Nedin ruhuna bir defa daha yük binmişti, öğrendiği her şey onu daha da çıkılmaz bir yola sürüklüyordu. Babası için bir av konumunda olmak her çocuk için acı vericiydi üstelik hayatın boyunca tanımadığı Annesinin ailesi vardı. Onlar hakkında hiç bir fikre sahip değildi, kederli bir şekilde başını eğdi, O kendi haline üzülürken Dirilmiş Jasmin Ares ile büyük bir savaş veriyordu.
İkisinin dehşet verici Aurası Anka Klanının üstünde yankılanıyordu. Çıkan her saldırı şehrin bir bölümünü yok ediyor veya gökyüzünü kesiyordu. İki üst düzey uzmanın savaşı adeta Tanrıları savaşı gibi Anka Krallığı şehrinde yaşayan herkes tarafından dehşetle izleniyordu. İki Bilge savaşırken saklanacak güvenli bir yer yoktu, onlar sadece ölmemeyi dileyebilirdi.
Jasminin elinde yay Nedin ondan aldığı boyutsal yüzüğün içindeydi. Jasmin Bilgeler arasında çok az rastlanan okçulardan birisiydi, saldırıları dehşet vericiydi. Her atak Aresi öldürmek izere tasarlanmış muazzam hızlı okları içeriyordu fakat Ares kolay bir hedef değildi. Her fırsatta darbe vurabilmek için Jasmine yaklaşıyor fakat Jasminin akıl almaz hızı yüzünden bir türlü bu fırsatı yakalayamıyordu.
Diğer yanda ise Rosse bütün hünerlerini sergiliyordu, Ona rakip olabilecek kişi kısa söre önce savaşlarına katılan Alya olabilirdi. Alya grubun en güçlü kişisiydi, sadece muazzam hızı değil aynı zamanda bitirici vuruşları ve hançerinin özel yeteneği sayesinde neredeyse öldüremeyeceği bilge yok gibiydi.
'IŞINLAN!' dedi Rosse , omzunda geniş bir yara vardı. Öldürücü olmasa da bedenine yayılmaya başlayan zehiri hissedebiliyordu.
Alya alaycı bir şekilde konuştu ve Rosse daha kaybolurken Alya bakışlarını çoktan onun ortaya çıkacağı noktaya çevirmişti.
'Işınlanma mı ? Ne kadar da basit bir teknik. Benim Nokta Adımım karşısında tamamen çöp!' dedi Alya, Rossenin ifadesi şaşkındı, Alya ona bakıyordu ve bir anda görüş alanından kayboldu. Binlerce yıl yaşamış bu kadın her zaman en yüksek otoritelerden birisi olmuştu, kimse ona karşı gelmeye cürret edememiş hatta Ares bile ona saygı duymuştu ama şimdi 20li yaşlarında ki bir kız tarafından aşağılanıyordu.
Alya Nokta Adımını kullanarak Rossennin önünde belirdi. Rosse kurtulma imkanının olmadığını anlamıştı. Alya dövüşten oldukça keyif alıyordu bu yüzden onun işini bitirmekte hiç acele etmiyordu.
'KASIRGA' diye kükredi Rosse, Bir anda gökyüzünde kara bulutlar oluşmaya ve birleşmeye başladı. Saniyeler sonra yağmur damlaları muazzam bir hızla yağmaya başladı ve bir kaç yüz metre genişliğinde devasa bir kasırga tamda onların bulunduğu noktada ortaya çıktı.
'Bu beni öldürmek için yeterli değil!' dedi Alya kasırgaya bakarken küçük bir rüzgara bakar gibi gülümsüyordu. Hançerini çektiği anda Rosse kaçma fırsatı vermeden omzunda ki yaranın üstüne vurdu. Rosse acıyla çığlık attı fakat artık işi bitmişti. Derisi kararmaya hayat enerjisi çekilmeye başladı. Güzelliği ile milyonların kalbini çalmış Rosse artık bir kaç yüz yaşında bir kadın gibi görünüyordu. Kısa süre sonra cansız bedeni çok önceden cürümüş bir ceset haline geldi ve gökyüzünden yere düştü.
'Yaşlı bir kadın bana nasıl rakip olabilir ? O sadece pohpohlanmış bir teyzeydi.' dedi Alya gülümseyerek,
Geriye sadece Derik ve Ares kalmıştı, Derik Katarina ile ilgilenirken oldukça rahat görünüyordu, Katarina ise çoktan bir kaç yara almıştı, kolunun üstünden ince bir kan katmanı sızıyordu ve derisi kömürleşmişti. Deriğin Alev büyüsü tarafından vurulduğu açıktı. Bu sırada gökyüzünde bir defa daha korkutucu bir ses duyuldu. Katarina göz ucuyla gökyüzüne baktıktan sonra ifadesi daha da ciddileşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...