Anka şehri tamamen sessizdi. Saat sabah 11 olmasına rağmen ne dükkanlarda eskisi kadar çok insan vardı ne de sokaklarda dolaşan eskisi kadar büyük bir kalabalık. Büyük Klanların içinde de farklı bir durum yoktu, Anka Şehrinin dört bir köşesinde herşey sessizdi.
Anka Şehri en son böyle bir sessizliğe gömüldüğünde efsanelerde anlatılan büyük bir kahraman belirsiz bir şekilde ölmüştü ve o ölümden sonra 40 gün yas ilan edilmiş ve bütün eğlenceler yasaklanmıştı şimdiyse bir ölüm yoktu fakat en az onun kadar büyük bir kayıp vardı.
Eski bilgeler '' Sessiz kişi ya sevdiğini ya parasını kaybettiği için kederlidir'' derdi ve Anka Şehri tamda bu durumu yaşıyordu. Şehrin zengin kişilerinin çoğu servetlerinin büyük bir bölümünü kaybetmişti, 1.000 Yıllık klanlar hazinelerinde biriken bütün serveti tek seferde riske etmiş ve ellerinde ki bütün altınları kaybetmişlerdi, Zengin tüccarlar borçlarını ödemek için elinde tuttukları paraları kaybetmiş hatta bir kısmı bu kayıptan sonra batmıştı. Her şeyin sebebi Alev Büyücülük Okulunda düzenlenen Garez Düellosuydu.
Anka Şehrinde bir günde bütün dengeler değişmişti. Eskiden güçlü olan okullar zayıflamış,orta düzeyde olan okullar yıkımın eşiğine gelmiş ve zayıf okullar çoktan iflas etmişti. Eskiden patron olan klanlar artık hizmetçi klan durumuna düşmüştü. Bütün bu büyük kayıplara rağmen hala ayakta sarsılmadan duran ve yerini garanti altına alan okullar ve klanlarda mevcuttu fakat herkes bir şey kaybetmişti sadece tek bir Klan ve Okul hariç
Alev Klanı ve Alev Büyücülük Okulu dün geceden sonra daha zengindi. Kazanılan para Alev Klanı'nın servetinin %10'luk bölümüne tekabül ediyordu fakat Alev Büyücülük Okulunun bahislerden sonra elde ettiği para en zengin okul konumuna gelmesine sebep olmuştu.
Okul Temsilcisinin rütbesi bir anda fırlayarak Müdür Yardımcılığı konumuna gelmişti. Müdür Yardımcısı ise Alev Klanına saha elderi olarak atandığı için halinden gayet memnundu.
Fakat her şeye rağmen Anka Şehrinin en büyük olayı ne dün gece kaybedilen muazzam servetler ne de Alev Büyücülük Okulunun ani yükselişiydi. Asıl olay sabaha karşı şehir meydanında bulunan cesetti.
Başı kazığa oturtulmuştu ve acımasızca başsız gövdesi de kazığa oturtulmuştu. Asıl önemli olan başsız gövde veya gövdesiz başın şehir meydanında oluşu değildi. Asıl önemli olan şey kime ait oluşuydu.
Şehri meydanında sık sık başsız cesetler bulunurdu, kimse bu durumu garipsemezdi ama bu baş yüzlerine bile bakmaları yasak olan ve gücü ile Anka Şehrinde ki ilk 10 büyücü arasında yer alan Büyük Derik Büyücülük Okulunun Müdür Yardımcısına ait olunca işler tamamen değişmişti. Şehrin en kalabalık yeri her zaman olduğu gibi şehir meydanıydı. Şehir meydanında insanlar ilk defa bir ceset için toplanmışlardı ve,
'Kim Büyük Derik Büyücülük Okulunun Müdür Yardımcısının başını ve gövdesini kazığa geçirip Şehir Meydanına asabilir? '
'Okuman yazman yokmu aptal! Gövdenin üstünde yazan kağıdı okumadın mı ?'
Ben okumayı bilmiyorum.'
'Müdür Yardımcısını tanıyorsun ama okumayı bilmiyorsun Ha! Ne kadar enteresan neyse söyleyeceğim!
Kağıtta aynen şöyle yazıyor.
Gökyüzü Hükümdarı Bilge Derik tarafından Alev Klanı Lideri ve Anka Krallığı Başkomutanı Daryus'a saygısızlık yaparak onun himayesinde ki bir kişiye saldırdığı için katledilmiştir.
Cenaze mersaimi yapılması, saygıların sunulması yasaklanmıştır!
Ailesi Anka Krallığı topraklarından sürülmüştür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasiFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...