138.Bölüm

9K 730 22
                                    


Ned hükmünü söyledikten sonra nokta konulmuştu, bu konu üstünde tartışmak hatta fikir beyan etmek bile tamamen yasaklanmıştı. Arş-ü Dük İmparator ve diğer 5 kişiden sonra en yetkili kişiydi. Bakanlar hatta başbakan bile ona saygı göstermek zorundaydı tabi ki bu hiyerarşik düzende böyleydi. Kırmızı Ejderha Klanı gibi bir kaç devasa oluşum Ned den saygı bekleme hakkına sahipti.

Cho Nedin gözlerinin içine baktı ve hayatında belki ilk defa gözleri mutlulukla doldu, sırtına elini attı ve sırtında gizlediği bezle sarılı şeyi çıkarttı.

Onu Ned e uzatırken artık eskisi kadar ona yakışacağından emin değildi fakat ona verebileceği en değerli şeyi buydu.

'Bu benim atalarımdan kalma titanyumdan dövdüğüm kılıç. Yıllarca sakladım ve sonunda onu taşımaya layık birisini buldum. Biliyorum senin için yeterince iyi değil fakat sana verecek en değerli şeyim bu.' dedi. Nedin için ısınmış yüzü gülümsemişti. Ustası en değerli aile mirasını onun için bir kılıç haline getirmişti. Kılıcı kullanamayacağını biliyor olsa da yine de onu her zaman en değerli eşyalarından birisi olarak saklayacaktı. Ned başını eğdi ve kollarını uzatarak kılıcı aldı. 

'Usta bu kılıcı onurla taşıyacağıma Yemin Ederim.' dedi. 

Ned kılıcın etrafını saran bezi açtıktan sonra gözleri büyüdü, gördüğü şeyden oldukça etkilenmişti. Ellerinde tuttuğu kılıç %100 titanyumdan yapılmaydı ve değeri yüz milyonlarca altındı. Muhteşem mor ışıklar yayıyor ve gümüş renkle parlıyordu. Nefes kesici bir aurası ve oldukça keskin kenarları vardı. Kapzasının üstünde ejderha motifi işlenmişti ve üstünde büyük harflerle ''Usta'' yazıyordu. 

Bu kılıç Nedin ustalık ilanıydı, Cho onu bir usta olarak ilan etmiş ve kılıcı bunun göstergesi olarak ona vermişti.  Bu onur verici ve duygu dolu bir sahneydi. Ned kılıcı kavradı ve fısıldadı ''Ona Usta diyeceğim.'' dedi ve Cho a bir defa daha teşekkür etti. Cho gülümseyerek karşılık verdi ve Ned Usta kılıcını beline taktı. Elindeki en zayıf kılıç olsa da en kıymet verdiklerinden birisi olmuştu.

Bir süre herkes şaşkınlıkla ne yapacağını bilemez bir şekilde dolaşmaya devam etti ve sonrasında ortam sakinleşmeye başladı. Düğün bütün hızıyla devam ediyor, konuklar hatta Ned bile eğleniyordu. 

Ned vedalaşırken Chou görmeyi ihmal etmemişti, uzun süren bir sohbetin ve iyi dileklerin ardından Ned  malikaneye döndü. 3 Ay içinde demirciliğin püf noktalarını kapmış ve bir çırak olarak öğrenebileceği her şeyi öğrenmişti. Bu süre zarfında Cüce Lordunun Efsun Sanatının ilk aşaması için gerekli malzemeleri çok az kısmını temin etmişti. Geriye sadece uygun bir atölye kurmak ve 10 gün boyunca aralıksız kılıcı yapmaya çalışması gerekiyordu.

Fakat 3 ay önce ki düşüncelerinden tamamen sıyrılmıştı, Cho ona çok şey öğretmişti ve onun öğretemediği şeyleri de Ned kendi başına öğrenmişti. Demircilik yapmak istiyorsa ve gerçekten Cüce Lordunun Efsun Sanatının ondan istediği kılıcı yapmak istiyorsa  sıradan malzemelerin yeterli olmayacağını biliyordu.

Dünya İmparatorluğu bünyesinde bir çok demirci vardı fakat bu demirciler arasında bir tanesi efsaneviydi. İmparatorluğun en büyük klanlarından birisi olan Altın Örs Klanı bu konuda gerçek bir öncüydü. Cho titanyum kılıç yapan azınlık demirciler arasında yer alsa da Altın Örs Klanının demircileri Titanyumun gerçek gücünü ortaya çıkartan özel sanatlara sahipti ayrıca çok özel malzemeleri işleyebilirlerdi ve şuan üstünde taşıdığı zırh ve Ninaya verdiği kılıcı döven kişilerde onlardı. Demirciliğin tam anlamıyla kitabını yazmışlar ve sayısız demirci yetiştirmişlerdi. 

İmparatorlukta demircilik yapmak isteyen herkes önce onların onayını almak zorundaydı ve sadece o onayı aldıktan sonra dükkan açma hakkına sahip olabilirdi. Ayrıca sadece demircilik değil aynı zamanda demircilik malzemeleri satan tek klan da Altın Örs Klanıydı. 

Her türlü şeyi temin edebilir ve özel isteğe göre yapabilirlerdi. İşte bu yüzden Nedin ilk gideceği yerde orasıydı fakat yüksek konumu ona oldukça sıkıntı çıkartıyordu.

Büyük Klanlara gitmek istiyorsa önceden bilgilendirme mektubu yollamak zorunda ve onları haberdar etmeliydi. Onaya ihtiyaç duymuyordu fakat nezaket kuralları gereği klanın onu davet etmesi gerekiyordu. Arş-ü Dük ünvanı bazen oldukça kullanışlı olsa da genellikle protokoller ve uyulması gereken bir çok kural vardı. Bir yere gitmek istiyorsa gideceği yeri bilgilendirmeli ve ünvanına uygun karşılama hazırlamaları için zaman tanımalıydı. Bu hem onun hemde gideceği yerin hakkıydı fakat oldukça fazla zaman alıyordu.

Ned çabucak bir liste oluşturmaya başladı, 9.Seviye Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğin boynuzlarına, kanına hatta bedenine sahipti. Geriye Yüz Yıl çamı ve bu kadar kaliteli malzemeleri işlemek için kaliteli bir atölye kurmak kalmıştı. Bu yüzden ihtiyacı olan her şeyi tek tek listeye yazdı. 

Ardından katibi çağırtarak uygun bir istek mektubu yazdırdı ve en hızlı şekilde Altın Örs Klanına yollanmasını emretti. 

Geriye sadece beklemek kalmıştı ve en sıkıcı olan şeyde buydu, onun konumuna uygun hazırlıkları klanın  yapması en azından bir kaç gün zaman alacaktı bu yüzden Nedin boş boş geçireceği bir kaç günü vardı. İhtiyacı olan her şeyi zaten Altın Örs Klanından temin edeceği için artık şehirde kalmasının anlamı yoktu. 3 ay boyunca İmparatorlukta zaman geçirmişti fakat Büyülü Canavar Boyutunda çoktan 60 ay geçmişti. Bu süre de 5 yıl ediyordu. Ned Ninanın bir büyücü olduğuna neredeyse emindi ve diğerlerinin de ne aşamaya geldiğini oldukça merak ediyordu.

Odasına çıktıktan sonra gözlerini kapattı ve Beyaz Odaya geçti. Ardından hızlıca Büyülü Canavar Boyutuna geçti ve mağarada ortaya çıktı. 

Mağaranın için oldukça sessizdi, Nina gözlerini kapatmış ve bağdaş kurup meditasyona davam ediyordu.

Nedin aurasının ortaya çıkmasıyla Nina gözlerini açtı ve Nedi fark ettiği gibi yerinden fırlayarak Ned'e sarıldı. Ned aynı sıcaklıkla Ninayı kucakladıktan sonra Ninanın bedeninden yayılan Aurayı hissetti.

'Bilge Seviye Büyücü olmuşsun. Tebrik ederim .' dedi samimi bir ses tonuyla,

'Evet ama çok zordu. Tanrı Enerjisini katılaştırmak gerçekten çok zamanımı aldı.'

Nina sitem eder bir şekilde söylemişti fakat Ned gülümseyerek karşılık verdi.

'Çok zamanını mı aldı ? Bilinen en genç Bilge Seviyeye ulaşan büyücü 100 yaşını geçmişti. Fakat sen 21 yaşındasın ve uzun sürdü diyorsun' dedi. Sesi alaycı çıkmıştı ve Ninanın yüzü kızarmıştı.

'Sanırım biraz düşüncesizce davrandım.' 

Ned Ninanın yüzüne ellerini koydu ve kendisine çekti. Dudaklarına tutku dolu bir öpücük kondurdu fakat Ninanın onu bırakmaya hiç isteği yoktu. 

Ned 3 ay ayrı kalsa da bu süre Nina için 60 ay yani 5 yıl olarak geçmişti. 

Ned ise Ninanın bu tutkulu haline hayır demeyecekti fakat bunun için uygun yer kesinlikle mağara değildi. Her an 5 kişiden birisi içeriye girebilir ve onları bu halde görebilirdi.

'Burası uygun değil.' dedi. Nina Nedin Zamansız Oda yeteneğini Eşlik Bağı sırasında kazanmıştı bu yüzden beklemeden gözlerini kapattı ve bir anda kayboldu. Ned sadece bir dakika önce Büyülü Canavar Boyutuna gelmiş olsa da tekrar malikaneye döndü.


ASDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin