Ned malikane'nin önünde durdu. Arkasında duran büyük kapıya baktı ve bir defa daha geniş gökyüzüne baktı. Derin bir nefes aldı ve ilk defa havanın tadını hissetti. Bu sabah herşey farklıydı, belki Doku arınmasını tam gerçekleştirememişti ama yinede kendisini muhteşem derecede iyi hissediyordu.
Havanın tatlı kokusu burnuna vurduğunda uzakda ki ormanlara baktı. Rüzgarla sallanan çam ağıçlarını izledi ve onlardan rüzgarla taşınan kokuyu bir defa daha içine çekti. Güneş ufukta çoktan belirmiş ve tatlı bir kırmızılıkla bütün Kan Kasabasını aydınlatmıştı. Uzakta kasabanın ortasından geçen dere'nin üstünde adeta güneşin çarpıcı renkleri dans ediyormuş gibi akıntıyla sallanıyordu.
Kuşlar düne göre daha keyifli cıvıldıyor ve bulutlar daha nazlı hareket ediyordu.
Herşey mükemmeldi çünkü Ned kendisini mükemmel hissediyordu.
Antremanı dün bir dert olarak görüyordu kendisine ve tamamlayamayacağı için korkuyordu ama şuan dün yaptığı antremanın aslında ona kolay geleceğine inanıyordu.
Adımlarını fazla hızlandırmadan etrafında ki güzellikleri izleye izleye tepenin arkasında ki eğitim alanına ileriedi.
Kasabanın içinden geçerken gördüğü tanıdık yüzleri selamladı. Çocuklarla konuştu, eski katı görünüşlü Ned'in yerine yaşına daha uygun bir ifade gelmişti yüzüne.
Uzun zamandır ondan korkan çocuklar bile bugün ilk defa ona selam verirken kendilerini rahat hissemişlerdi. Sevilmeyen birisi değildi hatta genelde örnek gösterilen birisiydi ama duvarları o kadar kalındı ki yaşıtları duvarlarına yaklaşmaya bile cesaret edememişlerdi. Şimdiyse duvarlar inince ortaya 2 yıl önce 3 yaşında olan o tatlı çocuk gelmişti.
Ned fazla oyalanmadan kasabadan çıkıp eğitim alanına geçtiğinde . Stark'ın yüzünde öfkeli bir ifade olduğunu fark etti lakin bunuda umursamayarak yanına gitti.
Stark ona baktı, tam geç kaldığı için azarlayacaktı ki yüzünde ki parlaklık ve gülmeye eğlimli ifadesi onu durdurdu.
Ned'i gülerken görmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki bu anı bozmak istemedi.
Sakin ama sitemkar bir tonda konuştu,
'Geç kaldın.'
Ned geç kaldığının farkındaydı ve şuan ruh hali iyi bile olsa bu kabul edilemez bir durumdu ama açıklamak için çok geçerli bir sebebi vardı. Anlatmak için ağzını açtı fakat daha konuşmadan sustu ve başını eğdi.
Son anda verdiği söz aklına gelmişti,eğer aklına gelmese yaşanan her şeyi bir bir anlatacaktı.
'Özür dilerim. Ben dün biraz yorgun düşmüştüm.'
Stark dün ki antremandan sonra ne hale geldiğini çok iyi biliyordu ve şaşırmasının bir nedenide zaten buydu. Dün gece ölecek gibi görünüyordu ama sabah sanki dün o hale gelen o değilmiş gibi geri geliyordu.
'Fazladan 5 Km koşucaksın . Ağırlıklar kayanın yanında. Bileklerine ve ayağına takıp koşmaya başla.'
Stark Ned'in itiraz etmesini beklerken Ned itaatkar bir şekilde kayanın yanına yürümeye başladı. Yerde duran kumaşa sarılmış ağırlıklara baktı. Yere oturup ağırlıkları ayaklarına ve koluna bağladıktan sonra ayağa kalktı.
Dün bu ağırlıkların onu çok zorlayacağını düşünmüştü fakat ayağa kalkınca neredeyse varlıkları bile hissedilmiyordu.
Ned Ejderha Pulu Yenileme Sanatını çalıştıktan sonra bir çok garip şey yaşanmıştı. Tanrı Enerjisini çok daha iyi çekebiliyordu. Bedeni çok daha hafif ve güçlüydü ve üstüne üstelik kendisini 1.Seviye Savaşçı zirvesinde görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...