198.Bölüm

7.7K 616 8
                                    

Ned konağına döndükten sonra sakin bir şekilde avlusuna yöneldi, o gelmeden önce masası onun için hazırlanmıştı. Masanın üstünde bir çok çeşit meyve vardı. Ned masaya oturduktan sonra sürahiden bardağına biraz şarap koydu. Ardından tekrar kitabını okumaya başladı.

Kitabı bütün olaylara rağmen bırakmıyor olmasının sebebi Yer Şehri hakkında önemli bilgiler okuyor olmasıydı. Dikkati dağılınca tekrar toplamakta zorlanıyordu çünkü Hayal Kitabından edindiği anlayış bütün zihnini ele geçirmişti. Bu yüzden biraz sakinleşmeye ve zihninin rahatlatmaya uğraşıyor aynı zamanda faydalı bir kaç şey öğreniyordu. 

Kitabı okurken şarabından bir yudum aldı,

'Yer Şehrinin gizli güçleri ; Gizli Kan Kardeşler. Gizli Aydınlık Papazları. Gizli Tanrı Fedaileri. 

3 gücün ...' Ned bir sonra ki cümleyi okumadan malikanesinin dışında muazzam bir patlama sesi duyuldu ve gökyüzünden bir beden gök taşı gibi Nedin avlusuna çakıldı. Ned kitabı ve şarap bardağını bıraktığı gibi fırladı. 

Yere düşen bedene baktığında tüyleri diken diken olmuştu. Yüzlerce yerinde kesik vardı, bütün gövdesi delik deşik olmuş ve gözleri oyulmuştu. Birisini bu şekilde öldürmek için vahşi olmak gerekirdi. Ned cesede bakarken gökyüzünde asılı duran adamı fark etti.

Bedeninde bir ürperti hissetti, neredeyse kanı çekilmişti.

Nedin başı istemsiz bir şekilde eğildi, yukarı bakarken kendisini tekrar yerde ki cesede bakarken bulmuştu. Gökyüzünde duran adamın gücünü bile hissetmekte zorlanıyordu, sanki bir canavar onun konağının üstünde ava çıkmış gibiydi. 

İstemsiz bir şekilde yere bakarken cesede baktı, yüzüne neredeyse hiç dokunulmamıştı, gözleri hariç bütün organları tamdı ve Ned onu tanıdı.

Bu kişi Nedin şifacı çağırmasını istediği eğitmendi. 

Birisi eğitmeni öldürmüştü ve Ned bunu yapanın kim olduğunu tahmin etmekte zorlanmıyordu.

Bütün bedeni baskı altında eziliyor olsa da güçlükle konuştu.

'Saygın Elder ben küçüğe öfkeli ' dedi sesinden pişmanlık belli oluyordu. Eski karakteri olsa asla boyun eğmez ve direnirdi fakat Boris kibrini söküp aldıktan sonra uyum sağlamayı öğrenmişti.

'Öfkeli duygularımı anlatmaya yeten bir kelime değil! Sen benim öğrencimi yaraladın.' dedi. Sesi acımasız fakat temkinliydi. Nedin tam olarak kim olduğundan emin değildi üstelik kendisine ait bir konağı olduğunu öğrendiği anda bir şeylerden şüphelenmişti. 

Nedin hala nefes alıyor olmasının sebebi de elderin bu düşüncesiydi aksi halde Ned çoktan can vermiş olurdu.

'Bu küçük Saygın Elderin öfkesini anlıyor fakat bu küçük kendi hayatını korudu. Ayrıca bu küçük kalıcı bir hasar bırakmadı.' dedi. Kendisini açıklamaya çalışırken alnında boncuk büyüklüğünde ter damlaları oluşmuştu. Aziz Zirvesinde güç her saniye onu bastırıyordu.

Elderin sesi öfkeliydi, neredeyse gökyüzünü titretecek kadar sert çıkmıştı.

'Saygın bir şekilde hayatını savunsaydın bunu anlar hatta seni taktir ederdim fakat sen benim öğrencimi bir kitapla döverek benim ustalık yeteneklerimi de aşağıladın. Cezanı çekmeyeceğini düşünme! Bu günden sonra yaptığına pişman olarak yaşayacaksın.' dedi. 

Ned çaresiz hissetti, asla yenemeyeceği bir düşmanı vardı ve hayatı pamuk ipliğine bağlıydı. Artık bazı şeyleri söyleyerek hayatını korumalıydı.

ASDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin