129.Bölüm

8.5K 761 22
                                    


Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik, asil bir şekilde duruyor ve çevresine kibir dolu gözlerle bakıyordu. Burası onun eviydi ve bu ormanların tek hakimi oydu. Bazı Bilge Seviye Büyülü Canavarlar bile kendi tabiatlarında olmadıkları için Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyikten çekiniyordu çünkü her büyülü canavar kendi evinde ait olduğu elementin büyüsünü kullanabilirdi. 

Ned ve Nina Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğin kibrinden dolayı etrafından uzaklaşan Büyülü Canavarları gördükçe rahatlamaya başlamıştı zira onu sadece yalnız başına yenebileceklerini biliyorlardı. 

Yavaş yavaş gökyüzü kararırken etrafta Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyikten başka hiç bir Büyülü Canavar kalmamıştı ve Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik yavaşça inine girdi ve etrafı konforlu bitkilerle çevrilmiş ve altı değerli taşlarla dolu yatağına yattı. Asil bir hayvan olarak parlak şeyler ona kendisini iyi hissettiriyordu.

Ned ve Nina biraz daha bekleyerek Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğin uyumasına izin verdi. Pusu imkanı varken kafa kafaya bir savaşın kimseye faydası olmayacağı ortadaydı. Bu orman onun eviydi ve bu ormanlarda ondan daha güçlüsü yoktu. Bütün bu faktörler göz önüne alındığında ani bir saldırı ile işini bitirmek en olmadı hasar vererek ufakta olsa bir avantaj sağlamak en akıllıca olandı.

Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik uyuyacağı alana girdikten sonra yavaşça ayaklarını büktü ve uzandı. Uykuya dalmadan önce başını son bir defa kaldırdı ve bir aslan kükremesini andıran bir şekilde kükreyerek bütün ormana bir defa daha kimin kral olduğunu gösterdi ve başını indirip gözlerini kapattı. 

Bir süre sonra Ned Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğin uyuduğuna emin olmak için ufak bir taş parçasını atarak ses çıkarttı fakat Boynuzlu Ala Geyik hiç tepki vermemişti. Ona düşman olabilecek yaratıkların hepsi oldukça cüsseli büyülü canavarlardı ve onlar ona saldırmak isterse çıkardıkları ses bundan çok daha büyük olurdu ayrıca Büyülü Canavar Boyutunda insanlar çok çok nadir görülen yaratıklardı ve bazı büyülü canavarlar hiç insan görmeden yaşayıp ölebilirlerdi.

Ned ve Nina gölün kenarına gittiğinde onların kokusu Büyülü Canavarlar tarafından alınmış olsa bile bir çoğu tarafından tanınmamıştı. Bu yüzden de saldırı almadan sadece şüpheli bakışlar ile karşılaşmışlardı fakat aynı durum dünyada yaşansaydı büyülü canavarlar kokularını aldıkları anda saldırıya geçerdi çünkü o kokunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlardı. 

Ned taşı atmasına rağmen Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik tepki vermemişti ve Ned biraz rahatlamıştı. 

Yavaş yavaş gizlendikleri yerden çıkarken en ufak bir rüzgar sesi bile çıkarmamaya özen gösteriyorlar bütün Auralarını gizliyorlardı.  

Ned ve Nina yolun yarısını geldikten sonra Ned elini kaldırıp Ninayı beklemesi için durdurdu ve yavaşça Kan Kudretini çekti. Kan Kudretiyle aralarında ki bağ muazzamdı ve Kan Kudreti her şekli ve her boyutu alabilen çok özel bir kılıçtı. 

Kan Kudretinin boyu Ned'in istediği ölçülerde kısaldı ve bir hançer şeklini almaya başladı. Orjinal görüntüsü değişmese de boyutu bir hançerle eşit seviyeye gelmişti. Ned inden içeriye girdiğinde yaklaşmaya devam etti ve ,

'Kan Katmanı ' diye fısıldadığı anda inin içinde bir huzursuzluk oluştu. Kan Katmanı büyük oranda Tanrı Enerjisi ortaya çıkarmış ve Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik anında Auraya tepki vermişti. Gözlerini hızlıca açtığı anda baş ucunda duran Ned ile göz göze geldi. Ned tereddüt bile etmeden Kan Kudretini aşağıya doğru savurdu. Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik belkide hiç bu kadar ölüme yakın olmamıştı. Refleks sayılabilecek bir hızla hemen başını geri çekti ve Ned'in atağından sıyrıldı fakat Kan Kudreti Kan Katmanıyla sarılıyken muazzam bir kesici güce sahip oluyordu. 

Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik Ned'in saldırısından hayatını kurtarmış olsa da Ned en sağlam metalden bile daha güçlü olan boynuzlarını tek saldırıda başından ayrılmıştı. Aslında hedefi onu yaralamaktı fakat bu da bir başarı sayılırdı çünkü Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğin en tehlikeli yeri boynuzlarıydı ve boynuzları kesildikten sonra geriye sadece 9.Seviye bir kaç toprak büyüsü kalıyordu.  

Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik boynuzlarının kesildiğini anladığı anda muazzam bir kükremeyle karşılık verdi ve hemen ayağa kalktı. Kana susamış gözlerle Ned'e bakarken Ned tedirgin görünüyordu. Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğe saldırmak için onun ön tarafına geçmişti ve şimdi ayağa kalkınca çıkış yolu tamamen kapatılmış ve dar bir alanda sıkışmıştı. Kan Kudretini tekrar eski boyutuna çektikten sonra tekrar saldırı yapmak için kılıcı savurdu.

'Kudretin KESİĞİ' demesiyle birlikte Kan Kudretinden yayılan dehşet verici Aura Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğe yöneldi. Aynı anda çarptı ve Sarsılmaz Boynuzlu Ala geyik geriye itildi fakat böylesi bir saldırıya bile karşı koymuş yara almamıştı. Ned yavaş yavaş Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğin neden daha önce hiç öldürülemediğini anlamaya başlamıştı. Sadece saldırı olarak değil aynı zamanda savunma olarak ta dehşet verici bir varlıktı.

Kudretin Kesiğine üstelik bilge Seviye bir saldırı karşısında bile yara almamıştı. Öfkeyle ileri atıldı ve kesilmiş boynuzsuz başını Ned'e doğru savurdu. Alan dardı ve kaçmak imkansızdı. Ned saldırıyı karşılamak için hazırlandı ve öncesinde ''Anka Kanatları' diyerek bedenini korumaya aldı. Kan Kudretini saldırının geldiği yöne doğru ayarlayarak Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğin saldırısını karşıladı.

Geyiğin başı Kan Kudretine çarptığı anda muazzam bir güçle geri itildi ve inin taş duvarına çarptı. Ala Geyiğin saldırısı bitmemişti. Bedeninden yayılan Aura ile aynı anda topraktan taş mızraklar çıkmaya başladı. Ned havaya zıplayarak yerden bir anda çıkan saldırılardan kaçınsa da alan çok kısıtlıydı. 

Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik Ned'e nefret dolu gözlerle bakarken bir anda gözleri acıyla doldu, başını arkasına çevirdiği anda Ninanın elinde tuttuğu Ned'in Generalden aldığı 5 efsunlu titanyum kılıcının sırtına saplandığını gördü. 

Öfkeyle arka ayaklarını savurarak Ninaya çifte savurdu. Ned beklediği açığı yakalamış gibi hemen ileriye atıldı ve elini kaldırıp ''Sonsuz Yer Çekimi Alanı  '' diye bağırdı. Ala Geyiğin üstünde bir anda tonlarca ağırlık bindi fakat bu ağırlık onu fazla etkilememişti fakat Nedin amacı bu hamleyle işini bitirmek değil tepki hızını azaltmaktı. 

Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik ölümle arasında ince bir çizge olduğunu anladı. İki taraftan sıkıştırılmış ve saldırı alıyordu. Zekası normal bir insan kadar yüksekti ve kaçmak zorunda olduğunu hemen anlamıştı. 

Hamle yaparak mağaradan çıkmaya hazırlandığın da Ned Ninaya bağırdı.

'Kaçmasına izin verme.' Nina anında Ned'in sözlerine karşılık vermişti.

'Taş Ejderi' diye kükredi ve topraktan yükselen Taş Ejderi neredeyse Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyik kadar büyüktü ve bu 9.Seviye bir büyüydü aynı zamanda Taş Ejderi 9.Seviye gücüne sahipti. Hemen saldırıya geçti ve Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiği inin içinde tutmaya devam etti. Ned Kan Kudretini bir defa savurdu ve 'Kudretin Kesiği Seviye 2 ' dedi. Kan Kudretinden bir anda çıkan enerji yay şeklinde değil tek bir çizgi halindeydi. Oldukça inceydi fakat delici kuvveti muazzamdı. Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiğin bakışları Ned'in kılıcını savurmasıyla onun gözleriyle kesişti ve aynı anda gözleri açıldı. Kudretin Kesiği 2.Seviye saldırısı tam alnından girmiş ve arkasından çıkıp Taş Ejderini bile yok etmişti. Sarsılmaz Boynuzlu Ala geyik son bir kükremeyle yere yığılırken Ned vakit kaybetmeden yanına geldi ve ateş elementi kullanarak yaranın giriş ve çıkış noktalarını dağlayarak kanın dışarı akmasını engellemiş hemen ardından Sarsılmaz Boynuzlu Ala Geyiği depolama yüzüğüne koymuş ve yerde duran 2 metre uzunluğunda ki metal boynuzları depolama yüzüğüne attı.

Zor bir savaş olmuştu ve kazanmıştı. Ninayı getirerek doğru karar verdiği kanıtlanmıştı. Eğer Nina olmasaydı şuan ne durumda olurdu bilemiyordu. 

ASDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin