30.Bölüm

9.7K 918 65
                                    


'Siz ne halt ettiğinizi biliyormusunuz ha! Aptallar. Ölüm fermanınızı kendi ellerinizle yazıyorsunuz fakat haberiniz yok. Eğer şimdi af diler ayaklarına kapanırsanız belki Alev Büyücülük Okulunun Burslu Öğrenci Ned Kan size acır ve o değersiz hayatlarınızı bağışlar!'

Oliver'in otoriter sesiyle bir anda bütün sesler kesilmişti. Sürekli yankılanan çatal bıçak sesleri, uğuldu ve garsonların kikirdemeleri durmuştu. Herkesin gözü sadece tek bir noktaya odaklanmıştı o da Ned'in acımasız gözlerle etrafa bakan figürüydü.

Oliverin hala tuttuğu 50 yaşında ki adamın yüzünde ölüm korkusu belirmişti ve ayakta otoriter bir şekilde duran eski komutanın ifadesi dehşetle öylece duruyordu.

Herkesin nutku tutulmuştu ve bir anda Eski Komutan dizlerinin üstüne çökerek iki elini bir araya getirip Ned'in önünde eğildi.

'Affedin efendim. Biz eğer bilseydik kesinlikle böyle bir şey yapmazdık lütfen bu aciz hayatlarımızı bağışlayın.'

Ned karşısında yalvaran adama bir defa bile bakmadan hemen karşılık verdi,

'Hatalar cezalandırılır başarılar ödüllendirilir. Bu büyük babamın bana en önemli öğütlerinden birisidir. Hata yapanlar cezasını çekmeli.

Kıdemlim beni öldürmeye çalışan ve tehdit edenleri öldürün!'

Ned'in ince sesi restoranda yankılandı. Onu durdurmaya cesaret edecek veya sözünün üstüne hüküm verecek tek bir kişi bile yoktu. Oliver'in ifadesi belirgineşti ve yüzünde şeytani bir gülümseme çıktı.

Kolunu tuttuğu adama baktı, adam yalvarmak için ağzını açtığında Oliver çoktan elini belinde ki hançere götürmüş,çekmiş ve adamın boğazını kesmişti. Adam hırıltılarla yere düştüğünde boğazında ki kan yere akıyordu. Oliver tek bir adımla baygın şekilde yatan adamın tam kalbine hançerini sapladıktan sonra tekrar Ned'in yanında belirdi.

Ned Oliver'in seri ve emin hareketlerini tek tek takip etmişti, 2 Kişiyi öldürürken bir an bile tereddüt etmemsi hoşuna gitmişti çünkü onun ihtiyacı olan insanlar aynen böyle olmalıydı. Annesini ve Babasını öldürenler tereddüt etmemiş hatta keyif bile almışlardı bu durumda Ned öldürürken tereddüt etmeyecek ve hiç bir ölüme üzülmeyecekti.

Restoranın zeminine sızan kan her yeri kaplarken insanların diyecek hiç bir sözü yoktu. Ölüm kimsenin yabancı olduğu bir şey değildi bu yüzden kimsenin de miğdesi bulanmamıştı fakat ölüm emrini veren kişi 6 yaşında bir çocuk olunca insanların korkusu bir kaç kat daha artmıştı özellikle Ned'in yüzünde ki ifade bir an bile değişmediği için sıranın kendilerine gelmesinden korkuyorlardı. 

Ned önünde duran adamın yanından geçerken Oliver onu takip etti, Ned durdu ve yerde hala secde de olan eski komutana ,

'2 TANE GÜMÜŞ BOYNUZLU GEYİK ETİ. EN İYİSİNDEN ŞARAP VE BİR BARDAK SU İSTİYORUM! EĞER ETİ BEĞENMEZSEM SIRADA SENİN KELLEN VAR!'

Eski komutan çaresizdi, istese şuan Oliver ve Ned'i öldürürdü fakat daha evine ulaşamadan bütün ailesi,kendisi akrabaları yani soyu tamamen yok edilirdi. Şuan secde ediyorsa bunun sebebi kendi canı değildi zira bir komutan olarak canını sayısız defa savaşlarda riske etmişti fakat ailesinin canı başını eğdirecek tek sebebdi.

'Derhal hazırlıyorum eğer beğenmezseniz kendi kafamı kendim keserim.'

Eski Komutan yeterince Ned'i gücendirmişti artık gönlünü kazanmak zorundaydı aksi taktirde işler hiçte sonuçlanmayacaktı.

Garsonlara sert bir şekilde baktı ve,

'Bu leşleri kaldırın.' dedi. Garsonlar hızlıca ölü iki bedeni kaldırıp merdivenlerden aşağı taşırken 4 garson paspaslarla kan lekelerini temizlemeye başlamıştı. 

