Bilge Seviye Büyülü Canavar cesetlerini köye taşıyan 2 bilge döndükten sonra herkes tekrar yerini aldı. Ardından av kaldığı yerden devam etti ve sadece 2 saatlik süre içinde çoktan 10 tane büyülü canavar öldürülmüştü. Ned İhtiyarların savaşma tarzını oldukça beğenmişti, koordineli bir şekilde hareket ediyor ve birbirlerinin eksiklerini tamamlıyorlardı. Her kes ne yapacağını tam anlamıyla bildiği için ise bir lidere bile ihtiyaç kalmadan kolayca avlanma işini hallediyorlardı.
İlerleyen saatlerde ise Ned kendisi Bilge Seviye Büyülü Canavarlara meydan okumak istedi, Hanın söylediği gibi hızın önemini ilk defa savaştığı 9. Boynuzlu Ulu Kurt ile dövüşürken fark etmişti.
Nedin dövüşü ile İhtiyarların savaşı arasında devasa bir fark vardı. İhtiyarlar 9 Boynuzlu Ulu Kurt öldürmeyi o kadar basit göstermiştiler ki Ned kendi savaşınında bir o kadar basit geçeceğini düşünmüştü fakat sonuç olarak 4 pençe darbesi almış ve derin kesiklerle savaşı kazanmıştı. Ödülü ise kimse tarafından istenmeyen bir beden ve 2 Siyah Altın eden bir çekirdek olmuştu .Bir Bilge Seviye canavarın bedeni ele geçirmişti ve gelecekte onun parçalarını demircilikte kullanabilirdi. Yine de bu kadar zorlanmış olmasından dolayı ne kadar güçsüz olduğunu bir defa daha anlamıştı.
'Büyük bir ormanda küçük bir inde yaşadım ve orayı bütün bir dünya zannettim.' dedi kendi kendisine ve ne kadar zayıf olduğunu kavradı.
Kendi dünyasında en güçlülerden birisi, en büyük dahi ve geleceği sınırsız birisi olmasına rağmen burada ortalama birisinden daha fazla değildi. Avın ardından kendi öldürdüğü 9 Boynuzlu Ulu Kurdun bedenini aldı ve yaşlılarla birlikte köye döndü, Yaşlılardan bu dünya hakkında bütün bilgileri aldıktan sonra onlara yardımcı olmak istedi.
'Bize çok yardımcı oldunuz, bunun için size teşekkür ederim. Lütfen bunu kabul edin.' dedi Ned elinde tuttuğu keseyi yaşlı adama uzatırken . Yaşlı adam saygıyla başını eğdi ve keseyi aldı. Keseyi açtıktan sonra neredeyse yere düşecekti.
'Lordum bu. Lordum emin misiniz ?' dedi Yaşlı Adam Nedin gözlerinin içine bakarken,
'Evet oldukça eminim. .' dedi Ned saygılı bir şekilde. Adam elinde tuttuğu keseyi dikkatlice kontrol ettikten sonra derin bir nefes aldı.
'Minnettarım Lordum, Bu 1.000 Siyah Altın köyüme bir kaç yıl boyunca rahat yaşama imkanı verecektir.' dedi.
'Umarım öyle olur.' dedikten sonra Ned ve yanındakiler vedalaştıktan sonra havalanarak ayrıldı. Yaşlı adamlar ve diğer bilgeler minnet dolu gözlerle onlara bakarken oldukça mutlulardı. Ned için 1.000 Siyah altının bir değeri yoktu zaten çok daha fazlasına sahipti ve yaşlı adamlar onlara gerçekten çok yardımcı olmuştu bu yüzden 1.000 Siyah altın yani 10 Milyon Altını onlara vermekte hiç bir sıkıntı görmemişti.
Bu boyutun ismi Yer Kıtasıydı, Bu ismi almasının sebebi ise tarih boyunca bu kıtadan çıkan en güçlü kişilerin her zaman Yer Seviyede yer alması olmuştu. Yer Kıtası tartışmasız savaşçıların hüküm sürdüğü bir alandı, sayısız Klan, Loca ve binlerce özel savaşçı okulu bulunuyordu. Her okulun , klanın,locanın kendisine ait özel bir stili vardı. Bu Stile dövüş stili deniliyordu ve her okula,klana,locaya katılan kişiler yalnızca bu stilin gerektirdiği şekilde eğitim görebilir ve hayatları boyunca sadece bu stilleri uygulaya bilirdi.
Ned ise Dövüş Stillerine oldukça yabancıydı, buna rağmen merakına engel olamıyor ve ne olduklarını görmek istiyordu.
En yakın şehir olan Ay Çiçeği şehrine uçarak gitmek bile 3 gün sürüyordu, Ned geldiği dünyada bir aylık yolu bile bir kaç saatte bitirebilirken köye en yakın şehre gitmesinin 3 gün sürmesini sadece bu dünyanın ne kadar büyük olduğuna yora bilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASD
FantasyFantastik #1 bir zamanlar. Kurgusal bir boyutta geçen hikayenin baş kahramanı 4 yaşındayken ailesinin ölümüne şahit olmuştur. O günden sonra hayatında ki hiç bir şey aynı kalmamıştı. Hayatını ailesini öldürenlerden intikam almaya ve klanını eski iht...