İmparatorluğun Başkentinde yine sessiz bir gündü. İnsanlar günlük işleriyle ilgileniyor bazende kederli iç çekip akıllarına gelen kötü düşünceleri hatırlıyorlardı.
Bazen alışkanlık üzere İmparatorluğun Başkentine bakan o tepeye bakıyor ve hayal kırıklığı ile başlarını çeviriyorlardı. Her şey 13 ay önce söylenti halinde başlayan haberden sonra başlamıştı. İmparatorlukta Tanrıça olarak görülen kişi yıllardır beklediği gizemli kişiyi bir anda terk etmiş ve İmparatorluk Elçisinin oğlu Alex'e aşık olmuştu. İnsanlar henüz bu haberin şokundan çıkamazken hemen arkasından gelen Alexin yolsuzlukları haberi ve klanını soktuğu borç bütün İmparatorluk Tarafından konuşulmaya başlamıştı. Alex'in Klanı İmparatorluğun büyük klanlarından birisiydi ve oldukça saygı görüyordu. Alex kimse tarafından sevilmese de klanın yüksek konumu yüzünden Nina'nın o klandan birisiyle evlenecek olması o kadar da garip değildi fakat Alex'in yolsuzluklarından sonra borçları ödemek için Klan bütün varlıklarını satmak zorunda kalmıştı ve Milyonlarca Siyah Altını faiziyle geri ödedikten sonra ucu ucuna büyük klan olarak hayatını sürdürmek zorunda kalmıştı. İmparatorluk Elçisi görevinden alınmış ve hakkında soruşturma başlatılmıştı. Bu durumda artık o klan Ninayı hak etmiyordu.
Klanın durumu her geçen gün daha kötüye giderken bir şok daha İmparatorluk Başkentini vurmuştu.
Nina ve Alex evleniyordu üstelik bu öyle sıradan bir düğün değil görkemli muazzam bir düğün olacaktı. Günlerce devam edecek ve herkese ilan edilecekti fakat halk öfkeliydi, sadece Alexe ve Klanına değil aynı zamanda Ninaya da öfkeliydi. Nina sadakatsizlik ederek yıllarca beklediği kişiye ihanet etmişti. Sadakatsiz bir kadın ile yapılacak bir evlilik böyle gösterişli olamazdı ve büyük bir klan olmasa bile ismi bilinen bir klan asla böyle bir şeyi göz önünde yapmamalıydı fakat her şey olmaması gerektiği şekilde ilerlemişti.
Muazzam bir düğün 1 hafta boyunca İmparatorluğun başkentinde yapılmıştı fakat düğünden sonra dedikodular dinmemiş daha da artmıştı. Bu sefer dedikoduların başlığı İmparatorluk Elçisinin düğün sahibi olmasına rağmen düğüne katılmamış ve hiç bir klan büyüğünün düğüne gitmemiş olmasıydı öyle ki bu haber yerleri sarmış bir deprem etkisi yaratmıştı ve sadece bir kaç gün önce İmparatorluk Başkentinde yeni bir haber vardı. Ninanın yıllarca beklediği ve sonra sadakatsizlik ettiği aşkının katıldığı Doğu Orduları Komutanının çırak testi Ned'in kazanmasıyla sonuçlanmıştı. İmparator tarafından 3 gün kutlamalar yapılması ilan edilmiş ve Ned daha gelmeden önce Doğu Orduları Komutanının bütün mülkleri onun gelişi için uygun hale getirilmişti.
Nedin kimliği eskiden Ninanın kimliği yanında önemsiz kalıyor ve onun hakkında söylenen her şey sadece Ninanın sevdiği kişi olmaktan öteye geçemiyordu fakat bir anda durum değişmişti. Ned Doğu Orduları Komutanının çırağı olmak için gereken testi başarıyla geçmiş ve Doğu Ordularının gelecek Komutanı ve aynı zaman da sadece çok üstün kişilere verilen Dük ünvanından bile yüksekte olan Arşü-Dük ünvanını almıştı. Şuan ki profili öylesine yüksekti ki İmparatorluk prensleri, büyük klanlar veya başka güçlü kişiler ona saygı göstermek zorundaydı. Şahsına saygı duymasalar bile temsil ettiği makamlara saygı duymak zorundaydılar zira Doğu Orduları Komutanı, Arşü-Dük ünvanı gibi dehşet verici makamlar kimsenin karşı koymaya cesaret edemeyeceği makamlar dı.
İşte bu sebeplerden dolayı İmparatorluk Başkenti sessizdi fakat bu sessizlik sadece fırtına öncesi sessizlikti. Ned geldikten sonra binlerce yıl anlatılacak yeni bir aşk hikayesi herkes tarafından öğrenilecekti.
İmparatorluk Başkenti dışında muazzam bir hazırlık vardı, Doğu Orduları Komutanının malikanesine giden yol tamamen kapatılmıştı, hiç bir aracın geçmesine izin verilmiyor. İnsanların bile yolu kapatması engelleniyordu. İmparatorluk başkentinin büyük kapıları yüzlerce yıl sonra ilk defa ihtişamlı birisinin gelişi için açılmıştı. İmparatorluk şehrinin büyük kapıları sadece İmparator,Baş Komutan ve 4 Kuvvet komutanı için açılırdı ve onlar haricinde Kutsal Papa veya Karanlık Üstat için bile kapılar açılmazdı. İmparatorluk kapılarının Ned için açılmış olması onun ne kadar büyük bir kudret kazandığını gösteriyordu.
on binlerce İmparatorluk askeri Ned'in geçeceği yolun güvenliğini almış ve halk onların arkasında kalmıştı.
'Geliyor! Geliyor... ' diye bağırdı surların üstünde ki bir asker heyecanla ve bir anda bütün bakışlar aynı anda İmparatorluk kapılarına döndü,
Ned ve yanında ki 5 kişi özel süslenmiş atların üstünde arkalarında ki binlerce kişilik askerin önünde bir General edasıyla yavaş yavaş İmparatorluk Başkentine yaklaşıyordu.
Sevinç çığlıkları ve halkın tezahüratı İmparatorluk başkentinin dışından bile rahatlıkla duyulabiliyordu. Kısa süre sonra Ned ve 5 kişi büyük bir gururla İmparatorluk Kapılarından girdi ve aynı anda on binlerce çiçek yollara saçıldı. En ön saflarda kendilerini göstermek için en güzel kıyafetlerini giymiş kızlar Ned'in ismini haykırmaya başladı. Birisi bile Nedin dikkatini çekseydi hayal edemeyeceği bir hayat yaşayacağını biliyordu ve bu umut bile onlara her şeyi yapmak için gerekli cesareti vermişti. İmparatorluk Şehrinde ki statüsüne bakmak sızın bütün kızların hatta kadınların bile tek amacı Ned'i etkilemekti. Onun konumu en üstün de üstündeydi. İmparatorluk içinde 6 kişi haricinde ondan daha yetkili kimse yoktu. Doğu Orduları Komutanı haricinde hiç bir kuvvet komutanının bir çırağı yoktu ve bu yüzden Ned tek başına en yüksek konumda yer alıyordu.
Ned gülümseyerek herkese şirin görünmeye çalışmak gibi bir amaç gütmedi, ifadesi sert ve umursamazdı. Kimseye bakmıyor sadece yolunda gidiyordu fakat bu tavrı çok daha fazla dikkat çekmesini sağlıyordu. Kalpleri çalan yakışıklılığı ve akıllara zarar gücü ile üstünde ki Doğu Orduları Komutanının sembolünün ve Kan Klanının sembolünün bulunduğu cübbe ile yerini açıkça belli ediyordu.
Ned'in aksine arkasındakilerin hepsi aynı sakinliği gösterememişti özellikle Sofya ve Rock bu durumdan oldukça keyif alıyorlardı ve Konstantin ise en az Ned kadar sakin görünüyordu. Alya utanmıştı ve Katarina sanki her gün böyle bir törende boy gösteriyormuş gibi rahattı.
Sofya onları karşılamaya gelenlere el sallayıp öpücükler atarken Rock gördüğü güzel kızlara sahip olabilmek için planlar kuruyordu.
Bu sırada halk da çoktan konuşmaya başlamıştı.
'O Ned Kan. Doğu Ordularının bir sonra ki Komutanı . Çok yakışıklı ve güçlü.'
'Onun kadar gelecek vaad eden başka birisi daha önce görmemiştim. Bir defa bana gülümsese bütün soylular benimle evlenmek için sıraya girer. Tanrım neden beni seçmiyor ki .'
'Beni metresi yapsa bile umurum da değil ! Onun kanatları altında olduğum sürece her şeyi kabul ederim.'
'Hahaha... Seni orospu. Ne kadar da arsızsın ?'
'Sen değil misin ? Burada ki hangi kız onunla bir gece geçirmeyi hayal etmedi ki ? Bekeretimi vermek için ondan daha değerli birisi mi var ? '
'Evet... Evet haklısın .'
'Hey şu ayıya bak, ne kadar da büyük ? Onun görevi ne acaba ? '
'Bilmiyorum ama Ned'e çok yakın görünüyor. Eğer Ned'e bu kadar yakınsa o da çok önemli birisi olmalı.'
'Bence fazla yüksekleri hedeflememliyiz sonuçta Ned'in Ninası var. O kadın bir tanrıça kadar güzel. Herkes onunla olabilmek için neler feda ediyor.'
'Aptal Nina Ned'i aldattı. Ona sadakatsizlik etti ve gidip İmparatorluk Elçisinin işe yaramaz oğlu Alex ile evlendi.'
'Tanrım gerçek mi söylüyorsun ? Ben İmparatorluk kentinde yokken neler olmuş . Böyle bir aptallığı nasıl yapar. Kesinlikle şimdi kaybettikleri için başını taşlara vuruyordur.'
'Bence başını taşlara vurması için zaman harcamasına gerek yok çünkü Ned olanları öğrendikten sonra zaten onun başını param parça edecek ve o güzel yüzü bir et yığını haline gelecek.'
Bu sırada Ned bir anda konvoyu durdurdu, atından tek hamlede indikten sonra halka yöneldi yüzünde öfkeli bir ifade vardı. Adımları öldürmeye giden bir avcının adımları gibiydi, karşısında duran İmparatorluk Askerleri bile Ned'in kendisine geldiğini görünce gerilmiş hatta korkmuştu.
'Aman tanrım bize doğru mu geliyor ?'
'Evet.. Evet bize doğru geliyor hemen saçımı düzeltmem lazım.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...