Ned kitabı rafa koyduktan sonra çıkışa doğru yöneldi, 2 hayal kitabı görmüş ve bir çok şey öğrenmişti. Şimdi sırada gördüklerini kavramaya çalışmak vardı. Yer Seviyenin gücünü artık daha iyi biliyordu, Ustası bile kitaplarda gördüğü kadar ona gücünü gösterememişti.
Ned Bariyerden çıktıktan sonra klanda biraz dolaşmaya karar verdi, uzun zamandır klanda olmasına rağmen daha etrafı görme fırsatı bile olmamıştı ayrıca henüz gördüklerini sindirebilecek yeterliliğe sahip hissetmiyordu.
Yönünü konağının tam tersine çevirerek klan meydanına doğru yürümeye başladı. Büyük binaların arasından geçerken hepsini dikkatlice inceliyordu.
Bir süre taş yolda yürüdü ve geniş bir alana çıktı, bütün bu süre boyunca hiç kimseyle karşılaşmamıştı.
Klanın meydanına geldiğinde ise ifadesiz bir şekilde durdu. Dört bir yana yayılmış binden fazla öğrenci vardı, hepsi gruplar oluşturmuş konuşuyordu. Bir kaç tane yalnız öğrenci ise kendilerine uygun köşeler bulmuş ve ellerinde tuttukları kitaplara dalmıştı. Ned hepsinin gücünün hissedebiliyordu. Meydanda ki öğrencilerin hepsi bilge seviyedeydi yine de sağa sola düzensiz bir şekilde yayılmış eğitmenleri de görmüştü. Eğitmenlerin güçleri Aziz Seviyedeydi. Ned onlara rakip olamayacağına emindi çünkü o daha yeni Aziz olmuş birisiydi, belki güçlüydü hatta Kırmızı Renkli Ruh Kılıcına bile sahipti fakat yılların verdiği tecrübede savaş tecrübesinin daha önemli olduğunu anlamıştı.
Eğitmenlerin gözlerinde ki vahşiliği görebiliyordu. Hiç birisi zayıf değildi ve aralarında ki en zayıfı bile Dünya İmparatorundan daha güçlüydü.
Ned sakin bir şekilde meydana girdi, amacı sadece öğrencileri görmekti, ne onlarla konuşmak ne de herhangi birisiyle iletişime girmek istiyordu. İlahi Kudret Klanı annesinin klanıydı ve dedesi ona oldukça yardımcı olmuştu. Bu yüzden klanın mevcut gücünü görmek istemişti. Gördüklerinden memnun olacak kadar bu dünya hakkında bilgiye sahip olmadığı için de tepkisiz kalmıştı.
Henüz ne bu dünyayı gezme fırsatı bulmuş ne de keşfede bilmişti. Bildiği şey ise bu dünyada Bilge Seviye olan insanların kum gibi çok olduğuydu.
Ned kalabalığın arasında yürürken bazı gruplar ona bakıyordu. Okulda eğitim görenlerin hepsi birbirini sima olarak olsa bile tanırdı fakat Ned yeniydi, şuan bir kaç kişi hariç Nedin görünüşünü bilen kimse yoktu ve o kişiler de Nedi Hector ile birlikte klana girerken görmüştü.
Ned kalabalığın arasında yürümeye devam ettikten sonra boş bir bank bulup oturdu, meydanı sakin bir şekilde izlerken yüzünde düşünceli bir ifade vardı.
'Acaba diğerleri ne yaptı ? Aramızda ki bağı kopartıp eğitimlerine odaklanmalarını istedim ama onlardan uzun zamandır haber almadım.' dedi Ned, Ninanın ölümünden sonra geriye ona yakın 5 kişi kalmıştı ve Nina gittikten sonra onlar daha değerli hale gelmişti.
Ned kendi düşüncelerine dalmış bir şekilde 1 saat kadar oturdu, ara sıra ona bakan gözleri umursamadan öylece meydanı izlemeye ve düşünmeye devam etti.
Ta ki meydanda bir hareketlilik olana kadar bu durum böyle devam etmişti. Kalabalık iki yöne doğru yığılmaya başladı ve ortalarında bir boşluk oluştu, meydanda Nedin geldiği andan beri bir uğultu vardı fakat şimdi bu gürültü çok daha artmıştı.
Ned ise dikkatini o noktaya çevirdi. Birden yaşanan bu ani değişimi merak etmişti.
Kalabalığın arasında ki yola baktığında 5 kişinin yürüdüğünü gördü. 2 Kişi sağ tarafta yürüyordu, üstlerinde Mavi renkli ve kırmızı desenli bir cübbe vardı. Diğer öğrencilerden farklı göründükleri cübbelerin den anlaşılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...