164.Bölüm

8.3K 773 98
                                    


Ned sakin adımlarla yürüdü, Ninanın ölümünden sonra farklı boyutlarda çok katı eğitimler yapmış ve güçlenmişti. Şuan eski halinden çok daha güçlüydü, Bir savaşçı olarak Bilge Aleminin Zirvesinde doruk noktaya ulaşmış ve Aziz gücünü hissetmeye başlamıştı. Aziz olmak için emin adımlarla ilerliyordu ve gelişim hızı dehşet vericiydi. Öğrendiği şeylerden sonra güçlenmekten başka çaresi kalmamıştı ve uzun zamandır çalışmayı aksattığı Doğa İmparatorunun Nefes sanatına ağırlık vermişti. Gelişim hızının bu kadar yüksek olmasının ana sebebi de buydu. Yıllar içinde saldırı ve gelişim sanatlarına odaklanmış hatta Ejderha Pulu Yenileme sanatını bile 6.Seviyeye çıkartarak güçlenmişti fakat Doğa İmparatorunun Nefes Sanatı yıllardan beri 2.Seviyeden üstüne çıkamamıştı. Bunun sebebi bu tekniği çalışmak istemesi değil bu tekniği kullanmadan Büyülü Canavar Çekirdekleri ve diğer şeylerle hızlıca gelişim göstermiş olmasıydı fakat artık Bilge Seviye Büyülü Canavar çekirdekleri hiç bir işine yaramıyordu. Bilge Seviye Büyülü Canavarlar bile ona rakip değildi. En güçlü Büyülü Canavar ırkının zayıf temsilcilerinden olan Bilge Seviye Ejderhalar bile saldırılarına 2. defa dayanamıyor ve tek seferde ölüyordu. Ned Ninanın ölümü ve ailesi hakkında öğrendiklerinden sonra gerçekten gücü arzulamıştı.


'Kıdemli Kral ... Hayır Hayır... Artık bir krallık kalmadı. 100 Bin yıl önce Atam Han Kan nasıl krallığı yok edip atalarınızı öldürdüyse bende krallığınızı yok edip seni öldüreceğim fakat bu sefer soyunuzdan kimsenin kalmadığına emin olacağım. Son bir defa dön ve krallığına bak çünkü yakında bu krallık haritada boş bir alan olarak görülecek.'

Ares Nedin gözlerinin içine bakarken ne kadar güçlü olduğunu anladı. Nedin bir gün kendisinden daha güçlü olacağını biliyordu fakat o günün bu kadar erken gelmesini asla beklememişti. Kalbinde ki tek pişmanlık ise Nedi 6 yaşında ki o Garez Düellosundan sonra öldürmemiş olmasıydı. O günden sonra Ned önlenemez bir şekilde güçlenmişti üstelik o bu güçlenmeye fayda bile sağlamıştı. Kan Kudretini Nedin almasına izin vererek, Anka Pençesi ve Kanatlarını öğrenmesine izin vererek onu güçlendirmişti. Kan Kudretinin onu tutan kişinin anılarını okuduğundan haberdar olsaydı asla Kan Kudretini Nede yaklaştırmazdı bile. 

'Güçlendin ve beni yendin. Ben bu günün bir gün geleceğini biliyordum fakat o gün geldiğinde durumun daha farklı olmasını istemiştim. Çevreme hep en büyük dahileri topladım, onlara sınırsız imkanlar verdim. Çocuk yaşta Aydınlık Kilisesine katılarak Han Kan tarafından yok edilen krallığımı ve öldüren atalarımın anısını tekrar diriltmek istedim. Bu yüzden Klanını ezdim, Kan Klanına düşman olanları yetiştirdim, her zaman acı çekmenizi sağladım ve aileni katlettim. Bunun bir saniyesinden bile pişman olmadım ve ölsem bile huzurlu öleceğim. Ned Kan. Ben Ares Anka senin klanını defalarca ezdim. Soyunu tükenmenin eşiğine getirdim. Kan bağınızı seyrelttim . BU SAVAŞI BEN KAZANDIM.' dedi Ares Kibirli bir şekilde, 

'Evet bir süre klanıma sıkıntı yaşattın fakat Klanım yok olmadı, Şimdi sana yaşanacakları anlatacağım ve sende beni dinleyeceksin. 

Öncelikle seni öldüreceğim. Ardından bedenini yanıma alacak ve ayrılacağım. Ondan sonra da seni dirilterek Jasmin gibi bir ölü köle haline getireceğim. Ardından seni kullanarak bugün Anka Krallığından kaçmış olan bütün soyunu sana öldürteceğim. Sen benim klanıma acı çektirdin fakat Klanım yıkılmadı ve tekrar benimle yükselecek fakat Anka Krallığı tarih oldu, isminizden kimse bahsetmeyecek, soyun asla devam etmeyecek ve o değersiz ismin unutulacak. Ares bu savaşı sen kazandın fakat gerçek galip benim!'

Aresin ifadesi bir anda öfkeyle doldu, 'Seni lanet piç kurusu!'dedi. Ned onun soyunu kurutacağını ve ona dair her şeyi yok edeceğini söyleyerek onu aşağılamakla kalmamış bütün bunları onun eliyle yapacağını söyleyerek bitirmişti.

'ANNEN HAKKINDA Kİ GERÇEĞİ BİLİYOR MUSUN ?' Nedin ifadesi bir anda ciddileşti. Az önceki alaycı yüzü tamamen yok olmuştu.

'Sen! Ne biliyorsun Anlat!'

'Ben mi hiç bir şey bilmiyorum fakat bilen birisini tanıyorum. Fakat asla öğrenemeyeceksin. Sadece benim bildiğimi fakat asla öğrenemediğini bilerek acı çek!' dedi. Ardından kahkahalar atmaya başladı.

'Bu senin düşüncen!' dedikten sonra tek adımda Aresin önünde belirdi. Elinde Aresin az önce kopartılmış kollarından birisini tutuyordu. Kolu Aresin omzuna sertçe bastırdı. Aresin yüzü acıdan seyirdi.

'AYDINLIK YOLU KUTSAMASI!' dedi Ned sakin bir şekilde ve Aresin kolu bir anda bedeni ile kaynaşmaya başladı. Ares şaşkın bir şekilde Nede bakarken,

'Beni iyileştirsen bile sana bildiklerimi söylemeyeceğim.'

'Alya şunun ağzını kapat!' dedi Ned öfkeyle ve Alya tereddüt bile etmeden elinde ki hançeri Aresin bir yanağından soktu ve diğerinden çıktı. Ares acıyla bağırıyorsa da Hançer yüzünden sesi çıkmıyordu.

Ned bir süre Aresin kolunun iyice kaynaşmasını bekledi, Bir süre sonra Aydınlık Elementi kolun üzerinden dağıldığında, Ned Aresin az önce iyileşen koluna bir yumruk attı.

Ares ağzını delen hançer yüzünden zaten acı dolu çığlıklar atmaya çalışırken birde gelen darbe ile tekrar bağırdı.

'İYİ TAMAMEN İYİLEŞMİŞ' dedi. Ned Kan Kudretini Aresin eline verdi. Ares Nedin ne yapmak istediğini anlamamıştı fakat düşman eline bir silah tutuşturuyorsa tek yapması gereken onu düşmana saplamaktı.

Fakat Kan Kudretini kavradığı anda kolu bir taş gibi hareketsiz kaldı. Hareket bile edemiyordu.

'KAN KUDRETİNİ HEPİNİZ İTAAT ETTİRMEK İÇİN ELİNİZE ALDINIZ. SİZE BİR SIR VERECEĞİM! KAN KUDRETİ ONA DOKUNAN KİŞİNİN ANILARINI GÖREBİLİR FAKAT SENİN DAHA ÖNCE ANILARINI GÖRSE BANA SÖYLERDİ BU DURUMDA ÇOK İYİ GİZLEMİŞ OLMALISIN. DARYUS DA KAN KUDRETİNİN ELİNDE ÖLDÜĞÜ İÇİN SENİNDE ONUNLA AYNI KADERİ PAYLAŞMANDA HİÇ BİR SIKINTI YOK!' dedi. 

Aresin göz bebekleri büyüdü, Sallanmaya ve Kan Kudretini bırakmaya çalıştı fakat bunu yapması imkansızdı. Kan Kudretini tuttuğu anda tuzağa yakalanmıştı ve artık ölmediği sürece onu bırakamazdı.

'NE YAPACAĞINI BİLİYORSUN KAN.'

Aresin bedeni ve Kan Kudreti göz alıcı kırmızı ışıkla parladı, Ares bir anda acı ile kıvranmaya başladı, çektiği acı kollarının kopması veya ağzında ki hançerin verdiği acıyla kıyaslanamazdı. Her saniye milyonlarca bıçak bedenine saplanıyor, ateşle yanıyor, soğukla donuyor gibiydi. Beyninin içi sanki bir matkapla deliniyor ve her şey ondan çalınıyordu.

Bu acıya katlanırken eti yavaş yavaş eridi, göz bebekleri renksizleşti. Renkli saçları beyazladı ve döküldü, kısa süre sonra Ares ölmek üzere bir yaşlıdan fazlası değildi. Kan Kudretinin ve Aresin bedeninde ki kırmızı ışık söndüğünde Aresin bedeni toz parçası halinde kendi krallığının üstüne yağdı.

'Onunla kendi soyunu kurutacaktım fakat öğreneceğim bilgi daha değerli 'dedi. Ned 

Kan Kudretini eline aldıktan sonra sordu,

'Ne gördün ?'

'Sadece bir isim, belli belirsiz fakat Ares o kişinin Annenle bağlantısı olabileceğini düşünüyor.'

Ned merakla sordu,

'Kim ?'

'Zıplayan Kurbağa Zender Magus!'

ASDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin