ASD

193.Bölüm

Ned Borisin emrettiği gibi zaman kaybetmeden Aziz Kütüphanesine gitti. 

Kütüphane oldukça sıradan görünen tek katlı bir binaydı ve tam girişinde mavi bir enerji bariyeri vardı. Ned bariyerin konulma amacını tam anlayamadı fakat etrafına bakındıktan sonra bunu soracak kimsenin de olmadığını gördü.

Sakin bir şekilde kütüphaneye yürüdü ve bariyere baktı, ardından elini uzatarak bariyere dokundu ve eli hiç bir engelle karşılaşmadan bariyerden geçip içeriye girdi.

'İlginç! dedi Ned sakin bir şekilde fakat önemsemeden bariyerin üstüne doğru yürüdü.

İçeriye girdiğinde ise tam bir sessizlik vardı, herkes masada oturmuş ve elini kitapların üstüne koyarak gözlerini kapatmıştı.

Onların Trans halinde olduğunu anlamak Ned için zor olmamıştı.

Binlerce kitabın olduğu raflara doğru yürüdü ve sırayla kitapları incelemeye başladı.

Öne gelen ilk kitabı çekip eline aldı.

'Yer Seviye Markus ve Yer Seviye İlitanın savaşı.' yazıyordu. Ned Borisin açıklamalarını hatırladı, bu kitapların hepsi anıları depolamak için kullanılmıştı. Aziz Seviye olanların anlayış kazanması için çok değerli eserlerdi ve bu kitaplarda yer alan dövüşcülerin bazıları yüksek boyutlarda yaşıyordu.

Ned daha fazla kitap arayışına girmeden ilk baktığı kitabı aldı, sonuçta hepsinin aynı olacağını düşündü üstelik kitapta bahsedilen kişileri de tanımıyordu.

Boş bir masa aradıktan sonra koridorun en sonunda ki masayı gördü, kitapla birlikte masaya doğru yürüdükten sonra sandalyeye oturdu, kitabı açtığı anda karşısında bir el çizimi çıktı. Ned kitabın üstüne elini koyduktan sonra Tanrı Enerjisini aktardı ve gözlerini kapattı.

Gözlerini kapattığı anda bedeni zihni bir girdaba çekilir gibi yutuldu ve bam başka bir dünyada gözlerini açtı. Çekilme hissine zaten alışık olduğu için fazla umursamamıştı.

Gözlerinin önünde büyük bir arena vardı, boyutları devasaydı. Bir kolezyumu andırıyordu ve dövüş alanının tamamı güçlü bir bariyerle kaplanmıştı. İçinde ise 2 tane Savaşçı vardı.

Savaşçılardan birisi kırmızı bir cübbe giymişti, elinde alev alev yanan bir kılıç tutuyordu ve bedeninden dehşet verici Yer Seviye gücü yayılıyordu. Bu kişi Markustu, 

Diğer savaşçının üstünde ise Mavi bir cübbe vardı, elinde oldukça ilginç şekle sahip dalgalı metalik renkli kılıç vardı. Ned kılıcın bir Ruh Silahı olduğunu anında anlamıştı.

Bu kişi ise İlita dı.

Ned ise seyirci koltuğunda oturuyor ve bu dövüşü diğer milyonlarca kişiyle izliyordu.

Ned başını sağa sola çevirip çevresine baktığında oldukça şaşırdı. Seyircilerin hepsi onun gibi uzmanlar dı. Hepsi Aziz Seviye savaşçıydı ve hepsinin üstünde farklı cübbeler vardı.

'Bu kitabın sayısız kopyası olmalı. Bu dövüşü sadece ben izlemiyorum.' dedi kendi kendine, doğru bir tespit yapmıştı. Hayal Kitaplarının sayısız kopyası vardı. Hayal kitabına giren kişi bir anda kendisini bir kolezyum da bulurdu. Bu kolezyum da ise Aziz Seviye savaşçıların hepsi anlayış kazanmak için dövüşleri izlerdi.

Ned iç çekti, bu kadar çok Aziz Seviyeyi sadece bir kitapta görüyordu ve kütüphanede ki binlerce kitabı düşününce acaba kaç Aziz olabilir diye düşündü.

Ardından bütün dikkatini iki savaşçıya verdi.

'İlita, bu düelloyu kabul ettiğin için minnettarım. ' dedi Marcus saygılı bir şekilde,