Ned ve Oliver masalara doğru yürürken insanlar masalara para bırakarak kalmaya başlamıştı. Neredeyse hepsinin tabağı daha doluydu fakat boş bir miğde ile kafasız bir beden kıyaslandığında aç kalmayı tercih etmişlerdi.

Oliver ve Ned boş bir masaya oturduktan bir süre sonra iki tabak,şaraf ve su hızlıca geldi. Eski Komutan servisi bizzat kendi yapmıştı ve elinde tuttuğu uzun haçerle Ned'in emrini bekliyordu.

Ned konumunu yavaş yavaş kavramaya başlamıştı çünkü yanında duran adamın ona yönelik en ufak bir tehditi olmadığını hissediyordu.

Ned eğer beğenmedim derse şüphesiz adam kendi başını kesecekti. 

Eski Komutanın bu davranışının arkasında yatan tke sebep ise bütün bir ailesini korumak ve onlara zarar gelmesini engellemekekti eğer Ned burslu bir öğrenci değil de eğitim ücretlerinden muaf bir öğrenci olsaydı çoktan Oliver ve Ned'i sakat bırkamış olurdu.

Ned çatalını özenle etin içine geçirdi, ağzı çoktan sulanmıştı. Eğer bu et güzel olmasaydı bile Ned yine de iştahla yiyecek ve tek bir lokma bile bırakmayacaktı.

Gümüş Boynuzlu Geyik 1.Seviye bir yaratıktı, eti güzel ve suluydu ayrıca bedeni besleyici özellikleri savaşçı ve büyücüler için önemliydi yine de sayısız kaliteli et arasında en alt sıralarda yer alıyordu. Altın Kepçe Restorant sokağının en iyi restoranı olsa da Anka Krallığının içinde ki asıl iyi olanlarla kıyaslandığında o restoranların attığı çöpler bile bu restoranda ki yemeklerden daha iyidi.

Ned etten bir lokmayı ağzına atarken Eski Komutan tükürüğünü yuttu ve Ned'in ifadesine baktı.

Ned memnun bir şekilde gülümsediğinde Eski Komutan rahat bir nefes verdi ve sertçe kavradğı elini gevşereterek bıçağı kenara koydu.

'Beğenmenize sevindim Genç Efendi.'

Ned Eski Komutana göz ucuyla baktı ve Oliver kendi tabağına gömülmüş haldeyken elini sallayarak uzaklaşmasını işaret etti. Eski Komutan saygılı bir şekilde geri adım atarak 3 adım gitti ve arkasını dönüp koridorda kayboldu.

İki aç kurt gibi önlerinde ki yemeğe saldıran iki kişi adeta ilk kim bititecek diye bir yarışa tutuşmuş gibiydi. Etin kalın oluşu ve tam ayarında pişmesi yedikçe daha da çok iştahlarını arttırıyordu.

Bir süre sonra tabaklarda tek bir kırıntı kalmayacak şekilde temizlenmişti öyle ki bakan kendi suretini bile tabakta görebilirdi.

Oliver elinde ki şarabap bardağını keyifle Ned'in su dolu bardağına çarparken yüzünde zevk dolu bir ifade vardı. 

'Çok iyi yedik Ned. Bu gün Altın Kepçede yemek yiyeceğimi bilseydim karnımı o basit yiyeceklerle doldurmazdım.'

'Afiyet olsun Kıdemlim. Artık kalkalım'

Oliver şarap bardağını kafasına dikip bitirdikten sonra bir 'Hahhh.' çekti ve serin şarabın içini ferahlatmasına izin verdi. Ayağa kalkarken tekrar eski komutan hemen önlerinde belirmişti.

'Umarım bugün yaşanan tatsızlığı göz ardı adersiniz Genç Efendi. Gelecekte yediğiniz her yemek Altın Kepçenin size ve korumanıza ikramı olacaktır. '

Ned ilgisiz bir tavırla Eski Komutana baktı ve onunla konuşma zahmetine girerek kendini küçültmek istemedi. Kendi konumunun giderek daha çok farkına vardığı için kendini üst noktada tutmanın doğru olacağını hissetti. Oliver ise hemen karşılık verdi,

'Genç Efendinin bu yere bir daha geleceğini sanmıyorum ama ben hergün gelecek ve davranışlarınızla yemekleriniz Genç Efendiye rapor edeceğim.'

Oliver böyle bir fırsatı kaçırmamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Ned'in yakın zamanda buraya ayak basmayacak kadar yükseleceğinin farkındaydı bu yüzden onu bu konunun dışına itse bile umrunda olmayacağını biliyordu.

'Tabi... Tabi ne zaman isterseniz Altın Kepçenin kapıları size açıktır.'

Eski Komutan derin bir rahatlama hissiyle karşılık verdi, Oliverin sözleri açıkça affedildiğini gösteriyordu.


ASDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin