95.Bölüm

8.6K 845 74
                                    


Ned ile birlikte iki komutan kasabadan ayrılırken Ned çoktan sağlam bir savunma düzeni kurmuş ve onun olmama durumunda şehre gelecek her türlü saldırıya karşı direnebilecek 10 tane Taş Golemi ve bir kaç tane Su büyüsüyle yapılmış bataklık oluşturmuştu. Düşmanları böylece tek bir alana yönlendirerek sadece o noktadan savaştıracak ve dar alana sıkışmış düşmanların sayı avantajı kalkacaktı. Bu strateji ona savaşı kazandıramayacak olsa da en azından Garez Düellosundan dönene kadar yeterdi .

Ned komutanlarla birlikte atlarıyla hızlıca Kuzeye doğru at koşturdu. Yeni kurulan şehir ile aralarında ki mesafe sadece 10 saat kadardı. Eğer 3 kişilik değilde bir orduyla hareket ediyor olsalardı bu süre 2 veya 3 gün kadar sürebilirdi.

Atlar çatlayana kadar aralıksız bütün yolu koştu ve güneş yavaş yavaş gökyüzünde hareket ederek farklı bir konuma ulaştığında Ned karşısında duran yeni oluşmuş şehri gördü. Şehirden çok kasabanın biraz büyük haline benziyordu. Herhangi bir kuşatmaya dayanacak hiç bir şeyi yoktu .

Ned şehre yaklaştığı sırada bir kaç savaşçı önünü kesti.

'Ne istiyorsun ? Kimsin ?' Savaşçılar sorular sormuş olsa da aslında Ned'in görünüşünden kim olduğunu anlıyorlardı fakat hangi çırak olduğunu bilmiyorlardı.

'Ned Kan. Çırak adayıyım ve Garez Düellosu teklif etmeye geldim.'

Savaşçıların hepsi Meydan okumalara karışmama emri almıştı. Ned şehir lordu emretse bile engelleme izinleri yoktu bu yüzden sadece geçişine izin verdiler. Ned şehir adı verilmiş kasabadan biraz daha büyük yerleşim yerine girdiğinde hemen şehir lordunun konağını gördü. 

Oraya yöneldi ve atından indikten sonra büyük binaya baktı. Gücünü topladı, derin bir nefes aldı ve bağırdı.

'MEYDAN OKUMAYA GELDİM!' dedi. Sesi bütün şehrin dikkatini çekmişti.

Kısa bir süre sonra 2 metre boyunda bedeni kalın kaslarla kaplı ve kasları da kıllarla kaplı 40 yaşında görünen fakat aslında 17 yaşında olan bir çocuk yürüyerek çıktı. Orman insanları tarafından veya ayılar tarafından yetiştirilmiş gibi görünüyordu. Hiç bir çekiciliği yoktu. Lord olmaktan çok savaş alanında bir canavar olmaya uygundu.

'KİM BANA MEYDAN OKUYAN ?' dedi. Bedeni güçlü olsa da aklı yeterince güçlü değildi. Ned adama baktı ve ' Ben Ned Kan. Kan Kasabası lordu .' dedi.

Adamın bakışları Ned'e yöneldi ve aşağılayıcı şekilde baktı. Onu oldukça küçümsediği belliydi ve şimdiden onu tek yumrukla ezeceğine olan inancı tamdı.

'Bana Garez Düellosu mu öneriyorsun ?'

Ned hefifçe gülümsedi ve aşağılayıcı bakışlara aşağılayan cümlelerle karşılık verdi.

'Zaten sana meydan okuduğu mu söyledim! Anlaman için yazarak vermemi ister misin yoksa okuma yazman da mı yok ?'

Adamın bakışları değişti ve aşağılayıcı ifadesi silindi. Ardından kendisinden beklenmeyecek şekilde kahkahalar atmaya başladı.

'HAHAHA... DEMEK OTURAN AYIYA MEYDAN OKUYACAK BİRİSİ BU DÜNYADA GERÇEKTEN VARMIŞ . HAHAHA SENİ SEVDİM. GAREZ DÜELLOSUNU KABUL EDİYORUM. ŞEHİR MEYDANINDA BENİMLE BULUŞ.' dedikten sonra iki kişinin bedeni kırmızı bir ışıkla aydınlandı ve bileklerinde kırmızı bileklik oluştu.

Ned gülümsedikten sonra Oturan Ayıyı takip etmeye başladı. İsmini oldukça komik bulsa da hayatında ismi bu kadar yakışan başka birisini görmemişti. 2 Metrelik boyu ve bir ayı kadar kalın gövdesi ve bir ayı gibi bedenini saran kürkü ile zaten ayakta duran bir ayıya benziyordu.

ASDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin