Herkesin Bilge olduğu bir şehirde yaptıklarını herkes görmüştü. Alyanın tek adımda kırbacın önüne nasıl geçtiğini, Sofyanın Şişko Domuzun arkasına ulaşıp tekme ile onu uçurduğunu ve en önemlisi ise Katarinanın onu iki parçaya nasıl ayırdığını.
Fakat görseler bile hepsi bir şey yapamayacağını biliyordu. 3 kızın aurası da Bilge Seviyenin Zirvesindeydi, Bu şehirde sayısız bilge olsa da aralarından bir tanesi bile köydeki yaşlı adamlarla aynı güce sahip değildi. Ned bunun sebebini yaş farkı olarak düşündü. Köydeki Bilgelerin en genci bile 90 yaşındaydı fakat şehirdekilerin çoğu 40 ile 60 yaşları arasındaydı. Bu durumda Nedin dünyasında onlar 4.000 ile 6.000 yaşları arasındaydı ve Nede hiç bir tehdit oluşturmuyorlardı tabi sayılarının fazlalığını kullanırsalar o zaman durum çok ciddi bir hal alabilirdi.
Ned Şişko Domuzun ölü bedenine sadece göz ucuyla bir defa daha baktıktan sonra kız ile ilgilenmeye devam etti, normalde çoktan iyileştirme sürücünü bitirmiş olurdu fakat kızın ayaklarının altında ki yaraları, bedeninde ki morlukları gördükten sonra bütün bedenini iyileştirmeye karar verdi.
Bu sıra da kız ise keyifle şekerini yiyordu ve Ned sordu,
'Neden ayaklarında zincirler var ?' dedi. Daha önce zincire vurulmuş mahkumlar dışında kimseyi görmemişti.
'Ben bir köleyim.' dedi kız sanki önemsiz bir şeyden bahseder gibi. Ardından omzunda ki damgayı gösterdi.
'Bir köle mi ? Sen mi ? Fakat sen daha çok küçüksün. Senin gücün ne ki köle olacaksın ?' dedi Ned. Kölelik yaygın bir olaydı. İmparatorlukta bile köleler bulunurdu fakat İmparatorlukta belli bir kültürel seviye vardı bu yüzden kölelerine kötü davrananlar aristokratlar tarafından aşağılanır ve zayıflara işkence etmekle suçlanarak kötü gösterilirdi bu yüzden köleler maaşlı kişiler gibi çalışır, iyi beslenir hatta iyi yerlerde uyurdu .
İmparatorlukta kölelere özgürlüklerini kazanmak için sayısız fırsat sunulur hatta kölelerin efendileri hafif bir suç işlediğinde onlardan köle tacirlerinden köle satın alıp azad etmeleri yada kendi kölelerini serbest bırakmaları istenirdi. İmparatorlukta ki köleler Nedin şuan gördüğüne kıyasla kesinlikle daha insancıl yaşıyor denebilirdi. Elbette onlarında özgürlükleri yoktu, efendilerinin isteklerini yapmak zorundaydılar ve eğer emirlere uymazsa özgür birisi gibi değil köle gibi muamele görüyor ve cezalandırılıyorlardı. Bir çoğu efendilerinin elinde ağır suçlar işledikleri için mahkeme yüzü görmeden katlediliyordu. Kimse bu konuda bir şey söyleyemezdi çünkü kölenin hayatı efendisine aitti.
Ayrıca İmparator tarafından evlilik çağına gelmemiş kişilerin köle olarak kullanılması tamamen yasaklanmıştı ve köle olarak alınan yeni evlilik çağına girmiş kişiler bile en az 2 yıl eğitilmek zorundaydı aksi taktirde onlar köle olarak kullanılamaz.
Ned bu tarz bir dünyada büyümüştü ve bu boyutun kendi dünyasından daha gelişmiş olacağını düşünmüştü fakat gördükleri ve duydukları açıkça farklı bir hikaye anlatıyordu.
8 yaşında bir kız, sırtında kendisinden 2 3 kat büyük yük küfesi taşıyordu, bedeni yara içindeydi ve ağır işkence görüp yetersiz beslendiği açıktı.
Nedin yüzünde acımasız bir ifade belirdi,
'Bir akbaba damgası, Senin efendin kim ?' dedi Ned kızın sırtında ki ateşle yapılmış damgaya bakıp, sayısız damgalama yöntemi varken etin üstüne kazınan ve en acı verici olanı seçen bu acımasız kişiyi merak ediyordu.
'Efendim henüz yok, ben satılamamış bir köleyim.' dedi kız, şekeri yerken yüzünde ki gülümseme oldukça güzeldi.
'Beni köle satıcısına götür .' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...