'Aydınlık Kilisesi Tanrının ışığını bize aktaran tanrının hizmetkarlarının bulunduğu yerdir. Siz 3 kişi Tanrının hizmetkarı olmak için doğuştan seçilmiş olan nice kardeşiniz gibi gelecekte Aydınlık Kilisesine katılarak Tanrıya hizmet edeceksiniz. Aydınlık Büyüsü Tanrının büyüsüdür ve bizler Tanrının yolunu aydınlatmak için bize bahşettiği o kutsal gücü kullanırız.'
Papaz Venediktus bir kaç aydır olduğu gibi yine derste Aydınlık Kilisesinin övüyor, 3 Aydınlık Elementi kullancısının beynini yıkamak ve onları muhteşemmiş gibi anlattığı kiliseye davet etmeye çalışıyordu. Anka Krallığı tarihinde Aydınlık Büyücülerinin hangi okuldan mezun olduğuna bakılmaksızın gittikleri yer Aydınlık Kilisesiydi, elbette istisnalar vardı. Bin yıl önce bir dahi olarak ortaya çıkmıştı, öğrenci mezun olduktan sonra Aydınlık Kilisesine gitmeyi red etmiş ve kendi yolunu çizmek istemişti ve bu kararından sonra başına gelmeyen kalmamıştı. Ailesi büyük bir yangında bütün klanıyla birlikte yok olmuştu, Klanının bütün ticari faliyetleri bir anda sona ermiş, ömür boyu süren dostluklar bozulmuş ve büyücünün Anka Şehrinden çıkması yasaklanmıştı. Halk ona yiyecek bir lokma ekmek vermemiş, güçlü bir Aydınlık Elementi kullancısı olsa da hiç bir yerde iş bulamamış hatta orduya bile kabul edilmemişti.
Herkesin imrenerek baktığı, ölüleri bile hayata döndürecek güçte olduğu söylenen Aydınlık Elementi kullancısı fakir bir şekilde açlıktan Anka Şehrinin ıssız sokaklarında ölmüştü. O büyücünün hayatı ondan sonra gelenlere ibret olmuş ve kimse Aydınlık Kilisesinden ayrı bir yol çizmeyi aklından bile geçirmemişti.Bin yıl boyunca bozulmayan bu kural ise artık param parça olmak üzereydi.
'Benim Tanrıya veya sözde hizmetçilerine katılmak gibi bir amacım yok. Aylardır bu derse giriyorum fakat henüz bir büyü bile öğrenebilmiş değilim. '
Ned'in sözleri acımasızdı, Sınıfta bulunan diğer iki öğrencinin gözleri hemen Ned'e döndü fakat asıl nefret dolu bakışlar Papaz Venediktusun gözlerindeydi.
'Demek bir kafir olmak istiyorsun ha?'
'Kafir mi ? Kime göre kafir ? Aydınlık Kilisesine hizmet etmeyenler kafir olarak mı görülüyor ? Bu durum da neden Anka Kralına veya 4 büyük klana bu şekilde hitap edemiyorsunuz ? Ayrıca Kiliseye katılmak istemiyorum çünkü gelecekte çocukların gözünde korkulan birisi olmak istemiyorum!'
Ned'in sözleri en hassas noktaları hedef almıştı. Papazın yüzünde ki çirkin ifade daha da belirginleşti fakat Ned bir an bile umursamadı. Karşısında 6.Seviye Aydınlık Büyücüsü vardı ama bunun bir önemi yoktu. Aylarca kiliseyi övdüğü için çoktan onun işe yaramaz birisi olduğunu anlamıştı.
'Sen! Seni kahrolası kafir! Sen kendini bahsettiğin kişilerle eşit mi görüyorsun!'
'Ne yani 4 büyük klan ve Kral Aydınlık Kilisesine ibadet etmeyince kafir olmama hakkına sahip oluyor fakat ben olamıyormuyum ? Sizin sözde tanrınız yoksa 4 büyük Klandan ve Krallıktan mı korkuyor ? '
'Sen! Sen derhal çık dersimden ve bir daha sakın gelme! Bundan sonra Anka Krallığında bir lokma ekmek bile bulamayacaksın seni Piç Kurusu!'
Ned'in ifadesi bir anda sertleşti, bütün bu süreç boyunca sinirlerine hakim olmuştu fakat Piç olarak isimlendirilmeyi kaldıramazdı.
Ayağa kalkıp hızlıca ileriye fırladı. Papaz Venediktus ne olduğunu anlamadan Ned Kan Kudretini çekti ve Papazın ona uzanan iki kolunu bedeninden ayırdı.
Papaz yere yığılıp kanlar içinde haykırırken öğrencilerin gözleri korkuyla açılmıştı. Bir papaza dokunmak tabuydu. Sadece yolda yürürken selam vermeyen kişiler bile ağır cezalar alırdı fakat Ned olayı bam başka bir boyuta taşımış ve papazın iki kolunu kesmişti. Papaz büyü yapamayacak halde olduğu için yerde çırpınıyordu fakat Ned'in daha işi bitmemişti.
Bedeninden yayılan 4.Seviyenin Zirvesinde ki Savaşçı Aurası ölçülemeyecek bir şekilde güç taşıyordu. 6.Seviye bir büyücünün fiziksel gücü en fazla 2.Seviye yada 3.Seviye başlangıcında olurdu. Uzak dövüşte şüphesiz kazanırdı fakat yakın dövüşte üstelik sadece iyileştirmeye yarayan Aydınlık Büyücü kullanan birisine karşı galibiyet şuan ki gibi garantiydi.
Ned tereddüt etmeden Kan Kudretini kaldırdı, yerde çığlıklar atarak kesik kollarına bakan ve gözlerinden yaşlar süzülen Papazın ağzına götürdü ve açık ağzının içinde görünen diline sapladı. Dilinin tam ortadan iki parçaya ayırdı ve kılıcını geri çekerken dilinin ucu ağzından koparak dışarıya çıktı. Papazın kan dolu ağzı bir fiskiye gibi taşmaya başlarken Ned acımasızca bir tekme savurarak Papazı yan tarafa çevirdi ve Papazın ağzında ki kan boşaldı.
Eğilip yerde ki kopuk dil parçasını aldı ve,
'Ateş düzeni 1 ' dedi. Avuçlarında ki dil bir anda ortaya çıkan alevle yanmaya başladı. Papazın gözleri yok olan diliyle dahada açıldı. Aydınlık Büyüsü sayesinde kesilen kolları yerine konabilir yarılan dili onarabilirdi lakin yok olmuş bir parçayı yerine getirmek için 9.Seviye Aydınlık Büyücüsüne ihtiyaç vardı. Böyle kişiler Aydınlık Kilisesi bünyesinde bulunuyor olsa da hepsi Papadan sonra en kudretli konumlardaydılar ve onların mevkilerini düşününce bir papaza yardım etmelerinin hiç bir anlamı yoktu. Herşey açıktı artık Papaz Venediktus bir daha konuşamayacaktı veya konuşsa bile herkesin dalga geçeceği peltekliğe sahip olacaktı.
'Ağzından çıkan her kelime zehirli bir yılanın tıslamasından farksız! Beni piç olarak isimlendirerek klanıma hakaret ettin. ' dedi. Ned bir kaç gün önce kullanmaya başladığı 3.Seviye Alev büyüsünün içinde yanan dil parçasını yere attı, Kavrulmuş dil yere düştüğü anda etrafa yanık kokuları yayıldı. Ned ayağını dilin üstüne götürdü ve iyice ezdikten sonra bir tekmeyle Papazın yüzüne fırlattı.
Papaz hayatı boyunca böyle bir hakarete uğramamıştı. Acısı uğratığı aşağılanmanın yanında bile hafif kalıyordu. Gözlerinde ki nefretin tek hedefi Ned'di fakat Ned'in umrunda bile değildi. Kısa bir süre sonra sınıfın kapısı açıldı. Üstünde siyah cübbe olan 3 Disiplin Kurulu görevlisi sınıfa daldı. Gözleri dehşetle açıldı ve yerde kanlar içinde yatan Papaz Veneduktusa baktı.
Akılları neler olduğunu anlamakta yetersiz kalıyordu. Ned'in elinde tuttuğu Kan Kudretinden yayılan Aura ve akan kan damlaları adeta vahşi bir hayvana bakıyorlarmış gibi hissetmelerine sebep oluyordu. Ned Disiplin Kurulu Görevlilerine baktı, hiç bir korku veya endişe hissetmiyordu, Kılıcını kaldırıp yerde ki Papazı işaret etti ve,
'Bu PİÇ KURUSUNU götürün ' dedi. Ned açık açık Disiplin Kurulu Görevlilerine emir vermişti. En başından beri onların geleceğinin farkındaydı çünkü Papazın bedeninden 6.Seviye Büyücü Aurası taşıyordu fakat zarar görmeyeceğini de biliyordu. Burslu bir öğrenciye dokunmak Disiplin Kurulunun bu 3 sıradan üyesi için ceza almaları için yeterli bir sebepti.
Burslu Öğrenciler gücendirilecek veya kışkırtılacak insanlar değildi. Onların geleceği sınırsızdı ve eğer güçlenirseler geçmişte onlara zorbalık yapan herkesi yok ederlerdi. Bu durum bir istisna değildi. Daha önce bir Burslu öğrenci Disiplin Bölümü görevlilerinden ağır ceza almıştı üstelik haklı olduğu bir konuda bu cezayı almıştı.
Aradan 40 yıl geçtikten sonra o kişi 7.Seviye Büyücü olmuş ve bütün krallığı şaşkına çevirmişti. Anında Kont ünvanı almış, Bir General olarak orduda çok önemli bir göreve yükselmiş ve 5 Tane şehrin bulunduğu bölgenin yöntecisi olmuştu. 7Seviye büyücü olması onu özel yapmıyordu fakat 60 yaşında 7.Seviye Büyücü olması gelecekte 8.Seviye hatta 500 yıl sonra belki 9.Seviye olabilme ihtimalinden dolayı böyle büyük bir konum almıştı. Bu ünvanlardan sonra ise ilk iş olarak kendisine ceza veren o disiplin görevlilerini yakalatmış. Onlara 1 yıl boyunca acımasızca işkence etmiş. Onları birer köpek gibi her hafta sokaklarda dolaştırmış ve en sonunda 1.Seviye Büyülü Canavar olan Kök Karıncalarının yuvasına boğazlarına kadar gömmüş ve onları öldürtmüştü. Böyle bir vahşet burslu öğrencilere kötülük yapmak isteyen herkesin 2 , 3 hatta 100 defa düşünerek adım atmasına sebep olmuştu.
Disiplin Görevlileri hızlıca papaza yöneldi ve onu nazikçe yerden kaldırdı, 2 tanesi papazı uzaklaştırırken bir diğeri olağan üstü bir saygıyla '' Kıymetli Öğrenci bu olaydan sonra görevimiz gereği size disiplin bölümü binasına kadar eşlik etmek zorundayım. Rica ediyorum lütfen birlikte gidelim.'
Ned böyle saygılı bir tutumu geri çeviremezdi. Saygısızlık yapana acımasız davranıyorsa içten saygılı olana karşı hoşgörülü olmalıydı.
'Gidelim.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...