Ned kayıt yapan kadının söylediği yolu takip ederek kısa süre sonra binlerce evin nizami bir şekilde dizildiği alana gelmişti.
Neredeyse 1 Kmlik düz bir çizgi üzerinde yüzlerce ev yan yana dizilmişti ve hepsinin tam ortasında büyük bir bina vardı. Ned bu binanın kalacağı yer olduğunu tahmin ederek emin adımlarla binaya yürüdü ve binadan içeriye girdi.
İlk koridordan girer girmez gördüğü ilk odanın üstünde 1101 numara yazıyordu. Kayıt yapan kadından aldığı kartı kapının üstünde ki Mor taştan yapılmış bölgeye yaklaştırdığında kapı birden açıldı. Ned şaşkın bir şekilde kapıya baktı ve ,
'Herhalde teknoloji böyle bir şey. Galiba kartın içinde Tanrı Enerjisi var ve kapı da da kartta ki Tanrı Enerjisini tanıyacak bir mekanizma var. Ne kadar da büyülü.'
Ned şaşkınlığını gizlemeyerek açık kapıdan içeriye girdi. Kapıyı kapattı ve odanın içine girdi,
Bir süre odanın içind keşif yaptıktan sonra salonun ortasında ki koltuklardan birisine oturdu,
'3 oda. Bir salon, mutfak ve güzel mobilyalar. Sadece bu oda bile klanımın malikanesinden daha lüks.'
Kan Klanı'nın fakir yaşam tarzı yüzünden bu tarz bir oda yada kapıda ki gibi teknolojik aletler daha önce gördüğü şeyler değildi. Kasabanın da klandan pek farklı olmadığını düşününce Ned'in gördüğü şeylere rağmen verdiği tepki az bile kalıyordu.
Oturduğu yerde bir süre öylece odanın içine keyifle baktı. Bir ay önce yola çıktığında asla bu noktaya gelebileceğini hayal etmemişti. Aklından geçen herşey daha kısıtlı imkanların olduğu belki bir kulübe de yaşamak ve yemek için para kazanmanın yollarını aramaktı fakat Anka şehrine geldiği andan beri herşey büyülü gibi geliyordu.
Yol boyunca Norma herşeyi anlatmış olsa da görmekle duymak arasında ki fark yüzünden bir türlü doğruluğuna inanamamıştı ama şimdi anltılanların az bile kaldığını kendi gözleriyle görmüştü.
Aklını henüz yeni taşındığı odasından biraz uzaklaştırdığında kısa süre önce yaşananları hatırladı. Bir anda ortaya çıkan 2 tane ilahi figürü ve birisinin onu acımasızca öldürmeye çalışması aklına geldikçe öfkesi bedeninden taşacak gibi oluyordu.
'Herkesin içinde çekinmeden beni öldürmeye çalıştı! Hani bu şehirde, kanunlar vardı! Hani kimse kimseye istediği gibi zarar veremezdi! Anlaşılan Norma Amca'nın anlattığı herşey tamda doğru değilmiş.'
Ned referans olarak aldığı bilgilerin hepsinin doğruluğundan şüphe etmeye başlamıştı. Bir an durdu ve kararını verdi,
'Bütün şehri kendi başıma keşfetmem gerekiyor!'
Böyle söylemiş olsa da henüz bunu yapabilecek yeterli güce sahip değildi, Şehrin karanlık yönlerini bilmediği için planlarını uygulamayı daha geniş zaman yaymanın doğru olduğuna karar verdi.
Oturduğu koltuktan ileri bakarken masanın üstünde duran kitapçığa gözü ilişti. Elini uzatıp kitapçığı aldıktan sonra kapağını açtı. Büyük babası ona okumayı yazmayı daha küçük yaşta iyi bir şekilde öğretitği için kitabı okumak konusunda hiç bir sıkıntı yaşamamıştı.
Bu dünyada okur yazarlık oranın çok düşüktü özellikle kırsal kesimde yaşayan kişilerin hayatı boyunca okumaya veya yazmaya ihtiyacı olacakları bir konu bile olmayabilirdi sonuçta okumak entellerin savaşmak ise cesurların işiydi. Bir çiftçinin ihtiyacı okumak değil ürünlerini yetiştirmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...