu fakat tam rahat ettiği anda Taş Golemi tam gövdesinin ortasına saplanan hançerle Taş Golemi param parça oldu ve Gri bedeni toprağa düştü. Ned anında etrafa yayılan Auranın gücünü hissetti.

Zirve düzeyde 8.Seviye Savaşçı sadece Taş Golemini böyle öldürebilirdi. 

Ned iyice gerginleşti. Neredeyse 500 metredir yürüyordu ve yolun ne zaman biteceğini henüz bilmiyordu fakat eğer 8.Seviye Zirve Savaşçılardan sonra 9.Seviyeler varsa Ned artık öldürmek için saldırmak zorundaydı  aksi taktirde kimse ona merhamet etmeyecekti.

ASDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin