Uzun süren yolculuktan sonra Ned ile birlikte 5 kişi Yer Şehrinin uzaktan gördü. Ned Şehri gördüğü anda durdu, büyülenmiş gibi şehre bakıyordu. Devasa kuleleri ve neredeyse uçsuz bucaksız bir alanı işgal eden yapısı nefes kesiciyi. Şehrin içinden 3 farklı Nehir geçiyor ve hepsi farklı yönlere ayrılıyordu.
Ned bir süre keyifle şehri inceledi, uzun surları. Nefes kesici mimarisi ile bir vaha gibi görünüyordu.
'Muhteşem ' dedi Ned gülümseyerek, Yer Şehrine hayran kalmıştı.
Bir süre sonra tekrar hareketlendiler ve şehrin surlarından uçarak girdiler. Kısa süre sonra bir kaç bilge onları karşıladı. İfadeleri oldukça normaldi.
'Yer Şehrine hoş geldiniz ? Geliş amacınız nedir ?' dedi Bilge Seviye Savaşçı. Ned onun bedeninden yayılan gücün kendisinden daha fazla olduğunu hissediyordu.
'Eğitim için geldik.' dedi Ned sakin bir şekilde.
'Eğitim için mi geldiniz ? Referans mektubunuz var mı ?'
'Hayır yok.' dedi Ned, Referans gerektiğinden habersizdi.
'O zaman size iyi şanslar.' dedi görevli Bilge ve ardından zemine indi. Ned biraz şaşırmıştı, Görevli onların kimliği ile hiç ilgilenmemişti.
Ned ve diğerleri yollarına devam etti ve şehrin meydanına indi. Kimse onların gelişine dikkat etmemişti hatta bir kişi bile dönüp bakmamıştı. Ned bu kadar büyük bir ilgisizlik beklemiyordu, sanki her şey bu tarz durumlara alışık gibiydi. Ned adeti olduğu üzere hemen çevresinde ki kişilerin gücünü ölçmeye başladı . Bu sefer şaşırmamıştı, her kes beklendiği gibi Bilge Seviyede hatta yürüyenlerin bir kaç tanesi bilge seviyeden öte Aziz Seviyedeydi. Ned bir an irkildi. Çevresinde ki insanların gücünü ölçerken aura yaymıştı ve aynı anda tespit ettiği Azizlerin bakışı üstüne dönmüştü.
Bir kişi yönünü değiştirerek ona doğru yürümeye başladı, ifadesi ciddi fakat tavırları rahattı.
Bir süre sonra 70 yaşlarında görünen sakalları uzun fakat cildinde en ufak bir kırışık bile olmayan Aziz Nedin önünde durdu,
'İnsanların gücünü ölçmek kabalıktır. Burada yeni olduğun için görmezden geleceğim fakat bir daha ki sefere görevlilere derdini anlatmak zorunda kalırsın.'
Ned yüzüne bir tokat yemiş gibi hisetti, bir aziz onu tehdit ediyordu üstelik onu öldürmekle veya dövmekle değil görevlilere teslim etmekle tehdit etmişti. Ned gülse mi ağlasamı bilememişti. Güçlü bir uzmanın böyle bir tepki vermesini beklemiyordu.
'Anlayışınız için teşekkür ederim kıdemli. Gerçekten bu şehirde yeniyiz ve kurallardan bi haberiz. Sizi rahatsız ettiğimiz için özür dilerim.' dedi Ned normal bir şekilde, bir azizle savaşamayacağını biliyordu ki aziz ona saygısızlık etmemiş gayet iyi birisi olarak uyarmıştı.
'Genç ve saygılı birisin. Umarım bu şehirde aradığını bulursun.' dedi Aziz ve sakin bir şekilde yürüyerek uzaklaştı.
Ned Azizin davranışlarına bir türlü açıklama bulamıyordu ve beklendiği gibi Kan Atası ona açıklama yapmaya başladı.
'Ned, bu şehir kıtanın kalbidir. Burada ki her kes güçlü bir gücü arkasına almıştır ve bu şehirde normal kişiler yaşamaz bu yüzden bu şehirde gücü ne olursa olsun kimse kimseye zorbalık yapamaz. Bu şehir bu kıtada ki izole alandır. Büyük güçlerin bu şehirde bulunmasından dolayı kurallar oldukça sıkıdır ve gereksiz her türlü şiddet eylemi yasaklanmıştır . Bu şehre geldiğim zaman henüz çok gençtim ve bende senin kadar şaşırmıştım ama zamanla alışırsın hatta bu durum seni sıkabilir sonuçta burası oldukça sıkıcı bir şehir, herkes eğitimine odaklanmıştır ve kimse kimse ilgi kolay kolay ilgilenmez yinede bir okula kaydolunca bunun okullarda işe yaramadığını göreceksin. Orada acımasız bir rekabet vardır ve her kes öfkesini açıkça gösterir. Böylece öğrenciler gelişmek için teşvik edilmiş olur ama okul sınırlarından çıkınca düşmanın olan öğrenciye yan gözle bile bakamazsın. ' dedi. Han Kan gençliğinde yaşadıklarını hatırlarken oldukça eğleniyor gibiydi.
'Ayrıca bu şehirde ki kızlar gerçekten çok asil ve güzeldir.' dedi sesinde muzip bir ton vardı.
Ned net bir şekilde karşılık verdi,
'Ben o faslı kapattım.' dedi. Han ise anında karşılık verdi,
'Kapattın mı ? Hahaha...'
Han gülerken Kan Kudretinin kahkahaları da ona eşlik etti,
'Hahahahaha ...' Ardından Han tekrar konuşmaya başladı.
' Bir erkeğin, ekmeğe,suya ihtiyacı olmayabilir fakat her erkeğin kadına ihtiyacı vardır. Bu yüzden büyük konuşma, bir gün sana acını unutturacak bir veya birden çok kadınla karşılaşacaksın. Karın gerçekten güzelmiş, bunu Kan Kudretinden öğrendim ve onun bile övdüğü kişi kesinlikle normal olamaz fakat sen daha ne gördün ki ? Gerçek güzelleri tanımadın. Eğer Aziz olmayı başarırsan seni peri boyutuna götüreceğim. O boyuttaki kadınları görünce güzelliğin gerçek anlamını anlayacaksın.' dedi. Han derin bir iç çekti, eski anıları gözünün önüne gelmişti.
'Beni rahatsız etme, sorun olursa Kana sorarsın.'
'Bende bir süre dinlenmek istiyorum.' dedi Kan Kudreti,
'Sapık ihtiyarlarsınız!' dedi Ned öfkeli bir şekilde, Ninanın acısını taşırken nasıl başka kadınları hayal edebilirdi.
'Sapık, Hayır sapık değiliz. Biz erkeğiz ve her erkek gibi ihtiyaçlarımız var. Neyse bizi rahat bırak ve doğuya git, İlahi Kudret Klanı orada.' dedi Han ve bir daha sesi çıkmadı.
Ned ise Han tarafından azarlandığı için morali bozulmuştu ve Kan çoktan anılarına dalmış Nedi unutmuştu.
Ned yürümeye devam ederken bir anda tekrar Hanın sesi zihninde çınladı,
'Son olarak bir şey söylemeyi unuttum, Ömrün o kadar uzun ki bir süre sonra istesen de istemesen de bir kadına ihtiyaç duyacaksın bu yüzden bir aptal gibi davranmayı bırak ve her uzun ömürlü aşk acısı çeken kişi gibi kalbini parçalara böl, bir parçasında Ninanın aşkını yaşamaya devam et ama diğer parçasında yenilerine yer aç. Hayat tek başına geçirmek için çok kısa. Güven bana torunum. HAHAHAHA... ' dedikten sonra tekrar kayboldu.
Nedin yarasına tuz basmaktan keyif alıyormuş gibi görünüyordu ve Ned istemsiz olarak Hanın sözlerinden sonra gülümsemişti, Sözleri hoşuna gitmemiş olsa da sebepsiz yere gülmüştü.
Doğuya doğru yürürken yol üzerinde yüzlerce büyük bina görmüştü, hepsinin üstünde büyük harflerle okulun ismi ve altında hangi dövüş stilini öğrettiği yazıyordu.
Bir süre sonra şehrin doğusunda İlahi Kudret Klanının yan klanı görüldü, Nedin içinde bir anda bir heyecan kıvılcımı oluştu ve aynı hızda söndü.
'İyi görünüyor.' dedi büyük malikaneye bakarken, Binanın çevresi tamamen mavi renkle kaplanmıştı ve klanın sembolü olan Mavi arka plan üstüne baykuş kafası vardı. Bu sembol Kırmızı arka plan üstüne konulmuş baykuş kafasına yani Kan Klanı sembolünün aynısıydı.
'Kan Klanı ile İlahi Kudret Klanı arasında gerçekten sıkı bağlar olmalı.' dedi Ned. İki klanın sembolleri bile aynıydı. Ned bu kadar samimi bir ilişki beklemiyordu, farklı klan liderlerinin kan kardeşi olduğu duyulmuş şeydi fakat klanların sembolleri kardeşlik olsa bile aynı kalırdı, aralarında evlilik bağı olabilirdi fakat klanların sembolleri asla değişmezdi. Eğer bu kadar büyük bir hamle yaparak klan sembolleri bile benzer hale getiriliyorsa arada ki bağ sadece kardeşlik olarak isimlendirilemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...